Çık ve doğ benimle, kardeş
Pablo Neruda
I.
Nemli yağlı dalgalar
hüzün ıslağı dalgalargöz kuşunu tutukladılar
Bir hatayı yeniden işlemede kim
akçalıyor sabırlarımı
kim tutuyor bedenimi sürüklüyor büyük acıya
halkım mı bu şaşkınlığım mı
yoksullukla
sürekli kırbaçlanan
kendi kendimle en çok gerçekleştiriyorum değişmeyi
Ardındayım gözlüklerimin
bakışımın ardında
kişisel bozgunun ardında
asılıyorum yeniden
boşunadır adlanmam
II.
Öyle bir böcekle kaplamışlıkla içini
yönlerinde bakışlarımın
görüngelerimin sınırlarında dokunuyorum kenarlarına
o denli istekle çaba gerekiyor muydu görmeye boyun eğmek
için gerçeğe ki
bedeni alıp götüren şeyin
tüm ayak direme isteğiyle bir daha olmak
gerçek diye adlandırılmasına
Yıkıntıların uğultusu bedenim
tükeniyor sayımı taneceklerin
insanda insanlığı mahveden örgütler
DİRENMEKTİR VAROLMAK
ey yeraltı melekleri yeğnileştirin varlığımı
yönlerinde bakışlarımın
görüngelerimin sınırlarında dokunuyorum kenarlarına
o denli istekle çaba gerekiyor muydu görmeye boyun eğmek
için gerçeğe ki
bedeni alıp götüren şeyin
tüm ayak direme isteğiyle bir daha olmak
gerçek diye adlandırılmasına
Yıkıntıların uğultusu bedenim
tükeniyor sayımı taneceklerin
insanda insanlığı mahveden örgütler
DİRENMEKTİR VAROLMAK
ey yeraltı melekleri yeğnileştirin varlığımı
III.
Birinden öbürüne hücrenin
sürüp giden yolluğum
enginliklerinde çölün başlıyor bizimkilerin azıtan çığlıkları
gömülüyor sonra ıssızlığa
olgunlaşıyor çöl
kendimden geçerek cezalandırıyor beni
Dibinden hücremin
ayakta duran yüzkaralarına
gözetçilerimin üstüne
tükürüyorum
Dibinden hücremin yağlı nem dalgaları
nemli hüzün dalgaları tıkıyor dama kuşa dönmüş bedeni
bu bedeni düpedüz toprağa
batıyorum
Görünüyor yokluğumun sisli boşluklarında
sağlam arkadaşlığın ve
kavganın kızıl direnişleri
doğsun diye kızışmasından yamanlıkların
insanla onun anlamı
şiddetlenmeler yeniden
gerekli sert eleştirmeler
her yönden devingen içinde savaştığım toprak
kıtlığın büyümesi o kupkuru dokunaçlarda
art arda geliyor içimdeki isteğin kızıl vadileri de
istenilmeyen
olağanüstü göğüslerin vadileri
gün ağarması gibi aynen
belirmeler birden
sürüp giden yolluğum
enginliklerinde çölün başlıyor bizimkilerin azıtan çığlıkları
gömülüyor sonra ıssızlığa
olgunlaşıyor çöl
kendimden geçerek cezalandırıyor beni
Dibinden hücremin
ayakta duran yüzkaralarına
gözetçilerimin üstüne
tükürüyorum
Dibinden hücremin yağlı nem dalgaları
nemli hüzün dalgaları tıkıyor dama kuşa dönmüş bedeni
bu bedeni düpedüz toprağa
batıyorum
Görünüyor yokluğumun sisli boşluklarında
sağlam arkadaşlığın ve
kavganın kızıl direnişleri
doğsun diye kızışmasından yamanlıkların
insanla onun anlamı
şiddetlenmeler yeniden
gerekli sert eleştirmeler
her yönden devingen içinde savaştığım toprak
kıtlığın büyümesi o kupkuru dokunaçlarda
art arda geliyor içimdeki isteğin kızıl vadileri de
istenilmeyen
olağanüstü göğüslerin vadileri
gün ağarması gibi aynen
belirmeler birden
IV.
Herkese açık yerlerde
komplolarımın gizi
öğle güneşinin altında
benim öteki düşmanım
komplolarımın gizi
öğle güneşinin altında
benim öteki düşmanım
V.
Saldırganlığın kural olduğu
bir ülkeden mi
söz ediliyor
halkımın arasında devindiği örgütlerin
halkımın yürek darlığını kirleten
halkımın düşlerini kavuran
öğretim kurumlarının bulunduğu
bir ülkeden mi
söz ediliyor
Ey tek başıa yürüyen öncüler
unutulmuşlukta ovulmuş
yok isteklerimin kara (perdelerini yayınız güneşli piramitlerin
üstüne
özgürleştiriniz bedenlerimizi yüksek yerlerin rüzgarlarında
kurtarınız yükseltilerini yıkımların
o belli etmeden söylediğimiz vahşi şarkılarda kesiniz göbek bağını
aramızdan fışkırsın sel sularının kaynakları
ve
değişmeyen tasanlar
gelsin bize varoluş
bir ülkeden mi
söz ediliyor
halkımın arasında devindiği örgütlerin
halkımın yürek darlığını kirleten
halkımın düşlerini kavuran
öğretim kurumlarının bulunduğu
bir ülkeden mi
söz ediliyor
Ey tek başıa yürüyen öncüler
unutulmuşlukta ovulmuş
yok isteklerimin kara (perdelerini yayınız güneşli piramitlerin
üstüne
özgürleştiriniz bedenlerimizi yüksek yerlerin rüzgarlarında
kurtarınız yükseltilerini yıkımların
o belli etmeden söylediğimiz vahşi şarkılarda kesiniz göbek bağını
aramızdan fışkırsın sel sularının kaynakları
ve
değişmeyen tasanlar
gelsin bize varoluş
Ben Salem Himmiş
Çeviren: Nuri Pakdil