Sürükleniyor bulutlar, kıvrılıyor;
Ve ay hayalet bir ışık gibi,
Aydınlatıyor uçuşan kar tanelerini;
Gök kapalı, gece bulutlu,
Çıngırakları çın çın ederek
Gidiyor arabam, ıssız ovada,
Ürperiyor yüreğim korkudan
Bilinmez düzlükler ortasında.
—Hey! Arabacı hızlan!
—Yapamam, atlarda can kalmadı beyim,
Tipiden köreldi gözlerim,
Kar kapamış yolları,
Öldürsen bulamam bir tek iz.
Kaybolduk! Ne yapmalı?
Bir cin, bizi yoldan çıkaran,
Görünüyor, fırdönüyor çevremizde.
Bakın, bakın, işte oynuyor,
—Hey! Arabacı hızlan!
—Yapamam, atlarda can kalmadı beyim,
Tipiden köreldi gözlerim,
Kar kapamış yolları,
Öldürsen bulamam bir tek iz.
Kaybolduk! Ne yapmalı?
Bir cin, bizi yoldan çıkaran,
Görünüyor, fırdönüyor çevremizde.
Bakın, bakın, işte oynuyor,
Üflüyor, tükürüyor bana.
Bir hendeğe doğru sürüklüyor,
Ürküterek beygirleri.
Görülmedik boyuyla şurada,
Önüme dikiliverdi.
Cansız bir kıvılcım gibi burada,
Çakıp sönüyor karanlığa.
Sürükleniyor bulutlar, kıvrılıyor,
Ve ay, hayalet bir ışık gibi,
Aydınlatıyor uçuşan kar tanelerini;
Gök kapalı, gece bulutlu.
Gücümüz yok daha fazla gitmeye.
Çıngıraklar birden sustu.
Sürükleniyor bulutlar, kıvrılıyor,
Ve ay, hayalet bir ışık gibi,
Aydınlatıyor uçuşan kar tanelerini;
Gök kapalı, gece bulutlu.
Gücümüz yok daha fazla gitmeye.
Çıngıraklar birden sustu.
Atlar durdu.
—Nedir o karartı?
—Kim bilir, bir kütük ya da kurt belki?
Tipi kuduruyor, tipi ağlıyor;
—Nedir o karartı?
—Kim bilir, bir kütük ya da kurt belki?
Tipi kuduruyor, tipi ağlıyor;
Ürkmüş atlar, horulduyor;
Karartı daha da uzağa sıçrıyor;
Siste gözleri parıldıyor,
Yeniden şahlandı atlar,
Çıngıraklar çın çın etti.
Görüyorum, cinler toplanmış,
Bembeyaz ovaların ortasında.
Sonsuz sayıda garip yaratık olarak,
Cansızca oynaşan ayışığında,
Fırdönüyordu çeşit çeşit cin,
Kasım yapraklan gibi...
Ne kadar da çoklar? Nereye koşuşturuyorlar?
O acı acı söyledikleri şarkılar nedir?
İyi huylu bir ev perisine ağıt mı?
Yoksa bir cadının düğün şarkıları mı?
Sürükleniyor bulutlar, kıvrılıyor.
Sonsuz sayıda garip yaratık olarak,
Cansızca oynaşan ayışığında,
Fırdönüyordu çeşit çeşit cin,
Kasım yapraklan gibi...
Ne kadar da çoklar? Nereye koşuşturuyorlar?
O acı acı söyledikleri şarkılar nedir?
İyi huylu bir ev perisine ağıt mı?
Yoksa bir cadının düğün şarkıları mı?
Sürükleniyor bulutlar, kıvrılıyor.
Ve ay hayalet bir ışık gibi,
Aydınlatıyor uçuşan kar tanelerini;
Gök kapalı, gece bulutlu.
Arı sürüsü gibi cinler,
Üstümdeki sonsuz boşlukta,
Acı haykırışlar ve ulumalarla,
Kalbimi parçalayarak,
Uçup gidiyorlar...
Aleksandr Sergeyeviç Puşkin
Seçme Şiirler
1830