Şiir, Sadece: Şiir Sanatı
Şiir Sanatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şiir Sanatı etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Şubat 2018 Pazartesi

Şiir Sanatı

Alain Bosquet'ye


Bir şiir, bekçisi sürekli yalımın
Gökyüzü kadar karışık ama akışkan
Yani duvar saatlerinin tozlu yalnızlığı.

Bir şiir, gergin pazar sessizliği
Yüreğiyle yarışamayan gövde
Ölüm için yaratılmış bir hayvan.

Bir şiir, çığırtkan bir duvar afişi
Güneşli öğle parkında koşan
Bazan bir cami avlusuna bırakılmış.

Bir şiir, buğday tenli, birseksen boyunda
Arananlar listesinde geçer adı
Yüreğinde seğiren gözü sokakların.

Bir şiir, yaralı omuzlardan sızan
Yorgunluk ve acının dinlendiği umut
Sırtlardaki kırbaç gibi duyulan.

Bir şiir, fabrika kapısında tan vakti
Uykusuz bacakları geceyi kıskandıran
Savrulan sıcak külleri Anka'nın.

Bir şiir, kapalı kapılarda pencerelerde
Ateşi suyu ve toprağı duyan
Gönlü yeşil çayırlar ve bir bayram yeri.

Bir şiir, orada acı çektiğin yerde
Tüm öpüşler ve kucaklaşmalarla akraba
Sevgilinin kokusu kendini savunan.

Bir şiir, bir sis çanı duvarlar arasında
Yazmak için bir yürek yatmak için bir ömür
Unutma: şiirler de yatar zindanda.


Özdemir İnce
Rüzgara Yazılıdır

9 Aralık 2017 Cumartesi

Şiir Sanatı

Doğrusunu isterseniz, açıkçası
güç iştir şiir
ya kazanılır yıllarla
ya yitirilir.
(Gençse insan
dökülen çiçekler toplanmamışsa eğer
geceleri yazar da yazar
yüzlerce, yüzlerce kağıt doldurur.
Bir de böbürlenir üstelik:
"Yazdığımı gözden geçirmem hiç,
sokağımdaki selvilerin dudak büktüğü
ilkyaz gibi uçup gidiyor
şiirler ellerimden.")
Ama geçtikçe zaman
şakaklar arasından süzüldükçe yıllar,
çömlekçinin işi olur şiir:
ellerin tutuşturduğu balçık olur
diri alevlerin biçim verdiği balçık.

İnanılmaz bir şimşektir şiir,
sessiz sözcükler yağmurudur,
hıçkırıklar, umutlar ormanıdır,
ezilmiş halkların türküsüdür
ve bağımsızlığa kavuşanların
yeni türküsü olacaktır yarın.

Sevgidir şiir,
ölümdür,
kurtuluşudur insanın.


Javier Heraud
Çeviren: Ülkü Tamer

6 Kasım 2017 Pazartesi

Şiir Sanatı

Dizeler anahtar olsun
binlerce kapıyı açan.
Bir yaprak düşüyor; bir şey geçiyor uçarak;
gözün gördüğü ne varsa yaratılsın,
titreyerek ayaklansın işiten yürekler.

Yeni dünyalar bulun, tartın sözcükleri;
güç vermiyorsa sıfat, yok eder.

Sinirler çemberi bu.
Kaslarımız sallanıyor
bir anı gibi müzelerde;
ama güçsüz değiliz bu yüzden:
kafalarda yaşıyor
gerçek dirilik.

Şairler: neden gülleri yazıyorsunuz?
Şiirinizle yaratın gülü!

Yalnız bizim için yaşar
güneşin altında ne varsa

Küçük bir tanrıdır şair.


Vicente Huidobro
Çeviren: Ülkü Tamer

7 Temmuz 2017 Cuma

Şiir Sanatı

Kendim için konuşmuyorum,
Kendi adıma konuşmuyorum,
Ben değilim söz konusu olan.

Azıcık yaşam, azıcık gururdan başka
Neyim ki ben.

Bütün her şey için konuşuyorum,
Biçimi olan ve olmayan her şey adına,
Ağırlığı olan her şey söz konusudur,
Ağırlığı olmayan her şey de

Biliyorum ki çevremdeki her şey
Daha ileri gitmek, daha fazla yaşamak isteğinde,
Ölünecekse daha sonra ölmek
Zaman el verdiğinde

Bu, sizin derinizin altından gelip
Geleceğe doğru giden şimdinin sesidir.


Eugene Guillevic
Çeviren: Eray Canberk

10 Nisan 2017 Pazartesi

Şiir Sanatı

Sanatın bağımlılığı konusunda söylenmiştir.


Beat Generation'ının yavruları bana şöyle dediler:
"Hem beat olup, hem de bağımlı olamazsın:"
Haklısın, çok haklısın, adamım.
"Yalnızca ölüler ve esrar çekip kafayı bulanlardır,
her şeyi boşlayanlar. Bunlar anlaşılmaz kişilerdir"
demiştir W. S. Burroughs bir kez.
Ama ben onlardan değilim.
Hiçbiri değilim. İşte böyle adamım.
Tüm Beat Generation'ın varoluşçu olduğu hikayesi
Üç paralık pırasa gibidir, yapmacıktır, düzenbazlıktır.
Varoluşçuluğun babası Sartre boş vermez. Her zaman
bağımlı olmak gerekir, diye bağırarak dolanır ortalıkta.
"Bağımlılık" onun en sevdiği küfürlerden biridir
Bağımlı olmamak düşüncesine, Beat Generation denilen
akımın sanatına, garanti, kasıkları çatlaya çatlaya
gülerdi üstat. Doğrusu bu ya, ben de aynı şeyi yapıyorum.
Sanırım, çağdaş Amerikanın şiirinin kar adamı Glnsberg de
aynı sözleri söyleyecektir size.
Çocuklar, bilin ki, yalnızca ölüdür bağımlı olmayan.
Beat Generation'ının peruklu nihilizmi, doğal sonucuna
ulaşırsa, yaratıcı sanatçının ölümü anlamına gelecektir bu
Sanatçının bağ'sız oluşu ise bir çeşit kendi kendini
öldürmesi ve aynı nihilizmin bulanık bir başka türüdür
ve de başka bir şey değildir.


Lawrence Ferlinghetti
Çeviren: O. Duru - F. Edgü

24 Kasım 2016 Perşembe

Şiir Sanatı

Musiki, her şeyden önce musiki;
Onun için tekli mısradan şaşma.
Kıvrak olur, erir havada sanki;
Ağır aksak söyleyişe yanaşma.

Kelime seçerken de meydan senin;
Bile bile bir nebze aldanmalı.
Dumanlısı güzeldir türkülerin:
Öyle hem seçik olsun, hem kapalı

Güzel gözler tül ardında görünsün
Gün ışığı titremeli şiirinde
Ak yıldızlar maviliğe bürünsün
Ilgıt ılgıt sonbahar göklerinde.

Ararengin peşindeyiz çünkü biz;
Rengin değil, ararengin sadece.
Ancak öyle sarmaş dolaş ederiz
Kavalı boruyla, rüyayı düşle.

Nükte belasından kurtulmaya bak;
Acı zeka, sulu gülüş neyine?
İşe karıştı mı bu cins sarmısak
Maviliğin yaş dolar gözlerine.

Tut belagatı boğazından, sustur
El değmişken bir zahmete daha gir.
Kafiyenin ağzına da bir gem vur
Bırakırsan neler yapmaz kim bilir?

Nedir bu kafiyeden çektiğimiz!
Hangi sağır çocuk, ya deli zenci
Sarmış başımıza bu meymenetsiz
Bu kof sesler çıkaran kalp inciyi

Hep musiki, biraz daha musiki;
Havalanan bir şey olmalı mısra
Deli bir gönülden kalkıp gitmeli
Başka göklere, başka sevdalara.

Dağılıp tozu sabah rüzgarına
Mısraların alsın başını gitsin
Kekik, nane kokaraktan, dört yana ...
Üst tarafı edebiyat bu işin.


Paul Verlaine
Çeviren: S. Eyüboğlu - Melih Cevdet Anday

1 Mart 2014 Cumartesi

Şiir Sanatı

Şairim ben ama şiiri
Kendisi olarak umursamam bile.
Gece ırmağının taşıdığı yıldız
Çirkinleşir göğe tırmanmak isterse.

Zaman damla damla eriyip gitmede
Karnım tok sütüne masalların
Ben gerçek ve elle tutulan bir dünyayla beslenmekteyim
Göğün köpükleridir yükselen üstünde o dünyanın

Girip yıkanasın diyedir kaynak
Orada ürpertici ya da sakin sular
Birbirlerine karışıp sarmaşırlar
Sevimli, akıllı şeyler konuşarak

Birtakım şairler - ırak olsunlar benden -
Tepeden tırnağa çamur içinde
Yalandan bir sarhoşluğun imgelerini kusarak
Yolculuk etmedeler birinci mevki bir esrimede

Meyhaneler de ırak olsun benden
Ben akla giderim ve daha öteye
Hiçbir şey ruhumu alçaltamaz
Dalkavukluğa, ikiyüzlülüğe.

Sev, ye, uyu, iç; kendine
Ölçü olarak evreni almalısın
Bizi yoksul ve tutsak kılanlara
Bir zerresini bağışlamam yaşama hakkımın

Hiçbir uzlaşmaya yanaşmadan
Mutlu olma hakkımı haykırırım
Kızarır yanaklarım tutkudan
Tutuşur ateşler içinde kanım.

Hiç kimse beni susmaya zorlayamaz
Bilimdir bana omuz veren çünkü
Çağ beni koruyor, onun oğluyum ben;
Beni düşünüyor sürerken sabanını köylü.

İşçinin içine doğan şey benim
Mekanik iki hareket arasında
Şu hırpani kılıklı delikanlı
Beni bekliyor sinema kapılarında

Ve benim yakıcı dizelerimi
Vurmaya kalkıştığında alçaklar
Yola çıkar kardeş tanklar
Gümbürdeyerek şiirlerimi

İnsan çocuk daha, bunu biliyorum
Ama büyümek istiyor; işte bu onun deliliği,
Anne-babası sevgi ve akıl
Ona göz kulak olsalar bari.


Attila Jozsef
Çeviren: Ataol Behramoğlu

24 Eylül 2013 Salı

Şiir Sanatı

Mayıs'ta ölmüş dostlar için
Sadece ama sadece onlar için

İncelik olmalı kafiyelerimde
Gözyaşlarım gibi silahların üstünde

Ve tüm yaşayanlara
Değişse de rüzgarla

Ölüler adına orda bilensin dursun
O beyaz silahı pişmanlık duygusunun

Evli sözcükler yara almış sözcükler
Suçun basbas bağırdığı kafiyeler

Dibinde çıkararak acı bir hikayenin
Çifte su sesini küreklerin

Hem yağmur kadar adi
Parlayan bir cam gibi

Sanki geçitte ayna
Ölen çiçek bluzda

Çocuğun çemberle oynaması
Ayın ırmakta yansıması

Dolaptaki güve otu
Bellekteki bir koku

Kafiyeler kafiyeler orda duyarım
Kırmızı ısısını kanın

Bize hatırlatın bunu
İnsanlar kadar zalim olduğumuzu

Ve yüreğimiz gücünü yitirdi mi
Unutkanlık uykusundan uyandırın bizi

Sönmüş lambayı yakın yeniden
Yine ses gelsin boşalan kadehlerden

Ben hep şarkı söylemekteyim orda
Mayıs'ta ölen dostlarım arasında


Louis Aragon

8 Ocak 2013 Salı

Şiir Sanatı

Ben hep daha geniş ferah bir biçime ulaşmaya çalıştım.
İstedim ki şiirim düzyazının baskısından özgür kalsın,
Yazarı ya da okuru yüce kıvranmalara sürüklemeden
Karşılıklı anlayış sağlasın aramızda.

Arsız bir şey var şiirin öz gerçeğinde,
İçimizde olduğunu bilmediğimiz bir şey fışkırıverir de
Gözümüzü kırpıştırırız bir kaplan ortaya atılmış gibi.
Aydınlıkta dikilip duran, kuyruğunu kamçı gibi vuran bir kaplan.

Onun için şiiri yazdıran bir ifrittir derler ki doğrudur.
Ama melek olduğunu söylemek abartmadır ne de olsa.
Kim bilir nerden gelir şairlerin gururu?
Ne kadar zayıf oldukları meydana çıkıyor da hep mahcup düşüyorlar.

Sağduyulu bir insan, bir ifritler kenti olmak ister mi ki?
Babalarının evindeymiş gibi rahat oturan, türlü diller konuşan.
Şairin dudaklarını ya da elini çalmakla yetinmeyen bu ifritler,
Kendi keyiflerine göre değiştirmeye çalışırlar şairin yazgısını.

Günümüzde marazi olan şeyler geçer akçe.
Belki de şaka ediyorum sanacaksınız.
Ya da diyeceksiniz ki sanata övgüler düzmek için
Yeni bir kinaye ve alay yöntemi bulup çıkardım.

Bir zamanlar hikmet dolu kitaplar okunurdu yalnız,
Acıya sefalete onlarla katlanırdık.
Alt tarafı, akıl hastalıkları doğuşlarından
Çıkıp gelen binlerce yapıtın sayfalarını çevirmek gibi değil bu.

Yine de dünya göründüğünden çok başka,
Biz bambaşkayız çılgınlıklarımızda kendimizi gördüğümüzden.
O yüzden, insanlar sessiz duruyorlar da erdemle
Saygısını kazanıyorlar hısım akrabanın, konu komşunun.

Şiirin amacı, tek bir kişi olarak kalmanın
Ne denli güç olduğunu hatırlatmaktır bizlere,
Çünkü evimizin kapısı açıktır, anahtarı yoktur,
Görünmez konuklar boyuna girip çıkarlar keyfince.

Şu söylediklerim, amenna, şiir değil,
Çünkü şiir seyrek yazılmalı, heveslenmeden, zorla,
Dayanılmaz bir baskı altında, ancak iyi ruhların -
Ecinnilerin değil - bizi dile getireceğini umarak.


Czeslaw Milosz
Çeviren: Talat Sait Halman