Aramıza katılan varlık
göklerimizdeki gezgin,
yapraklarımızda göz kamaşması, sularımızda gümüş
O
en uzak düşüncemizde pırıltılı bir kaçamak
"konuğumuz ay"... "parlak görüntüleri ayın"...
dokunduk sana artık!
Zaman başlayalı,
zamanın ta öncesinden beri, ilk insan
henüz vakti tatmadan, seni düşünmüşüz
Bir harikaydın bizim için erişilmezdin,
özlemlerin ulaşamadığı bir özlem,
aydınlığımız, yaşantılarımız ötesindeki ışık-belki
bizim anlamamız...
Artık
senin gecenin derinliğinde ellerimiz değdi sana.
Yol aldık üç gün üç gece,
en uzak yıldızlar yön verdi bize, ta ötelere tırmandık,
aştık karşımızdaki görünmez akıntıları, boşlukta
o yana bu yana yüzen toprağın döküldüğü yerlerde,
ardına düştük öteki tepenin, soğukla karşılaştık,
yüz yüze geldik ölümle-derinliğine inilmez hiçlikle ...
Sonra dördüncü günün akşamı, indik,
demir attık, tan ağarırken ayak bastık kumsallarına
ve soğuk kumlarını geçirdik parmaklarımız arasından.
İşte duruyoruz burda, alacakaranlıkta, soğukta, sessizlikte ...
ve burda, zamanın başlangıcında gibi kaldırıyoruz başımızı
Ta üstümüzde, aydan çok daha güzel bir ay,
hayran olduğumuz bir harika, erişilmez,
özlemlerin ulaşamadığı bir özlem,
aydınlığımız, yaşantılarımız ötesindeki ışık-belki
bizim anlamımız ...
O, bir anlam!
bu sessiz kumsallarda, üstümüzde parlayan
yeryüzü,
aramıza katılan varlık.
göklerimizdeki gezgin,
yapraklarımızda göz kamaşması, sularımızda gümüş
O
en uzak düşüncemizde pırıltılı bir kaçamak
"konuğumuz ay"... "parlak görüntüleri ayın"...
dokunduk sana artık!
Zaman başlayalı,
zamanın ta öncesinden beri, ilk insan
henüz vakti tatmadan, seni düşünmüşüz
Bir harikaydın bizim için erişilmezdin,
özlemlerin ulaşamadığı bir özlem,
aydınlığımız, yaşantılarımız ötesindeki ışık-belki
bizim anlamamız...
Artık
senin gecenin derinliğinde ellerimiz değdi sana.
Yol aldık üç gün üç gece,
en uzak yıldızlar yön verdi bize, ta ötelere tırmandık,
aştık karşımızdaki görünmez akıntıları, boşlukta
o yana bu yana yüzen toprağın döküldüğü yerlerde,
ardına düştük öteki tepenin, soğukla karşılaştık,
yüz yüze geldik ölümle-derinliğine inilmez hiçlikle ...
Sonra dördüncü günün akşamı, indik,
demir attık, tan ağarırken ayak bastık kumsallarına
ve soğuk kumlarını geçirdik parmaklarımız arasından.
İşte duruyoruz burda, alacakaranlıkta, soğukta, sessizlikte ...
ve burda, zamanın başlangıcında gibi kaldırıyoruz başımızı
Ta üstümüzde, aydan çok daha güzel bir ay,
hayran olduğumuz bir harika, erişilmez,
özlemlerin ulaşamadığı bir özlem,
aydınlığımız, yaşantılarımız ötesindeki ışık-belki
bizim anlamımız ...
O, bir anlam!
bu sessiz kumsallarda, üstümüzde parlayan
yeryüzü,
aramıza katılan varlık.
Archibald Macleish
Çeviren: Talat Sait Halman