Temmuz 1993 / 1997
Gidiyor bir yaz daha
Fotoğraflar, gölgesiyle çoğalan
Görkemli ceviz ağaçları
Ve ölen arkadaşlarla.
Bir yaz daha sarartıyor
Gönlümün ekinlerini.
Geçip gidiyor
Daraltarak
Geçmişle geleceğin arasını.
Bir yaz daha götürüyor
Ömrümün en zor parçasını.
Ben hala sıkılgan bir çocuk
Ben hala acemisi aşkların.
Çağıltılı suların
Okşuyorum sırtını.
Bir yaz daha yakıyor
Yakıyor dorukları
Ve ömrümün yoldaşlarını.
Gövdemleşen o sızı
Habire diriltiyor kendini.
Bu yaz da dağlarımı özlüyorum
Yüreğime dağılacak dağlarımı.
Karınca kümbetlerini, pürenleri
Sarıçam rüzgarlarını
Geceyi yırtan alazları
Karpuz çatlatan sularını.
Bulutlara dağılmış bu özlem
Boşalan bir yağmur gibi toprağa
içimin sancısını dinlendirecek.
Bir şey vardı
O suyun bana
İlk baktığı yerde.
Akıcı, berrak ve arındıran.
Sanki geleceğim oradaydı.
Bir şey vardı
Elim ceviz kabuklarıyla kararmış
Sesim kendi sesimken.
Kuşların diliyle söyleşerek
O yazlardan
Bugüne kalan.
Bir şey vardı
Beni benzersiz yapan.
Hani bir gün,
Köstebek yuvalarını
Gürgenlerin uç yeşillerini
Doğranmış bir ağacın dibindeki filizi
Sezdiğim gün.
Bütün yazlarda geçiyor o gün.
Bunlar, hepsi beraber belki de
Geçen her yazda vardı.
Durmadan yanan her yazda.
Bizi biraz da genizde bırakan
Biçilmiş ot kokusu gibi.
Dumanı hala kor
Her yazda.
Fotoğraflar, gölgesiyle çoğalan
Görkemli ceviz ağaçları
Ve ölen arkadaşlarla.
Bir yaz daha sarartıyor
Gönlümün ekinlerini.
Geçip gidiyor
Daraltarak
Geçmişle geleceğin arasını.
Bir yaz daha götürüyor
Ömrümün en zor parçasını.
Ben hala sıkılgan bir çocuk
Ben hala acemisi aşkların.
Çağıltılı suların
Okşuyorum sırtını.
Bir yaz daha yakıyor
Yakıyor dorukları
Ve ömrümün yoldaşlarını.
Gövdemleşen o sızı
Habire diriltiyor kendini.
Bu yaz da dağlarımı özlüyorum
Yüreğime dağılacak dağlarımı.
Karınca kümbetlerini, pürenleri
Sarıçam rüzgarlarını
Geceyi yırtan alazları
Karpuz çatlatan sularını.
Bulutlara dağılmış bu özlem
Boşalan bir yağmur gibi toprağa
içimin sancısını dinlendirecek.
Bir şey vardı
O suyun bana
İlk baktığı yerde.
Akıcı, berrak ve arındıran.
Sanki geleceğim oradaydı.
Bir şey vardı
Elim ceviz kabuklarıyla kararmış
Sesim kendi sesimken.
Kuşların diliyle söyleşerek
O yazlardan
Bugüne kalan.
Bir şey vardı
Beni benzersiz yapan.
Hani bir gün,
Köstebek yuvalarını
Gürgenlerin uç yeşillerini
Doğranmış bir ağacın dibindeki filizi
Sezdiğim gün.
Bütün yazlarda geçiyor o gün.
Bunlar, hepsi beraber belki de
Geçen her yazda vardı.
Durmadan yanan her yazda.
Bizi biraz da genizde bırakan
Biçilmiş ot kokusu gibi.
Dumanı hala kor
Her yazda.
Abdullah Nefes
Nedir ki Ömür
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder