Sayfalar

22 Aralık 2018 Cumartesi

Ne Fayda!

Sen benimsin,
Ciğerparem, sevdiğim
Gülden ağır
Söyleyemem sana!

Saçlarına
Kızıl güller takayım
Salın da gel,
Bir o yana
Bir bu yana!

Meğer
Müşkil işmiş hürriyet
Savunmayla yetmiyor
Bir başka sevda!

Telden
Demirden geçsen
Mapusu delsen
Ne fayda!


Enver Gökçe

21 Aralık 2018 Cuma

Ey Bana Derviş Deyen Ne’m Ola Derviş Benim

Ey bana derviş deyen ne’m ola derviş benim
Dervişlik yaylasında hareketim kış benim

Derviş adın edindim derviş donun donandım
Yola baktım utandım hep işim yanlış benim

Hırkam tacım gözlerim fâsid işler işlerim
Her yanımdan gizlerim bin bir fâsid iş benim

Yoldan haber sorarlar aydırım inanırlar
Kalbim sâfi sanırlar vay ne düşvar iş benim

İçerime bakarsan buçuk pulluk nesne yok
Daşramın kavgasından âlemler dolmuş benim

Yunus aydır yârenler ey gerçeğim erenler
Bu yolda olan hâller Allâh’a kalmış benim


Yunus Emre

Sûfîyim Halk İçinde Tesbih Elimden Gitmez

Sûfîyim halk içinde tesbih elimden gitmez
Dilim ma’rifet söyler gönlüm hiç kabûl etmez

Boynumda icâzetim riyâ ile tâatım
Endişem ayrık yerde gözüm yolum gözetmez

Söylerim ma’rifeti sâluslanırım katı
Miskinliğe dönmeye gönlümden kibir gitmez

Hoş dervîşim sabrım yok dilimde inkârım çok
Kulağımdan gireni hergiz içim işitmez

Âlem çıraktır sadır gönlüm bunu gözetir
N’ideyim Hak korkusu hergiz içimden bitmez

Görenler elim öper tac u hırkama bakar
Şöyle sanırlar beni zerrece günah etmez

Dışımda ibâdetim sohbetim hoş tâatım
İç pazarda gelince bin yıllık ayyar etmez

Görenler sûfî sanır selâm verir utanır
Onca iş koparaydım eleriben güç yetmez

Dışım derviş içim boş dilim tatlı sözüm hoş
İllâ ettiğim işi dînin değşiren etmez

Yunus eksikliğini Allah’ına arz eyle
Onun keremi çoktur sen ettiğin ol etmez


Yunus Emre

Bir Milli Kurtuluş Türküsü

Zalım!
Hami de kötü dinli gavur,
Nasıl da bağdaş kurmuş toprağıma
Gülümü harmanımı savurur!
Kara gözlerini
Sevdiğim oğlan,
Bize oldu olan
Topla Antep'i, Çukurova'yı İzmir'i, Urfa'yı, Konya'yı
Haydi ha!
Ne durursun Munzur!

Engini de deli gönül engini
Kutlayalım şol kurtuluş cengini
Hayını,
Kompradoru, pezevengini
Vur
Kara yeğenim vur!


Enver Gökçe
Türk Solu, 28 Ocak 1969

20 Aralık 2018 Perşembe

Ey Bana İyi Diyen Benim Kamudan Yavuz

Ey bana iyi diyen benim kamudan yavuz
Alnımı Ay bilirim bu gözlerimi gündüz

Bu vücûdum şehrinde buçuk pulluk assım yok
Amelim mahalleri ser-be-ser kalmış ıssız

Hücrede ve bucakta Hakk’a lâyık amel yok
Kimde derd ü firak var kimlerde eserli söz

Halk hep ayağın durur ben seğirttim oturdum
Geçtim sadır yerine döşek kalın yerim düz

