Sayfalar

25 Nisan 2019 Perşembe

Terastaki Havlu

          Aynı terasa açılıyordu yan yanaydı kapılarımız kaldığımız
pansiyonda. Sabahları ya da akşamüzerleri karşılaşıyorduk, ortak
duş, ortak mutfak, çekingen bir selamlaşma.. Aynı terasta yanyana
kuruyordu çamaşırlarımız, bu ürpertiyordu beni; acemi, tutuk
birkaç sözcük eşliğinde beyaz şarap içerek aynı terasta seyrediyorduk
günbatımını, bu da ürpertiyordu beni. Işığın azalan şiddetinde
yan yanaydı terasa vuran gölgelerimiz ve karışıyordu birbirine.
          Elimizde olmadan gülümsemiştik bakışlarımız çarpıştığında,
sahildeydik ve aynı kitabı okuyorduk ilk karşılaşmamızda.
          Sezon açılmamıştı, seyrekti sahiller, daha erken yaz gülümsüyordu
          Pansiyon önündeki sandalların kıpırtısı, çiçeklerin çekingen
dirimi, günbatımıyla gölgelenmiş alanların rengi kalmış aklımda.
İkimiz de yalnızdık ve birbirimize ilişmemeye çalışıyorduk adını
kimselerin bilmediği o uzak sahil kasabasında
          Oysa güneşin batışını izlemek gibi
          kendiliğinden bir birlikteliğe dönüştü paylaştığımız şeyler
     Birbirinden kamaşmaya başlamıştı tenlerimiz
          dokunmasan da yanındaki gövdeyi duymanın şiddetine dö-
nüşmüştü aramızdaki çekim
          tenin çağrısı hazırdı kendine kurulan bütün tuzaklara
          O akşam terastaydık gene. Gün çoktan batmıştı. Çamaşırlar
asılıydı, uzaktan şarkılar geliyordu ve kekik kokuları. Nedense
her zamankinden başka bakıyordun bana. Sonra usulca dedin ki:
          "İlk kez bir erkeğin tenine dokunma isteği duyuyorum içim-
de."
          Benim için yaz başlamıştı.
          "Dokun öyleyse," dedim.
Sustun. Uzun uzun baktık birbirimize. Kendine nasıl karşı
koyduğun okunuyordu yüzünün derinliklerinde. Sonra hiçbir şey
söylemeden usulca kalktın, odana gittin, yavaşça örttün kapını.
Saatlerce orada, gecede ve o terasta kaldım.

          Sabah uyandığımda odanın kapısı açıktı, eşyalarını toplayıp
gitmiştin baktım. Yalnızca terasta unuttuğun havlu çırpınıyordu
rüzgârda
          Bir daha hiç rastlamadım sana, hiçbir yerde hiçbir yazda
          Düşünüyorum aradan tam on üç yıl geçmiş
          On üç yıl önce içinde uyanan o isteğin anısı saklı duruyor
mu sende?
          Birden adını hatırlamadığımı fark ettim bu şiiri yazarken,
ama terasta çırpınan havlunun rengi hâlâ gözlerimin önünde

          On üç yıl sonra şimdi sevgilimden ayrıldığım bu derin, bu
kavurucu günlerde neden ansızın aklıma düştüğünü sordum kendime.
Sonra anladım: Bir aşk birçok aşktan yapılıyor
          ve ayrılınmıyor hiçbir seferinde


Murathan Mungan
8 Mayıs 1992, Yaz Geçer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder