|
Gülten Akın |
Gülten Akın Cankoçak doğumu 23 Ocak 1933, Yozgat, ölümü 4 Kasım 2015. Türk şair ve yazar.
Yaşamı
Yozgat’ın Sorgun ilçesinde
ilköğrenimini tamamladı. 1940’lı yıllarda memleketi Yozgat’tan Ankara’ya
göç etti ve ortaöğrenimini Ankara Atatürk Anadolu Lisesi'nde
tamamladı. 1955'te Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi.
1956’da
Yaşar Cankoçak'la evlendi; bu evlilikten beş çocuk sahibi oldu.Kaymakam
olan eşinin görevi nedeniyle 1958-1972 arasında Anadolu’nun çeşitli
ilçelerinde yaşadı. Gevaş, Alucra, Gerze, Saray ilçelerinde ve
Kahramanmaraş'ta yardımcı avukatlık, avukatlık ve öğretmenlik yaptı.
1972'de
Ankara'ya yerleşerek Türk Dil Kurumu Derleme ve Tarama Kolu'nda
çalıştı. Kültür Bakanlığı Yayın Danışma Kurulu üyeliğinde bulundu.
Demokratik kitle örgütlerinin yeniden kuruluşu çalışmalarına katıldı.
İnsan Hakları Derneği, Halkevleri, Dil Derneği gibi örgütlerde kurucu ve
yönetici olarak görev aldı. 1978'de emekliye ayrıldı. 1980’lerde
Ankara’da bir banka soygununa katıldığı gerekçesiyle tutuklanan ve
dosyası Şentepe Devrimci Yol davasıyla birleştirilerek önce müebbet
hapse mahkûm edilen sonra cezası Yargıtayca bozulan oğlunun cezaevi
günlerinde yaşadıklarını şiirine yansıttı. 42 gün (1986) adlı
kitabında Mamak Cezaevi'nde süren açlık grevini anlattı. Yaşamını
Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde sürdürdü.
4 Kasım 2015’te
tedavi görmekte olduğu hastanede hayatını kaybetti. Cenazesi 6 Kasım
2015 cuma günü Kocatepe Camii'nden kaldırılarak Karşıyaka Mezarlığı'na
defnedildi.
Edebi YaşamıSon Haber gazetesinde ilk şiiri
1951'de yayımlandı. Ardından Hisar, Varlık, Yeditepe, Türk Dili, Mülkiye
gibi dergilerde çıktı. Başlarda şiirlerinin konusu doğa, aşk, ayrılık,
özlem iken, daha sonraları ise toplumsal sorunlar ağır bastı. 1980
öncesinde halkın yaşadıkları, onun da hayatına ve şiirine yansıdı. Daha
sonraki şiirlerinde toplumsal sorunlara yöneldi. Gezip gördüğü yerlerden
aldığı esinle zenginleşen ve coşkulu bir insan sevgisiyle yoğrulan
şiiri, toplumsal sorunları, yaşam-halk ilişkisini öne çıkardı.
Şiirlerinde
büyük ölçüde folklor öğelerinden yararlandı. Şiir üzerine yazılarını
bir araya getiren "Şiiri Düzde Kuşatmak" (1983) kitabında, halk
kaynağına inme isteğini, "Halkta var olan öz ve biçimi diyalektik olarak
yükseltmek, şiiri yükseltirken halkın yaşamının ve yaşam biçimlerinin
yükselmesine yardımcı olmak" sözleriyle açıklar. Şiirleri pek çok dile
çevrildi ve kırktan fazla şiiri bestelendi. Bestelenen şiirlerinden
biri, Sezen Aksu'nun 1993 tarihli albümüne adını veren Deli Kızın
Türküsü’dür.
2008’de Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın ölümünden sonra
Milliyet gazetesinin yaptığı yaşayan en büyük şair araştırmasında en çok
oyu alan Gülten Akın, şiirinde bir doruk noktası olarak nitelenen
Beni Sorarsan’ı 2013’te yayımlamış ve bu kitabı ile Metin Altıok Şiir
Ödülü’ne layık görülmüştür.