Bunun gibi salûsluk çünkim elime girdi
Artık n’işime yarar derd ü firak âh u sûz

Ben bir kitap okudum kalem yazmadı onu
Mürekkep eyler isem yetmeye yedi deniz

Ben oruç namaz için süci içtim esridim
Tesbîh u seccâdeyçin dinledim çeşte kopuz

Yunus’un bu sözünden sen ma’nî anlar isen
Konya menâresini göresin bir çuvalduz


Yunus Emre

Ey Bana İyi Deyen Benem Kamudan Kemter

Ey bana iyi deyen benem kamudan kemter
Şöyle mücrimim yolda mücrimler benden server

Benim gibi mücrim kul bir dahı isteyibul
Dilimde ilm ü usûl dileğim dünya sever

Zâhirim iyi yerde gönlüm fâsid haberde
Bulunmaya Bağdad’da bencileyin bir ayyâr

Dışım göynü içim ham dirliğim budur müdam
Yol varmadan bir kadem arştan veririm haber

Dışım biliş içim yad dilim hoş gönlüm mürted
İşim yavuz iyi ad böyle fitne kanda var

Kime kim öğüt verdim ol Hakk’a erdi gördüm
Bana benim öğüdüm hiç eylemedi eser

Takındım şeyhlik adın kodum ma’şuk tâatın
Verdim nefsin muradın kani Hakk ile pazar

Yayıldı Yunus adı suçtur cümle tâatı
Çalab’ım inâyeti suçun geçire meğer


Yunus Emre

Uyan Alim

Yıllardır susmuşum lal
Yanım yörem Tepegöz, Şahmaran!
Yürek çın çın eder ama,
Erdemli ve yiğit
Bir gerilla bıçağıdır, çatal
Derman sorar kurda kuşa derman!
Dağlar gül gülistan içinde
Al al!
Bir ben kalmışım
Rüsvay, malamat, üryan!
Adı görklü Marx yadıma düşende,
Uyan derim Alim
Uykudan uyan!


Enver Gökçe
Türk Solu, 7 Ocak 1969

19 Aralık 2018 Çarşamba

Bir Suâlim Var Sana Ey Dervişler Ecesi

Bir suâlim var sana ey dervişler ecesi
Meşâyih ne buyrur yol haberi nicesi

Vergil suâle cevap tutalım olsun sevap
Şu’le kime gösterir aşk evinin bacası

Evvel kapı şeriat emr ü nehyi bildirir
Yuya günahlarını her bir Kur’an hecesi

İkincisi tarîkat kulluğa bel bağlaya
Yolu doğru varanı yarlıgaya hocası

Üçüncüsü ma’rifet can gönül gözün açar
Bu ma’nî sarayına arşa değin yücesi

Dördüncüsü hakıykat ere eksik bakmaya
Bayram ola gündüzü Kadir ola gecesi

Bu şeriat güç olur tarîkat yokuş olur
Ma’rifet sarplıkdurur hakıykattir yücesi

Dervişin dört yanında dört ulu kapı gerek
Nereye bakar ise gündüz ola gecesi

Ona eren dervişe iki cihan keşfolur
Onun sıfâtın över ol hocalar hocası

Dört hâl içinde derviş gerek siyâset çeke
Menzile ermez kalır yol eri yuvacası

Kırk kişi bir ağacı dağdan gücün indire
Ye bunca mürit muhib sırat nice geçesi

Küfrün atarken sakın îmânın urmayasın
Yoksa sırsın güveci sebil olur güveci

Dört kapıdır kırk makam yüz altmış menzili var
On’ erene açılır vilâyet derecesi

Âşık Yunus bu sözü muhal diye söylemez
Ma’nî yüzün gösterir bu şâirler hocası


Yunus Emre

Andan Beri Kim Aşkın Benimle Yoldaş Oldu

Andan beri kim aşkın benimle yoldaş oldu
Rahman yoluna beni göstermeğe baş oldu

Canım üzere durdu rahman çerisin derdi
Şeytan ilini vurdu key yağma taraş oldu

Aşk nefs iline aktı ne buldu ise yaktı
Kibir kal’asın yıktı anda çok savaş oldu

Dost yüzün ayan gördüm sır haberlerin sordum
Dedi gizli bilmezsin uş söyledim faş oldu

