Frengililerin burunları gibi düştü yol,
ırmağın duygululuğu tükürüksü akıp gitti.
Apak iç giysilerini birden sıyırdı park
ve ağnadı haziranda, ayartık ve sevinçli.
Apak iç giysilerini birden sıyırdı park
ve ağnadı haziranda, ayartık ve sevinçli.
Gittim alanına
tutuşmuş bir mahallenin
başta, peruk gibi kiremit taşından.
tutuşmuş bir mahallenin
başta, peruk gibi kiremit taşından.
Paniğe kapılmış insanlar - gördüler ağzımda
yarı çiğnenmiş çığlığı ayağıyla çırpınan.
yarı çiğnenmiş çığlığı ayağıyla çırpınan.
Ama beni kargımayacak, aşağılamayacaklar,
çiçekler atacaklar ardımdan peygamber gibi.
Anlıyor burunları kırık bütün onlar;
ozanı olduğumu sizlerin.
çiçekler atacaklar ardımdan peygamber gibi.
Anlıyor burunları kırık bütün onlar;
ozanı olduğumu sizlerin.
Korkuyorum meyhane döğüşü olmasından mahşerinizin!
Tutuşan yapılar ve bütün o süprüntülerle
taşıyacak orospular beni, sanki tapınacak şeymişim
ve tanrıyı gösterecekler bağışlansın diye.
taşıyacak orospular beni, sanki tapınacak şeymişim
ve tanrıyı gösterecekler bağışlansın diye.
Ve gözyaşı dökecek Tanrı yazdığım kitaba!
Sözcük değil ama, ulanan kasınçlar yığını:
ve dolaşacak göklerde şiirlerimle soluk soluğa
ve soluğu kesik okuyacak tanıdıklara onları.
Sözcük değil ama, ulanan kasınçlar yığını:
ve dolaşacak göklerde şiirlerimle soluk soluğa
ve soluğu kesik okuyacak tanıdıklara onları.
Mayakovski
1914
Çeviri ve inceleme: Abdullah Rıza Ergüven
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder