Lady Fenton başında masanın,
Şöminede gürüldüyor ateş.
Yerde büyük bir Türk halısı,
Takvimdeki tarih 1935.
Nigel'la Mary yan yanalar,
Neredeyse değecek başları,
Dışarıda kararmış ağaçlar,
Camlar yansıtıyor akşamı.
"Evet," diyor Sir Frederick,
"Tom'u gördüm geçenlerde,
Hiç yaşlanmamış sanırsınız,
Polo oynardık kaç yıl önce."
Şarabını yudumluyor Dr. Wılliams,
Karısı oynuyor inci kolyesiyle,
Bıyığını sıvazlıyor Albay Conway,
Eski Madras güneşleri yüzünde.
Bilmiyorlar neler hazırlıyor kader,
Neler gizli kutusunda zamanın:
Fundalıkların ardında budala polisler,
Tanıklığı hizmetçi kızların.
Diyorlar: "Hiçbir şey sarsamaz bizi,
Dürüst, güçlü, uygar insanlarız biz,
Kasalarımızda hisse senetleri,
Saplarımıza dek İngiliz."
Sonra birdenbire sönüşü ışıkların,
Delice titreyen mumlar
Ve karanlığı yırtan çığlık:
"Tanrım, aramızda bir katil var!"
Şavkar Altınel
Donuk Işıklar
Şöminede gürüldüyor ateş.
Yerde büyük bir Türk halısı,
Takvimdeki tarih 1935.
Nigel'la Mary yan yanalar,
Neredeyse değecek başları,
Dışarıda kararmış ağaçlar,
Camlar yansıtıyor akşamı.
"Evet," diyor Sir Frederick,
"Tom'u gördüm geçenlerde,
Hiç yaşlanmamış sanırsınız,
Polo oynardık kaç yıl önce."
Şarabını yudumluyor Dr. Wılliams,
Karısı oynuyor inci kolyesiyle,
Bıyığını sıvazlıyor Albay Conway,
Eski Madras güneşleri yüzünde.
Bilmiyorlar neler hazırlıyor kader,
Neler gizli kutusunda zamanın:
Fundalıkların ardında budala polisler,
Tanıklığı hizmetçi kızların.
Diyorlar: "Hiçbir şey sarsamaz bizi,
Dürüst, güçlü, uygar insanlarız biz,
Kasalarımızda hisse senetleri,
Saplarımıza dek İngiliz."
Sonra birdenbire sönüşü ışıkların,
Delice titreyen mumlar
Ve karanlığı yırtan çığlık:
"Tanrım, aramızda bir katil var!"
Şavkar Altınel
Donuk Işıklar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder