Beş gün su taşıdık dereden
Musa, Mahmut ve ben
Ter değil kan aktı yol boyu
İnce ince gül tenimden
Yıkma zalım yıkma kondumu
Yarın hesap sorulur devran döndü mü
Dere uzak, yol taşlı
Mintanım ıslak, yaşmağım yaşlı
Tepemde güneş diye bir ejderha
Ki yedi değil yüz bin başlı
Yıkma zalım yıkma kondumu
Nerde yatar yavrularım gece oldu mu
Biz nerdeysek o orda
Musa on, Mahmut yedi yaşında
Su taşıdık tam beş gün
Kıpkırmızı bir göğün altında
Yıkma zalım yıkma kondumu
Yarın hesap sorarlar devran döndü mü
Çimentoyu, tahtayı, briketi
Babaları taşıdı, babaları çattı
Yiğit Osman'ım benim, aslan Osman'ım
Uyumadan gece vardiyasına çok gitti
Yıkma zalım yıkma kondumu
Nerde yatarız erkeğimle gece oldu mu
Komşular da yardım ettilerdi
Gül'ün kocası, Zehra'nınki, Esma'nınki
Hepsi iyi komşu olacaklardı ama
Hey gidi kahpe dünya hey gidi
Yıkma zalım yıkma kondumu
Yarın hesap sorulur devran döndü mü
Perdelik alacaktım İstanbul'a inip haftaya
Ucuzca bir şey, pek iyi olmasa da
Zehra'nınkiler gibi iri iri
Çiçekleri olsun istiyordum mutlaka
Yıkma zalım yıkma kondumu
Nerde yatarız çoluk çocuk gece oldu mu
Çatısını da kurduk muydu
Artık ne çimentoydu, ne briketti, ne suydu
Ama feryadımızı duymayanlar
Bir evimiz olduğunu hemen duydu
Yıkma zalım yıkma kondumu
Yarın hesap sorulur devran döndü mü
İsmail Uyaroğlu
Yakında