Şiir, Sadece: Birlik
Birlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Birlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Kasım 2014 Pazartesi

Birlik

Yakında bir şey oturuyor, birleşmiş diple
ve tekrarlıyor kendi sayısını, kendi özgün işaretini.
Nasıl da görüyor insan taşların zamana dokunduğunu,
kendi ince maddesinde zamanın bir kokusu var
ve tuzla uykudan denizin getirdiği su.

Aynı şey çevreliyor beni, tek bir devinim:
mineralin ağırlığı, balın ışığı
sarılıyor gece sözcüğünün sesine:
buğdayın, fildişinin, hıçkırıkların mürekkebi,
meşinden şeyler, tahtadan, yünden,
eskimiş, sararmış, benzer,
çevreliyor beni bir duvar gibi.

Sessiz çalışıyorum, dönerek kendi etrafımda,
ölümün etrafındaki üzgün tilki gibi.
Düşünüyorum, yayılmış mevsimlerden uzakta,
merkez bile, çevrilmiş suskun coğrafyayla:
dayanılır bir sıcak iniyor gökten,
şaşkın birliklerden bir son imparatorluk
toplanıyor çevremde.


Pablo Neruda
Yeryüzünde Birinci Konaklama

Birlik

Toprağa düşmüş tozlu yapraklardan
ya da kendisini gömen sessiz yapraklardan.
Işıksız metallerden, boşlukla birlikte,
yokluğuyla birdenbire ölen günde.
Ellerin tepesinde kelebeklerin ışıltısı,
ışığının son nedir bilmediği kelebeklerden bir akın.

Korudun ışıktan izi, ezilmiş varlıklardan
batışındaki terk edilmiş güneşin
fırlattığı gibi kiliselere.
Bakışla lekelenmiş, işi gücü arılarla,
beklenmeyen alev için kaçışta, gidiyor özü
günden önce ve izliyor onu ve onun altın soyunu.

Gözetleyen günler geçip geçiyor gizlice,
fakat düşüyor onlar ışıktan sesinin içine.
Ey aşkın hükümranı, sükûnetinde
kurdum düşümü, içe kapanıklığımı.

Ürkünç sayılardan bedeninle senin, birdenbire
yayılmışsın dünyayı açıklayan o kemiyetlere,
günlerin kavgasının ardında beyaz uzay
ve soğuğu yavaş ölümün ve solan içgüdünün,
hissediyorum kasığının alazlandığını ve öpüşlerinin geçtiğini
dönüşerek rüyamdaki genç serçelere.

Bazen yükseliyor gözyaşlarının kaderi
alnıma yükseldiği gibi yaşımın – orada
patlıyor dalgalar ve öldüresiye vuruyor kendilerini:
ıslaktır devinim, gevşek ve kesin.


Pablo Neruda
Yeryüzünde Birinci Konaklama

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Birlik


Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz.
Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz;

Düşer mi tek taşı sandın harim-i namusun,
Meğer ki harbe giden son nefer şehid olsun.

Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa,
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa,

Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar
Taşıp da kaplasa âfakı bir kızıl sarsar,

Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;
Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;

Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,
Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!


Mehmet Akif Ersoy