Ey çirişotu tarlası, kişneyen
iki at geçti yanından
dörtnala ...
Sırtları bir dalga gibi pırıl pırıl,
denizden çıkıp gelmişler
yırtıp geçiyorlardı ıssız kumsalı,
boyunları ileri uzanmış, iki aygır,
şahlanarak, köpükten bembeyaz ...
İçin için şimşek çakıyordu
gözlerinde ve dalgalar-
iki at geçti yanından
dörtnala ...
Sırtları bir dalga gibi pırıl pırıl,
denizden çıkıp gelmişler
yırtıp geçiyorlardı ıssız kumsalı,
boyunları ileri uzanmış, iki aygır,
şahlanarak, köpükten bembeyaz ...
İçin için şimşek çakıyordu
gözlerinde ve dalgalar-
sonra yeniden dalgalara gömüldüler,
denizin köpüğüyle karışan köpükler,
ve yitip gittiler. Ve ben tanıyordum
bu atları, biri insan sesiyle konuştuydu
gelecekten haber verircesine.
Yiğit binici eline aldı dizginleri,
atına vurdu ve atıldı ileri
tanrısal gençliğiyle ...
Ey kutsal atlar, silinmez
bir yazgı korumuş sizi
kem gözlere karşı,
kapkara alınlarınıza bir muska gibi
iri ve apak birer benek yerleştirerek.
denizin köpüğüyle karışan köpükler,
ve yitip gittiler. Ve ben tanıyordum
bu atları, biri insan sesiyle konuştuydu
gelecekten haber verircesine.
Yiğit binici eline aldı dizginleri,
atına vurdu ve atıldı ileri
tanrısal gençliğiyle ...
Ey kutsal atlar, silinmez
bir yazgı korumuş sizi
kem gözlere karşı,
kapkara alınlarınıza bir muska gibi
iri ve apak birer benek yerleştirerek.
Angeleos Sikelianos
Türkçesi: Cevat Çapan