Bir kez daha, aşık ve kederli,
bir kan örtüsü yayarak ardım sıra
sana geldim işte ey Yunan toprağı.
Denizin yatmış, birkaç tekne gölgesi,
sanki Nauplion değil Bodrum kalesi,
annem değilsen teyzem gibisin bana.
Bir ateş gördüm koca Balkan'da,.
tuttum, ellerimle giyindim sırtıma,
yandım ama yanmayı da öğrendim.
Hep böyle oluyor, sen de bilirsin,
tek ömrü var insanın, sınırları belli,
bir sevda ve bir kent yetmiyor bana.
Yaşamak istiyorum bütün insanlarda,
yürümek istiyorum yollarını dünyanın,
karışayım, herşeyde bir parçam kalsın.
Parçalansın dizlerim, erisin elim,
kanım kanlara karışsın, sularım sulara,
dünyanın otlarıyla koksun saçlarım.
Puslu bir sabah Nauplion limanında,
bir kez daha aşık ve ölümcül kederli,
bir ses taşıyorum Balkan'dan, kulağımda.
bir kan örtüsü yayarak ardım sıra
sana geldim işte ey Yunan toprağı.
Denizin yatmış, birkaç tekne gölgesi,
sanki Nauplion değil Bodrum kalesi,
annem değilsen teyzem gibisin bana.
Bir ateş gördüm koca Balkan'da,.
tuttum, ellerimle giyindim sırtıma,
yandım ama yanmayı da öğrendim.
Hep böyle oluyor, sen de bilirsin,
tek ömrü var insanın, sınırları belli,
bir sevda ve bir kent yetmiyor bana.
Yaşamak istiyorum bütün insanlarda,
yürümek istiyorum yollarını dünyanın,
karışayım, herşeyde bir parçam kalsın.
Parçalansın dizlerim, erisin elim,
kanım kanlara karışsın, sularım sulara,
dünyanın otlarıyla koksun saçlarım.
Puslu bir sabah Nauplion limanında,
bir kez daha aşık ve ölümcül kederli,
bir ses taşıyorum Balkan'dan, kulağımda.
Özdemir İnce
Kentler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder