(mefâîlûn mefâîlûn feûlûn)
Eğer dinler îsen haber vereyin
Akıl câsûsu nedir göstereyin
Kanâat geld’ oturdu tahtı aldı
Harâmîler heman yollarda kaldı
Dururlar dağ başında yol ururlar
Komazlar yolcuyu yolda dururlar
Akıl der câsusa yort imdi gerü
Kanâata haber benden değirü
De otursun ki tâc ü taht anundur
İlâhî devlet île baht onundur
Nice dûra harâmî dağ başında
Girer bir gün ele yol savaşında
Geberdirler ana bulurlar ânı
Ana ûyan imansız vîde cânı
Özünden gayrı kimseyi beğenmez
Yüce yerde durur âşâğa inmez
Nice tahta binenler yîde düştü
Nice benim diyene sînek üştü
Sana uğratma kibrin endişesin
Uyarsan kibre ıraga düşesin
Irak düşenlerin îmânı yoktur
Ki zîrâ sûretinde cânı yoktur
Gerek canlı kişi cânın sakına
Ki taksîr etmeye kendi hakına
Tekebbür eyleme kim sevrikesin
Sevrikmişler yoluna bîrikesin
Kapu gözet kapu ko dip gözetme
Ki devlet kapudâdır koma gitme
Dilersen devleti kapuda durgıl
Umarsan hil’ati tapuda durgıl
Beğenme gel seni ayrık düşesın
Kalup dermande ucb ile kalasın
Tekebbür sözü her nereye vâra
İşîden la’net okur ol habere
Sakıngıl olmagıl kibr île yoldaş
Kibir kandayısa ânınla savaş
Kogıl kibri vefâ sâna ne kıla
Vay ol gün kim suret nakşı yıkıla
Suret yıkılmadan kibri yıkagör
Bu düşvarlık makaamından çıkagör
Dene kibr ıssını hiç râhatı yok
Nereye vârırısa zahmeti çok
Hak’a giden yolu gönlü içinde
Göremez ol anı yaddır ilinde
Unat gör Hak yolu gönlünde sırdır
Bu cümle hâslar gönülde birdir
Şular kim ol gönülden daşra kala
Nasîbin aldım ayrık ne âla
Gönül eri bilir gönül haberin
Kamu gönüllerin içinde vârın
Dırîgaa cümle ömrün hayfa vardı
Tekebbürlük seni yoldan ayırdı
Tekebbür nedir ona uyasın sen
Ümîdin yok mu Hakk’ı duyasın sen
Hemişe bâkıban seni görürsün
Görüp kend’ özünü magrûr olursun
Nice durmak bu hâm endîşelerde
Ölürsün tövbesiz bû bîşelerde
Tekebbür kîşinin faidesi yok
Komazsa kibri düşman olısar çok
Hüner gözle hüner ere eresin
Er île vârasın dostu göresin
Tekebbür kişiler ere eremez
Özünün düşmenîdürür göremez
Çü sensin düşmenin dostun kim ola
Ki yâvuz hûdurur sânâ havâle
Nerede sığınâsın sen bu huyla
Gönülde dirliğinden ne yuyûla
Niçe bu dirliğe yoldâş olâsın
Niçe gelip ilerü bâş olasın
Bu hâl île kılınç yok hiç arâda
Aceb sâna kılıncın kim yarâda
Gerek sen bîlesin düşmen kim îse
Senin devletine pişman kim îse
Uyânılık değil yoldâ gafıllık
Uzatmâ ko sağıncı bunca yıllık
Dırigaa kibr işin yavlak gözettin
Gönüllerden senî sen daşra attın
Gerî git etmedin gönül bazârın
Can île dinlemedin dost haberin
Niçe bir nîce bir dünyâ eşinde
Ki bir dem olmadın dünyâ işinde
Koya dünyâyı kovma yetemezsin
Ecel bağlâdı yolu ütemezsin
Bu beş günlük ömrü bû harca yetmez
Sağır mı kulağın niçün işitmez
Kibir geldi seni bûlattı gitti
Ecel âtı seğirdir geldi yetti
Dırîgaa sen seni hiç bîlemedin
Nasıl kulsun ki kulluk kılamâdın
Eğer sen kul isen pes kanı bâkin
Niçe bir nîçe(ye) senin dileğin
Ne ussun var ne had bellü delîsin
Ne bundâ dîri ne sinde ölüsûn
Bu hâl île kalursan bîçaresin
İçin şirk ile dolmuş şûr u sersin
Gûmânın yogımıssa inanaydın
Bu gaflet uykusundan ûyanaydın
Niçe kibr û hevâ uşâda seni
Ölüm evreni bir gün yûda seni
Hevâ-yı kibr ile ne bâşarâsın
Ecel elî uzun kanda varâsın
Takaazâsı zamanın bir gün îre
Ecel hırmenlerîni yele vîre
Yetişmeden sana va’de gözün aç
Hevâ vû kibr yolundan beri kaç
Beş on gün ömr içün girü kayıkma
Bu fânî dünyanın nakşına bakma
Senin bîgi bini aldadı dünye
İnanmaz göre kimi tuttu binye
Key çâpük oynagıl ütulmayâsın
Hevâya kibre sen tûtulmayâsın
Katı tuttun ko kibri elden öndin
İşitmedin tevâzu’ ne didüğin
Tekebbürler yeri Siccin içinde
Anun’çün k’olmadılar dîn içinde
Ki din tûtanların Siccin nesîdir
Ye kibr û kîn olıcak din nesîdir
İnanmazsan banâ hâlin göresin
Çû ömrü kibr ile yele veresin
Yürü imdi meded iste akıldan
Esîr olmuş kişisin niçe yıldan
Akıl adl ıssı bir ulu kişîdir
Meded etmek sana anın işîdir
Bu yükten seni ol kurtârısar bil
Saâdet yoldaşın oldu ay u yıl
Gelir akl önüne şermende olmuş
Ki kaygu yaşıyıla gözü dolmuş
Selâm vermekliğe ögin deremez
Oda köze düşüp yolun göremez
Delim geçti zaman derdi yerinde
Geçirdi ömrünü nefs bâzarında
İşit imdi ne der gör akl âna
Ki alçaklık eder derdine devâ
Sözü düketmedi alçaklık erdi
Kibir gördü anı tez gerü döndü
Kılıç tartıp gelir yer alçağından
Kibir gördü anı kaçtı dağından
Dag u yazı kamu gulgule doldu
Kime cennet kime Arasat oldu
Çü alçaklık erişti kibr erine
Bakadur bir kişiyi bin görüne
Tekebbür asıdır îşe sataştı
Tutup dağ başını kışa sataştı
Gör alçaklığı aktı ırmak oldu
Aka aka denize varmak oldu
Ne denlû kuvveti olursa pınar
Eremez denize ol yere siner
Akup su alçağa suya katılır
Su suya erdi denize yitilür
Denize değin ırmağ idi âdın
Ko andan ötesin denize daldın
Deniz olanlara cevher muhâl mi
Sadefler doludürür zer muhâl mi
Ki her bir mevcde bir kân bulasın
Dûr û yâkut ile mercan bulasın
Budur sermâye ol bahre dalana
Arı dirlik gerek gevher bulana
Çü yüz bin çâpûki alçaklık uttu
Mecâlsiz berr ü bahri cümle tuttu
Ger alçak vârasın meydan senindir
Cevâhir sende biter kân senindir
Aşaklıktır yer ü göğü götüren
Yedi kat yîrden âşâğa duran
Aşaklık üzre durur yer ile gök
Öğersen cümleden alçaklığı öğ
Aşak varan kişi devlet iletti
Ana kim yetiser uzâdı gitti
Aşaklık âlemin bûnyadı oldu
Ki her ne var ise ana düzüldü
Kibir aldı eri görünmez oldu
Dahı yüksek yere binemez oldu
Aşaklıkla kanâat hoş yar oldu
Ne ister isen anlarda var oldu
Çü ma’mûr oldu şehr ile vilâyet
Şad oldu dostumuz düşmanımız mat
Akıl dapa casus haber iletti
Gör alçaklığı gerü neler etti
Ne assı eyledi gör ahı kibrî
Diri kalmadı bin arada bîri
İşitti akl anı katı sevindi
Beşâret eyledi tez tahta bindi
Şükür kıldı Hak’a ol devlet ıssı
İrürdi devlete aklı bilisi
Eğer devlet gerekse akla danış
Mürebbîsiz ileri varmaya iş
Bilini gel unut sen uslu isen
Saâdet gösterene hûlu isen
Yunus alçaklığı yavlak beğendin
Kıyâs et sen seni ne kadar indin
Farîzadır sana sen seni sakın
Kim ola sencileyin sâna yakın
Has u âm harceye yüz yere bırak
Bunun gayrı haber bu sözden ırak
Hatâdır cümlesini harcı sanma
Sebil ol kamuya bir dem usanma
Yunus Emre
Yunus Emre Hayatı ve Bütün Şiirleri
Abdülbaki Gölpınarlı
Eğer dinler îsen haber vereyin
Akıl câsûsu nedir göstereyin
Kanâat geld’ oturdu tahtı aldı
Harâmîler heman yollarda kaldı
Dururlar dağ başında yol ururlar
Komazlar yolcuyu yolda dururlar
Akıl der câsusa yort imdi gerü
Kanâata haber benden değirü
De otursun ki tâc ü taht anundur
İlâhî devlet île baht onundur
Nice dûra harâmî dağ başında
Girer bir gün ele yol savaşında
Geberdirler ana bulurlar ânı
Ana ûyan imansız vîde cânı
Özünden gayrı kimseyi beğenmez
Yüce yerde durur âşâğa inmez
Nice tahta binenler yîde düştü
Nice benim diyene sînek üştü
Sana uğratma kibrin endişesin
Uyarsan kibre ıraga düşesin
Irak düşenlerin îmânı yoktur
Ki zîrâ sûretinde cânı yoktur
Gerek canlı kişi cânın sakına
Ki taksîr etmeye kendi hakına
Tekebbür eyleme kim sevrikesin
Sevrikmişler yoluna bîrikesin
Kapu gözet kapu ko dip gözetme
Ki devlet kapudâdır koma gitme
Dilersen devleti kapuda durgıl
Umarsan hil’ati tapuda durgıl
Beğenme gel seni ayrık düşesın
Kalup dermande ucb ile kalasın
Tekebbür sözü her nereye vâra
İşîden la’net okur ol habere
Sakıngıl olmagıl kibr île yoldaş
Kibir kandayısa ânınla savaş
Kogıl kibri vefâ sâna ne kıla
Vay ol gün kim suret nakşı yıkıla
Suret yıkılmadan kibri yıkagör
Bu düşvarlık makaamından çıkagör
Dene kibr ıssını hiç râhatı yok
Nereye vârırısa zahmeti çok
Hak’a giden yolu gönlü içinde
Göremez ol anı yaddır ilinde
Unat gör Hak yolu gönlünde sırdır
Bu cümle hâslar gönülde birdir
Şular kim ol gönülden daşra kala
Nasîbin aldım ayrık ne âla
Gönül eri bilir gönül haberin
Kamu gönüllerin içinde vârın
Dırîgaa cümle ömrün hayfa vardı
Tekebbürlük seni yoldan ayırdı
Tekebbür nedir ona uyasın sen
Ümîdin yok mu Hakk’ı duyasın sen
Hemişe bâkıban seni görürsün
Görüp kend’ özünü magrûr olursun
Nice durmak bu hâm endîşelerde
Ölürsün tövbesiz bû bîşelerde
Tekebbür kîşinin faidesi yok
Komazsa kibri düşman olısar çok
Hüner gözle hüner ere eresin
Er île vârasın dostu göresin
Tekebbür kişiler ere eremez
Özünün düşmenîdürür göremez
Çü sensin düşmenin dostun kim ola
Ki yâvuz hûdurur sânâ havâle
Nerede sığınâsın sen bu huyla
Gönülde dirliğinden ne yuyûla
Niçe bu dirliğe yoldâş olâsın
Niçe gelip ilerü bâş olasın
Bu hâl île kılınç yok hiç arâda
Aceb sâna kılıncın kim yarâda
Gerek sen bîlesin düşmen kim îse
Senin devletine pişman kim îse
Uyânılık değil yoldâ gafıllık
Uzatmâ ko sağıncı bunca yıllık
Dırigaa kibr işin yavlak gözettin
Gönüllerden senî sen daşra attın
Gerî git etmedin gönül bazârın
Can île dinlemedin dost haberin
Niçe bir nîce bir dünyâ eşinde
Ki bir dem olmadın dünyâ işinde
Koya dünyâyı kovma yetemezsin
Ecel bağlâdı yolu ütemezsin
Bu beş günlük ömrü bû harca yetmez
Sağır mı kulağın niçün işitmez
Kibir geldi seni bûlattı gitti
Ecel âtı seğirdir geldi yetti
Dırîgaa sen seni hiç bîlemedin
Nasıl kulsun ki kulluk kılamâdın
Eğer sen kul isen pes kanı bâkin
Niçe bir nîçe(ye) senin dileğin
Ne ussun var ne had bellü delîsin
Ne bundâ dîri ne sinde ölüsûn
Bu hâl île kalursan bîçaresin
İçin şirk ile dolmuş şûr u sersin
Gûmânın yogımıssa inanaydın
Bu gaflet uykusundan ûyanaydın
