Nedir yazdığım soruyorum:
Tuhaf karım-küçük aşkın
Yaprağı eğer yeşillenirse, adaya doğru
Uçar kumru kanatları
Soluk soluğa
Nedir yazdığım, soruyorum?
Tuhaf,
Duvarın merdivenleri olur kirpikleri
Sonuç tuhaf, ruhumdan başkasını sever
Son sığınağa çağırıp boynu bükük
Bebekleri ürkütüp kaçırarak
Attığı adımı geri alır gibi bir körün, sonunda
Onunla açılır gözleri
Tuhaf, sonunda değişti bütün keskin kokusu
Sümbülün
Yandı sonunda
İşte geldiğim yol.
Biliyorum şüphesiz düşün uzunluğunu
Biliyorum şüphesiz şiirin uzunluğunu
Biliyorum şüphesiz gizin uzunluğunu
Biliyorum...
Üzülür toprak iki adıma
Üzülür evren iki kırıntıya
Biliyorum şüphesiz görünen evi
Uykusuz
Şüphesiz içtenliğini deniyorum
Baktım, bugün, yarın
Aşk böyle bakir şüphesiz
Ve uykusuz.
Nedir söylediğim soruyorum
Karım, bir vaha yarattı aşk ona benzer
Nedir söylediğim soruyorum:
Geri dönen boyun eğdi
Şiirin cahilliği gibi mevsimlerde ince ve kaba
Böyle görüyorsa görmesin, böyle
Nasıl parlıyor üzgün sabah
Nesneler nasıl parlıyor
Nedir söylediğim soruyorum:
karımın öfkesi mendilinde
Dönen boyun eğdi
Şiirlerin cahilliği gibi mevsimlerde.
Bunlar, onlar pencerelere tıkar kitapları,
mezarlığın eskimiş resmi gibi
Ufukta gökkuşağı
Sevinçle
Görünür
Ve uykusuz
Gibi, görünen evleri gibi
Uykusuz.
Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı
Beyrut 4.12.1956
Tuhaf karım-küçük aşkın
Yaprağı eğer yeşillenirse, adaya doğru
Uçar kumru kanatları
Soluk soluğa
Nedir yazdığım, soruyorum?
Tuhaf,
Duvarın merdivenleri olur kirpikleri
Sonuç tuhaf, ruhumdan başkasını sever
Son sığınağa çağırıp boynu bükük
Bebekleri ürkütüp kaçırarak
Attığı adımı geri alır gibi bir körün, sonunda
Onunla açılır gözleri
Tuhaf, sonunda değişti bütün keskin kokusu
Sümbülün
Yandı sonunda
İşte geldiğim yol.
Biliyorum şüphesiz düşün uzunluğunu
Biliyorum şüphesiz şiirin uzunluğunu
Biliyorum şüphesiz gizin uzunluğunu
Biliyorum...
Üzülür toprak iki adıma
Üzülür evren iki kırıntıya
Biliyorum şüphesiz görünen evi
Uykusuz
Şüphesiz içtenliğini deniyorum
Baktım, bugün, yarın
Aşk böyle bakir şüphesiz
Ve uykusuz.
Nedir söylediğim soruyorum
Karım, bir vaha yarattı aşk ona benzer
Nedir söylediğim soruyorum:
Geri dönen boyun eğdi
Şiirin cahilliği gibi mevsimlerde ince ve kaba
Böyle görüyorsa görmesin, böyle
Nasıl parlıyor üzgün sabah
Nesneler nasıl parlıyor
Nedir söylediğim soruyorum:
karımın öfkesi mendilinde
Dönen boyun eğdi
Şiirlerin cahilliği gibi mevsimlerde.
Bunlar, onlar pencerelere tıkar kitapları,
mezarlığın eskimiş resmi gibi
Ufukta gökkuşağı
Sevinçle
Görünür
Ve uykusuz
Gibi, görünen evleri gibi
Uykusuz.
Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı
Beyrut 4.12.1956
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder