11 Temmuz 1324
Doğacaktın... Bu kalbimizde hafi,
Pek hafi bir ümîd-i bî-rengin
Pek belirsiz bir iltimâ'iydi.
Gecenin sayha-î vedâiydi
O sadâlar ki dağların berfîn
Tepesinden inip derin, mahfî
Köşeler, gölgelerde gizlenmiş
Her teselliyi ürkütür, kaçırır;
Ve bu kuşlar kanatlarında sakat
Bir cesaretle bekleşirdi.
Fakat Gece artık o müfteris ve ağır
Gecenin gölgesiydi; hep müdhis,
Hep muharrib ve müfteris, lâkin
Ne zılâmında eski hevl-i anîf,
Ne riyâhında eski nefha-yı gül.
Belli bir gizli ihtilâc-i üfûl,
Gizli bir râ'se, bir hüzâl-i keşîf...
İşte karşında titriyor, miskin!
Akıbet ufk açıldı, sen doğdun
Bütün alâyisinle; şimdi feza
Seni alkışlıyor, bütün gözler
Sende, sevkınla parlıyor her yer;
Ve o karşında titriyor hâlâ
Müfteris, müntakim, fakat solgun.
Tevfik Fikret
Haluk'un Defteri
* Fikret bu şiiri 11 Temmuz 1324 (24 Temmuz 1908)'de İkinci Meşrutiyet'in ilânı üzerine duyduğu sevinç ve umutla yazmıştır. «Rücu» şiiri de aynı günlerin ve duyguların ürünüdür.
Günümüz Türkçe'siyle
24 Temmuz 1908
Doğacaktın... Bu yüreğimizde saklı
Pek saklı ve renksiz bir umudun
Pek belirsiz bir parıltısıydı.
Ayrılış çığlığıydı gecenin,
O çığlıklar ki dağların karlı
Tepesinden inip kuytu, derin
Köşelerle gölgelerde gizlenmiş
Her avunmayı ürkütür, kaçırırdı;
Ve kuşlar kanatlarında kırılmış
Bir cesaretle bekleşirdi. Ne var ki
Gece artık o yırtıcı ve ağır
Gecenin bir gölgesiydi şimdi;
Hep korkunç, yıkıcı ve yırtıcı ama
Ne karanlığında o eski, keskin korku,
Ne de rüzgârında o canavar soluğu.
Belli bir gizli ölüm çırpınışı,
Gizli bir ürperme ve aşırı bitkinlik.
İşte karşında titriyor, zavallı!
Sonunda ufuk açıldı, sen doğdun
Bütün gösterişinle; şimdi gök
Seni alkışlıyor, gözler bütün
Sende, her yer parlıyor ışığınla;
Ve o karşında titriyor hâlâ
Hınçlı, yırtıcı, ama solgun.
Doğacaktın... Bu kalbimizde hafi,
Pek hafi bir ümîd-i bî-rengin
Pek belirsiz bir iltimâ'iydi.
Gecenin sayha-î vedâiydi
O sadâlar ki dağların berfîn
Tepesinden inip derin, mahfî
Köşeler, gölgelerde gizlenmiş
Her teselliyi ürkütür, kaçırır;
Ve bu kuşlar kanatlarında sakat
Bir cesaretle bekleşirdi.
Fakat Gece artık o müfteris ve ağır
Gecenin gölgesiydi; hep müdhis,
Hep muharrib ve müfteris, lâkin
Ne zılâmında eski hevl-i anîf,
Ne riyâhında eski nefha-yı gül.
Belli bir gizli ihtilâc-i üfûl,
Gizli bir râ'se, bir hüzâl-i keşîf...
İşte karşında titriyor, miskin!
Akıbet ufk açıldı, sen doğdun
Bütün alâyisinle; şimdi feza
Seni alkışlıyor, bütün gözler
Sende, sevkınla parlıyor her yer;
Ve o karşında titriyor hâlâ
Müfteris, müntakim, fakat solgun.
Tevfik Fikret
Haluk'un Defteri
* Fikret bu şiiri 11 Temmuz 1324 (24 Temmuz 1908)'de İkinci Meşrutiyet'in ilânı üzerine duyduğu sevinç ve umutla yazmıştır. «Rücu» şiiri de aynı günlerin ve duyguların ürünüdür.
Günümüz Türkçe'siyle
24 Temmuz 1908
Doğacaktın... Bu yüreğimizde saklı
Pek saklı ve renksiz bir umudun
Pek belirsiz bir parıltısıydı.
Ayrılış çığlığıydı gecenin,
O çığlıklar ki dağların karlı
Tepesinden inip kuytu, derin
Köşelerle gölgelerde gizlenmiş
Her avunmayı ürkütür, kaçırırdı;
Ve kuşlar kanatlarında kırılmış
Bir cesaretle bekleşirdi. Ne var ki
Gece artık o yırtıcı ve ağır
Gecenin bir gölgesiydi şimdi;
Hep korkunç, yıkıcı ve yırtıcı ama
Ne karanlığında o eski, keskin korku,
Ne de rüzgârında o canavar soluğu.
Belli bir gizli ölüm çırpınışı,
Gizli bir ürperme ve aşırı bitkinlik.
İşte karşında titriyor, zavallı!
Sonunda ufuk açıldı, sen doğdun
Bütün gösterişinle; şimdi gök
Seni alkışlıyor, gözler bütün
Sende, her yer parlıyor ışığınla;
Ve o karşında titriyor hâlâ
Hınçlı, yırtıcı, ama solgun.