Niçe kibr û hevâ uşâda seni
Ölüm evreni bir gün yûda seni
Hevâ-yı kibr ile ne bâşarâsın
Ecel elî uzun kanda varâsın
Takaazâsı zamanın bir gün îre
Ecel hırmenlerîni yele vîre
Yetişmeden sana va’de gözün aç
Hevâ vû kibr yolundan beri kaç
Beş on gün ömr içün girü kayıkma
Bu fânî dünyanın nakşına bakma
Senin bîgi bini aldadı dünye
İnanmaz göre kimi tuttu binye
Key çâpük oynagıl ütulmayâsın
Hevâya kibre sen tûtulmayâsın
Katı tuttun ko kibri elden öndin
İşitmedin tevâzu’ ne didüğin
Tekebbürler yeri Siccin içinde
Anun’çün k’olmadılar dîn içinde
Ki din tûtanların Siccin nesîdir
Ye kibr û kîn olıcak din nesîdir
İnanmazsan banâ hâlin göresin
Çû ömrü kibr ile yele veresin
Yürü imdi meded iste akıldan
Esîr olmuş kişisin niçe yıldan
Akıl adl ıssı bir ulu kişîdir
Meded etmek sana anın işîdir
Bu yükten seni ol kurtârısar bil
Saâdet yoldaşın oldu ay u yıl
Gelir akl önüne şermende olmuş
Ki kaygu yaşıyıla gözü dolmuş
Selâm vermekliğe ögin deremez
Oda köze düşüp yolun göremez
Delim geçti zaman derdi yerinde
Geçirdi ömrünü nefs bâzarında
İşit imdi ne der gör akl âna
Ki alçaklık eder derdine devâ
Sözü düketmedi alçaklık erdi
Kibir gördü anı tez gerü döndü
Kılıç tartıp gelir yer alçağından
Kibir gördü anı kaçtı dağından
Dag u yazı kamu gulgule doldu
Kime cennet kime Arasat oldu
Çü alçaklık erişti kibr erine
Bakadur bir kişiyi bin görüne
Tekebbür asıdır îşe sataştı
Tutup dağ başını kışa sataştı
Gör alçaklığı aktı ırmak oldu
Aka aka denize varmak oldu
Ne denlû kuvveti olursa pınar
Eremez denize ol yere siner
Akup su alçağa suya katılır
Su suya erdi denize yitilür
Denize değin ırmağ idi âdın
Ko andan ötesin denize daldın
Deniz olanlara cevher muhâl mi
Sadefler doludürür zer muhâl mi
Ki her bir mevcde bir kân bulasın
Dûr û yâkut ile mercan bulasın
Budur sermâye ol bahre dalana
Arı dirlik gerek gevher bulana
Çü yüz bin çâpûki alçaklık uttu
Mecâlsiz berr ü bahri cümle tuttu
Ger alçak vârasın meydan senindir
Cevâhir sende biter kân senindir
Aşaklıktır yer ü göğü götüren
Yedi kat yîrden âşâğa duran
Aşaklık üzre durur yer ile gök
Öğersen cümleden alçaklığı öğ
Aşak varan kişi devlet iletti
Ana kim yetiser uzâdı gitti
Aşaklık âlemin bûnyadı oldu
Ki her ne var ise ana düzüldü
Kibir aldı eri görünmez oldu
Dahı yüksek yere binemez oldu
Aşaklıkla kanâat hoş yar oldu
Ne ister isen anlarda var oldu
Çü ma’mûr oldu şehr ile vilâyet
Şad oldu dostumuz düşmanımız mat
Akıl dapa casus haber iletti
Gör alçaklığı gerü neler etti
Ne assı eyledi gör ahı kibrî
Diri kalmadı bin arada bîri
İşitti akl anı katı sevindi
Beşâret eyledi tez tahta bindi
Şükür kıldı Hak’a ol devlet ıssı
İrürdi devlete aklı bilisi
Eğer devlet gerekse akla danış
Mürebbîsiz ileri varmaya iş
Bilini gel unut sen uslu isen
Saâdet gösterene hûlu isen
Yunus alçaklığı yavlak beğendin
Kıyâs et sen seni ne kadar indin
Farîzadır sana sen seni sakın
Kim ola sencileyin sâna yakın
Has u âm harceye yüz yere bırak
Bunun gayrı haber bu sözden ırak
Hatâdır cümlesini harcı sanma
Sebil ol kamuya bir dem usanma
Yunus Emre
Yunus Emre Hayatı ve Bütün Şiirleri
Abdülbaki Gölpınarlı