Aşk aldı elim benim gösterdi doğru yolum
Hakk’a şükür kim hâlim bayağıdan hoş oldu

Onlar ki göz açtılar bu dünyâdan geçtiler
Ahrete ulaştılar menzilleri arş oldu

Bunlar bunda kaldılar dünyâya aldandılar
Yalancılar oldular hep bunlar kolmaş oldu

Ölenler hâlin bilmez göz açıp öğün dermez
Miskin Yunus Emre’nin meğer bağrı baş oldu


Yunus Emre

Köylülerime

Anamız birdir, aynı memeden emmişiz dostlar.
Kan kardeşiz, sizlere kanım kaynıyor.
Sizlerle beraber herk ettik toprağı,
Beraber yattık hapiste, beraber teskere aldık
Ve maniler yaktık hasret için;
Gülemediysek de boş verdik beraber...
Halay mı çekmedik kol kola,
Horon mu tepmedik diz dize,
Çepken mi vermedik rüzgara?
Koyun koyuna yattık toprak duvarlarda
Sıtmayla, sığırla, davarlarla...
Daha da yatarız dostlarım daha da...
Gün gelirse eğer
Halay çeker, türkü söyler gibi yanyana
Mavzer mavzere verip de
Düşmana kurşun da atarız.
Sizlere kanım kaynıyor, yabancı değilsiniz bana...


Enver Gökçe

18 Aralık 2018 Salı

Aşk ile İster İdik Yine Bulduk Ol Canı

Aşk ile ister idik yine bulduk ol canı
Gömlek edinmiş giyer sûret ile bu teni

Girmiş sûrette gezer cümle işleri düzer
Geri kendine söyler gevher ile bu kânı

Bu dünya bir pazardır sûretler dükkân olmuş
Bu dükkâna giriben oldur satan bu kânı

Bir niceler kayırır bunca malım kaldı der
Veren oldur alan ol sormaz nedir ziyanı

Yunus imdi sen senden ayrı değilsin candan
Sen sende bulmaz isen nerde bulasın anı


Yunus Emre

Bu Aşk Denizine Dalan Hâcet Değil Ona Gemi

Bu aşk denizine dalan hâcet değil ona gemi
Yahut (biz) kanda bulalım bu sohbet ile bu demi

Dünyâlığım yoktur deme bu gussayı öküş yeme
Ma’şuku ger sevdin ise gider gönlündeki gamı

Ben sevdiğim ma’şûkayı sen dahı bir görse idin
Vermeyeydin bu öğüdü fidî kılaydın bu canı

Âşık kişi bilmez öğüt zirâ assı kılmaz öğüt
Unutur ol kibr ü kîni terk eyler gider dükkânı

Gerçek âşık olanların yüzünde nişanı olur
Dünün günün durmaz akar gözleri yaşının kanı

Bu cümle âlem sevdiği şu din ile îmandurur
Aşksız gerekmez vallâhi şol dîni ile îmanı

Yunus yüzün kaldırmagıl aşıkların ayağından
Eyle fidî yüz bin canı andan bulasın Sübhân’ı


Yunus Emre

Turan Emeksiz

Bir yürüyüş eylediler sabahtan
Ilgıt ılgıt kan gider loy loy!
Dayan dizlerim dayan!
Ağla gözlerim ağla!
Namlu puşt olmuş, at ayağı puşt.
Yine düşman elindeydi vatan 

Bir oğul çıktı Malatya'dan:
Anası Yılmaz çağırırdı
Haram süt emmemişti anadan.
Ve Beyazıt derler bir büyük alan

Düşman sarmıştı sağı solu
Düşman çok, cephane yoktu.
Yetişmemişti daha Cemal Paşa kolu
Amandı el aman!

