Şiir, Sadece: 2019-05-19

25 Mayıs 2019 Cumartesi

Güzelleme


Yaşamak!
Sen varsan güzel,
Sözcükler!
Sen dersen güzel,
Öpücük öyle güzel ki;
Sen öpersen.
Ve sevgimiz...
Bir başka güzel.
Ne varsa dünyada
Görülenden,
İşitilenden,
Hissedilenden yana
İnan ki birtanem,
Birlikte en güzel.


Kadircan Keskinbora
Mardin Düşünceleri

24 Mayıs 2019 Cuma

Oğulcan'a Masal

Atalarımın izinden
Dağ, tepe, kayalar aştım
Ab-ı hayat çeşmesinden
Kana kana sular içtim.

Keçi yolları, patika,
Şose, asfalt, otobanlar
Tünel, viyadük, geçitler
Sürüyle köprüler geçtim.

Ağrı Dağı’nı tam yedi
Kaf’ı on adımda aştım,
Düzlükte duran çakıla
Ayağım takıldı uçtum.

Yedi başlı ejderhayı,
Üç darbede yere serip
Kaf’ın arkasından suyu
Fıskiyeye sürüp saçtım.

Yorgun argın eve geldim.
“Oğul”dan geldi bir soru:
“İnsan nasıl adam olur?”
Zoru gördüm, hemen kaçtım.


Kadircan Keskinbora
Mardin Düşünceleri

23 Mayıs 2019 Perşembe

Halıcı Ablalar

Halıcı ablalar
Ne kadar hızlı elleri!
İğnelerle oynuyor,
Doluyor iplikleri
Elleri,
Halılara doluyor.
Azıcık yavaş olun ne olur!
İzleyemiyorum.
Ne kadar güzel örmüşsünüz
Bu halıları.
Üzerlerine basmayacağım
Kıyamam
Ablacığım
Sütümü dökmeyeceğim üstlerine
Söz veriyorum.
Halılarınızın üzerine uzanacağım
Kıyamam onlara basmaya
Halıcı ablalar
Ellerinize sağlık,
Gözlerinize sağlık.


Kadircan Keskinbora
Mardin Düşünceleri

22 Mayıs 2019 Çarşamba

Münacat

Bir değil, bin değil, elli bin ölü can,
Yüz binlerce hane, ekmek kapısı viran.

Ya Malik ül Mülk, ya Kahhar,
Ya Hakim ü ya Cabbar!

On binlerce hasta, sakat
Senden diliyoruz medet

Ya Rahim ü ya Gaffar,
Ya Aziz ü ya Settar!

Felâketler bitmemiş henüz
Bekleniyor bir kez daha

Ya Muahhir ya Samud,
Ya Hafız ü ya Vedud!

Şu kötü talihi değiştir,
Bizi mutlu günlere eriştir.

Ya Rezzak ü ya Gafur,
Ya Tewab ü ya Şekür!

Genç, yaşlı, kadın, çocuk
Tasa doludur herkes

Açlık, zorluk, yoksulluk
Kötünün önünü kes.

Ya Hayy ü ya Kerim,
Ya Fettah ü ya Halim!


Kadircan Keskinbora
Mardin Düşünceleri

21 Mayıs 2019 Salı

Bir Adapazarı


Çark caddesinde piyasaya çıkılırdı
Çark caddesi vardı
Serdivan,
Otogar Yolu,
32 Evler
Ahmetler vardı, Fatmalar
Adapazarı vardı
Bir zamanlar...


Kadircan Keskinbora
Mardin Düşünceleri

20 Mayıs 2019 Pazartesi

17 Ağustos 1999

On Yedi Ağustos
Bin Dokuz Yüz Doksan Dokuz
Gecenin üçü,
Türkiye tarihindeki
Gecelerin en gücü.

On binlerce insanım
Saniyeler içinde
Ruhunu teslim etti,
On binlercesi daha
Göçüklerin altında
Can çekişe çekişe
İlk grupta birleşti.

