Okyanus insanları uyandı, övdü
adalar etrafındaki suyu, bir yeşil taştan öbürüne:
dokuma yapan bakireler geçti
birlikte örülmüş ateşin ve yağmurun
taçlar ve dümbelekler getirdiği çemberden.
O Malenezya ayı
sert bir mercandı, kükürt ağırı çiçekler
yükseldi okyanustan, toprağın kızları
titredi dalgalar gibi
palmiyelerin düğün rüzgârında
ve zıpkınlar daldı ete
avlarken köpüğün hayatını.
Beşik sallayan kanolar o ıssız günde,
çiçek tozuyla iğnelenen adalardan
gecesel Amerika’nın metalik yığınına doğru:
sonsuz küçük adsız yıldızlar, gizli
kaynaklar gibi rayihalı, tıka basa
doldurulmuş tüyle ve mercanlarla,
okyanussu gözler keşfetti o yüksek
kara bakır kıyıyı, o dik
kulesini karın, ve balçığın insanları
gördü nemli bayrakların dans edişini
ve atmosferin hızlı oğulları
denizin uzak yalnızlığından,
o zaman geldi yitik portakal çiçeğinin dalları, o zaman
geldi okyanus manolyasının rüzgârı, o mavi izlerin
şirinliği kalçalara doğru,
metalsiz adaların öpüşü,
fırlatılmış saf bal,
çınlıyor gökyüzünün çarşafları gibi.
adalar etrafındaki suyu, bir yeşil taştan öbürüne:
dokuma yapan bakireler geçti
birlikte örülmüş ateşin ve yağmurun
taçlar ve dümbelekler getirdiği çemberden.
O Malenezya ayı
sert bir mercandı, kükürt ağırı çiçekler
yükseldi okyanustan, toprağın kızları
titredi dalgalar gibi
palmiyelerin düğün rüzgârında
ve zıpkınlar daldı ete
avlarken köpüğün hayatını.
Beşik sallayan kanolar o ıssız günde,
çiçek tozuyla iğnelenen adalardan
gecesel Amerika’nın metalik yığınına doğru:
sonsuz küçük adsız yıldızlar, gizli
kaynaklar gibi rayihalı, tıka basa
doldurulmuş tüyle ve mercanlarla,
okyanussu gözler keşfetti o yüksek
kara bakır kıyıyı, o dik
kulesini karın, ve balçığın insanları
gördü nemli bayrakların dans edişini
ve atmosferin hızlı oğulları
denizin uzak yalnızlığından,
o zaman geldi yitik portakal çiçeğinin dalları, o zaman
geldi okyanus manolyasının rüzgârı, o mavi izlerin
şirinliği kalçalara doğru,
metalsiz adaların öpüşü,
fırlatılmış saf bal,
çınlıyor gökyüzünün çarşafları gibi.
Pablo Neruda
"Evrensel Şarkı"dan