Tank paletleriydi alanda dönen
Kusan namlulardı, kalleş ölümcül
Ve vuran ve kıran ve haykıran
Malatyalı şöyle baktı bir
Ana baba günüydü herhal
Her yönde toz duman!

Vay anam vay!
Bu belalı başınan
Kime ne diyem
Nerelere gidem
Ya derdime derman
Ya katlime ferman!

Başı daralınca Yılmaz'ın
Baktı atacak taşı yoktu
Baktı eli durmuş, ayağı durmuştu
Vurulmuştu.
Çıkardı yüreğini kan içinde
Çarptı kötünün kafasına
Hay bu nasıl devran?

28
Nisandı
Yavri
Hey!
Ham
Meyveyi
Kopardılar
Dalından.


Enver Gökçe
Mayıs 1960

17 Aralık 2018 Pazartesi

Aceb Aceb Ne Nesnedir Bu Derd ile Firak Bana

Aceb aceb ne nesnedir bu derd ile firak bana
Canımı sarhoş eyledi aşk ağı vu tiryak bana

Kimin kim renci var ise derdine derman istesin
Kesti benim bu rencimi derman oldu bu derd bana

Aşk oduna yan der isen gönüllere gir der isen
Karanılar aydın ola ne kandil ü çırak bana

Gökten inen dört kitâbı günde bin kez okur isen
Erenlere münkir isen dîdar ırak senden yana

Miskin Yunus erenlere tekebbür olma toprak ol
Topraktan biter küllisi gülistan(dır) toprak bana


Yunus Emre

Eşkere Kıldım Bugün Pinhânımı

Eşkere kıldım bugün pinhânımı
Can veriben buldum ol cânânımı

Can gönül hayran kalıptır ma’şuka
Ma’şuk ile sürerim devrânımı

Derd gerektir dert gerektir dert gerek
Kim gerek derde verem dermânımı

Bî mekânım onun için dünyede
Kimsene bilmez benim mekânımı

Onu buldum u n’iderem ayrığı
Yağmaya verdim bugün dükkânımı

Top benim çevgânı aldım çalarım
Kim ala bu tûptan çevgânımı

Yer benimdir gök benimdir arş benim
Gör nicesi germişim sayvânımı

Yunus oldu ise adım ne aceb
Okuyalar defter ü divânımı


Yunus Emre

İbrahim

Yan binmişsin eşeğe
Kasketi de yıkmışsın afilli
Kaşın üstüne.
Bir günün beyliği beylik
Aldırma sat anasını;
Olmasa da olur
"Mükeyyifat"tan sayılır
Gaz, tuz ve şeker.

Hadi sür
Paçanın kokusunu aldı seninkiler!
Küçük Yılmaz bekler şehir ekmeği
He oğul, he!
Senin de şanın var

Hadi şöyle gir de köyden içeri
Ayaklarını sallaya sallaya,
Bozkulağı anırta anırta
Ko desinler Şahmaran'ın bağı var!


Enver Gökçe
Yağmur ve Toprak, Ekim 1948

16 Aralık 2018 Pazar

Türkiye Yaşanmaz Oldu

I

Türkiye yaşanmaz oldu!
Her gün bir başka zehir.
Görmedik,
Bir bahçe, bir çiçek, bir şehir
Görmedik bir gülen,
Hasılı bir ferah, bir rahat:
Uğruna çekilen,
Derttir, mihnettir
Senden yana olduğumuz sebeptir
Kollektif hayat!


II

Türkiye yaşanmaz oldu!
Gel gör halimiz yaman!
Haramiler, bezirganlar elinden
Aman, el aman!
Kesilmiş mümkünüm, çarem
Vay ne hal olmuş memleket
Vay ne hal olmuş vatan!
Güzel yarim İstanbul'dan ne haber?
Dil-Tarih'ten, Emekçi'den, Sendika'dan?..
Şiddetin sabahı yakındır
Dayan dizlerim dayan


Enver Gökçe
Ankara 1947