On binlerce hasta,
On binlerce sakat,
Yüz binlerce depresif
Bir o kadar nevrotik
Dul, yetim ve öksüz
Akraba, dost yitiği

Yerle bir oldular hep
Çok muhim fabrikalar,
Rafineri, tesis, yollar,
Duyulduk, duyulmadık
Kuruluşlar,
Araçlar,
Binlerce atölye,
İşyeri ve dükkanlar....

On binlerce konut,
On binlerce inşaat,
On binlerce işgünü,
On binlerce işgücü
Mali kaybın hesabı
Nasıl tutulabilir bilmem ki?

Kimi ailelerde onlarca kayıp
Kimi ailelerde yüzlerce ölüm.

Biz ölümün birinden,
Biz hastanın tekinden,
Kazanın herhangi birinden
Büyük azap duyarken,
Ekonomik hayat
Bir iş günü, bir iş gücü
Bir tesis, bir yol veya
Herhangi bir kayıptan
Etkilerinken;
Dillerimiz on binleri
Telaffuz etmek zorunda.

Bu ülkenin kaderi
Böyle kırık mı olmalı?
Her 15-20 yılda bir
Kurtuluş Savaşı mı vermeli?

Ey bu ülkenin siyasileri,
Bilim adamları, bürokratları,
Askerleri, sivilleri,
A’dan Z’ye vatandaşı!
Eey...
Eey...
Eey!...


Kadircan Keskinbora

19 Mayıs 2019 Pazar

Narman 1983

Bin Dokuz Yüz Seksen Üç yılı,
29 Ekim'i 30'a bağlayan gece
- Erzurum'da olmamıza rağmen -
Gece ılık ılıktı o mevsimde
Ama sabahı?

Sabah yedi suları
Yatağımı,
Biri ayak ucundan,
Diğeri başucundan
Yakalayan iki azman
"Kalk artık" dercesine
Belki de "geber" dercesine
Sallıyor, sallıyor, sallıyor
Sallıyor, sallıyor, sallıyor.

Can havliyle mi, refleks mi?
Bilmem ne denli bilinçli
Merdivenleri uçarak
Yarı çıplak,
Otelin çıkış kapısına

Arzın öfkesi kudurmuştu
Bir hava taarruzu sonrası
Köylerin manzarası
Bu sefer taarruz yerdendi
Yerin derinliklerinden.

Onlarca, yüzlerce küçük
Onlarca, yüzlerce büyükbaş hayvan
Ya o güzelim atlar!
Bellerini kıran
Koca kütüklerin altında
Onların da iri iri açıktı gözleri,
Galiba;
Ölümün dehşeti
Bütün canlılar için aynı.

Ambulansların sirenleri
Yaralıların şevkleri
Enterasan yaralanmalar
Çeşit çeşit ruhsal reaksiyonlar
Dikiş, tampon, atel, turnike

Binalarda oturulmuyor,
Yenmiyor, yutulmuyor
Jiplerde uyuyor
Üşüyor, üşüyorduk
İlikler üşüyor,
Kan donuyor
Öğreniyordum
Öğreniyorduk
Gerçeklerin acısını.

Bin dört yüz küsur insan
Ben yapmıştım otopsilerin bir kısmını
Midem sırtıma yapışıyordu,
Midem ağzıma yapışıyordu
Ben, ben,
Ben nasıl dayanıyordum.
Dokuzuncu ayında
Gencecik bir hamilenin
Gözlerini ben kapamıştım.
O anın dehşetinin saklı olduğu
Güzel yeşil gözlerinde
Yaşama isteği vardı;
Biraz kendisi için,
Çoğu bebeği için.

Ölüm zamanı değil ki,
Mahşer meydanı kurulsun
Herşey, herşey
Dursun herşey
Hemen dursun...

Yüz onyedi ceset dizilmiş
Bebek, erişkin, kocamış
Yürekleri paralayan
Bir fotoğraf karesine
Sığdırılan bu dehşet,
Yılın fotoğrafı seçilmiş.

Yeter!
Dur dedim sana
Herşey dursun, hemen dursun
Herşey eskisi gibi olsun.

Nerdeee!

1983 Yılının 30 Ekim'i
Unutulmamalı,
Unutulmamalı,
Unutulmamalı.


Kadircan Keskinbora