Ülkemin erkekleri, bu toprağın insanı.
İşte daha şimdiden ölü görünüyorlar;
derin bir uykudalar dıştan bakıldığında,
içten bakarsan savaş düşlerine uyanık.
Onlar hep bu topraktan, ta kendisi toprağın:
Ölmüşlerinin yapraklarıyla yürüyorlar
görüntü yok, yolar yok, çöller de yok artık;
her ne varsa savaşın izini gösteriyor.
Eski yaralar kendi derilerini deşmiş,
çiçeklerin açtığı derinliklerden kökler
sere serpe fışkırmış nadas tarlalarına.
Ülkenin erkekleri, bu toprağın insanı:
göğüslerinin kanlı rengi öyle güzel ki
onlar savaştığında Barış tomurcuklanır.
İşte daha şimdiden ölü görünüyorlar;
derin bir uykudalar dıştan bakıldığında,
içten bakarsan savaş düşlerine uyanık.
Onlar hep bu topraktan, ta kendisi toprağın:
Ölmüşlerinin yapraklarıyla yürüyorlar
görüntü yok, yolar yok, çöller de yok artık;
her ne varsa savaşın izini gösteriyor.
Eski yaralar kendi derilerini deşmiş,
çiçeklerin açtığı derinliklerden kökler
sere serpe fışkırmış nadas tarlalarına.
Ülkenin erkekleri, bu toprağın insanı:
göğüslerinin kanlı rengi öyle güzel ki
onlar savaştığında Barış tomurcuklanır.
Augusto Roa Bastos
Çeviren: Talat Sait Halman