Çürümüş ağaçlar gömütlüğünde oturuyoruz
taşlar kemirmiş
kuru kabukları
Issız bir kumsalda
şişe kırıkları
çok eski monden şapkalar
çamura gömülmüş birkaç ayakkabı
ve ölü serçeler denizinde
Orta yerde
herkes için bir çeşme
ve kuru ekmek sandığı
Kış günlerinde
ölüler karışır canlılara
gözleri açık kalmıştır
dondurucu rüzgarda
Yılın öteki günleri
gözleri trahom kurbanı genç kızlar
gidip gömütlerin üzerine otururlar
ve beklerler orada
göğün merdiveninden inecek ölümü.
taşlar kemirmiş
kuru kabukları
Issız bir kumsalda
şişe kırıkları
çok eski monden şapkalar
çamura gömülmüş birkaç ayakkabı
ve ölü serçeler denizinde
Orta yerde
herkes için bir çeşme
ve kuru ekmek sandığı
Kış günlerinde
ölüler karışır canlılara
gözleri açık kalmıştır
dondurucu rüzgarda
Yılın öteki günleri
gözleri trahom kurbanı genç kızlar
gidip gömütlerin üzerine otururlar
ve beklerler orada
göğün merdiveninden inecek ölümü.
Tahar Ben Jelloun
Çeviren: Özdemir İnce