Ceset yığınlarından, küllerden
Dachau ve Buchenwald'ın örtülmemiş
çukurlarından geliyorlar-
Davut, Hirschel, Eva,
eskiden benimle hırsız-polis oynayanlar,
onların da yüzleri tıpkı seninki gibi
Johannesburg'dan, Seul'dan.
Çatışmaları bütün ufuklarda.
Ölümleri sarmış beni çepçevre.
Hedef olan sokaklarda koşuyorum,
aydınlıkta yarı kabus
yarı ülkü, kaçmaktayım
Kaçamayacağımdan, ulaşıyorum
lağım çukurları gibi çirkin ve soğuk
bir hücreye, orda aziz Bahaullah var
Ve Tanrının sırrı,
zincire vurulmuş, Onun sancısı
bizim ağrımız ve merhemimiz.
Dachau ve Buchenwald'ın örtülmemiş
çukurlarından geliyorlar-
Davut, Hirschel, Eva,
eskiden benimle hırsız-polis oynayanlar,
onların da yüzleri tıpkı seninki gibi
Johannesburg'dan, Seul'dan.
Çatışmaları bütün ufuklarda.
Ölümleri sarmış beni çepçevre.
Hedef olan sokaklarda koşuyorum,
aydınlıkta yarı kabus
yarı ülkü, kaçmaktayım
Kaçamayacağımdan, ulaşıyorum
lağım çukurları gibi çirkin ve soğuk
bir hücreye, orda aziz Bahaullah var
Ve Tanrının sırrı,
zincire vurulmuş, Onun sancısı
bizim ağrımız ve merhemimiz.
Robert Hayden
Çeviren: T. S. Halman