Akın, şiir dışındaki edebi
türlere fazla ilgi göstermedi ancak yedi adet kısa oyun yazdı. Ürettiği
tiyatro metinlerinde kadın, evlilik, düzene yönelik eleştiriler,
yoksulluk, yalnızlık, yaşlılık ve yabancılaşma gibi konular üzerinde
durdu.
Fazıl Hüsnü Dağlarca, Behçet Necatigil etkileri taşıyan ilk şiirlerinde simgeci, dolaylı bir şiir dilini
benimseyen Gülten Akın, Sığda'da, kendine özgü, başarılı bir şiire ulaşmış, Kırmızı Karanfil'de, halkın konuşma dilinden, ağıtlardan ve türkülerden başarıyla yararlanarak özgün bir sentez yaratmıştır. Ağıtlar ve Türküler ve Seyran Destanı, halk kültürü ve dilini özümseme alanında bilinçli bir çabanın özgün ve değerli ürünleridir. Özellikle Seyran Destanı'nda Nazım Hikmet'in epik şiir dilinin özümsenerek yeniden değerlendirilişi gözlemleniyor. İkinci Yeni şiirinin yeniden önemsettiği alegori, simge, v.b. biçim ögelerinden toplumcu bir şiir kurma yönünde başarıyla yararlanan Gülten Akın, bu ögeleri halk dili ve kültürüyle kaynaştırma becerisiyle; etkili, özgün ve inandırıcı ses tonuyla, çağdaş şiirimizde toplumcu bir yönelişin önemli ve seçkin bir temsilcisidir.
1950’li yıllarda yazmaya başladığı şiirleriyle, kısmen İkinci Yeni çizgisinde görülen, ancak 1970’li yıllardaki şiirlerinden itibaren bireysellikten toplumculuğa yönelen bir şairdir.
Şiirleri pek çok dile çevrilen ve kırktan fazla şiiri bestelenen Gülten Akın, Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın 2008 yılındaki vefatından sonra Milliyet gazetesinin yaptığı bir araştırmada en fazla oyu alarak "Yaşayan En Büyük Türk Şairi" olarak gösterildi. Şiirinde bir doruk noktası olarak nitelenen Beni Sorarsan’ı 2013’te yayımladı. Akın aynı zamanda Aksu Bora'nın annesidir.
Eserleri Şiir Kitapları
- Rüzgâr Saati (1956)
- Kestim Kara Saçlarımı (1960)
- Sığda (1964)
- Kırmızı Karanfil (1971)
- Maraş'ın ve Ökkeş'in Destanı (1972)
- Ağıtlar ve Türküler (1976)
- Seyran Destanı (1979)
- İlahiler (1983)
- Sevda Kalıcıdır (1991)
- Sonra İşte Yaşlandım (1995)
- Sessiz Arka Bahçeler (1998)
- Uzak Bir Kıyıda (2003)
Bestelenmiş Şiirleri
- Büyü Yavrum - Grup Yorum (1987), Edip Akbayram, Kemal Sahir Gürel (1988)
- Deli Kızın Türküsü - Sezen Aksu (1993)
- Siyah Beyaz (1989) -Sevinç Eratalay
- Beni Unutma (1989) - Sevinç Eratalay
- Ertuğrul'a Ağıt-Grup Yorum
Ödülleri
- 1955 - Varlık şiir yarışmasında birincilik ödülü
- 1965 - Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü, Sığda ile
- 1972 - TRT Sanat Ödülleri Yarışması'nda Başarı Ödülü, Maraş'ın ve Ökkeş'in Destanı ile
- 1976 - Yeditepe Şiir Armağanı, Ağıtlar ve Türküler ile
- 1991 - Halil Kocagöz Şiir Ödülü
- 1992 - Sedat Simavi Edebiyat Ödülü
- 1999 - Akdeniz Altın Portakal Şiir Ödülü
- 2003 - Dünya gazetesi Yılın Telif Kitabı Ödülü
- 2008 - Erdal Öz Edebiyat Ödülü
- 2014 - Metin Altıok Şiir Ödülü