Şiir, Sadece: Eray Canberk
Eray Canberk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Eray Canberk etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

9 Mart 2018 Cuma

Gündelik

Kapalısın
kendi dört duvarında
gündüz -biraz sınırsız-
gece -evde odada-

seni kim örseliyor
kendinden başka
yürü yollardan yorgun
avut ama avunma

yaşa tarifelerde
etiket fiyat ve zam
gülümse katlan hoş gör
yüreğin burkulduğu zaman


Eray Canberk
Yüreğin Burkulduğu Zaman

2 Eylül 2016 Cuma

Ateşler ve Ahenkler

Yol üstünde zincir şıkırtıları,
                    Kuşların şarkısı.
Ormanların ıslaklığı altında,
Hindistan cevizi ağaçlarının
                    yumuş ak musikisinin serinliği
Ateşler,
                    çimende ateş,
                    Kayat'ın madensi sıcak yapraklarında
                    ateş.
İnsanlığın büyük göçlerini
bağrında taşıyan
       geniş keçi yolları,
kapalı ufuklara doğru
geniş keçi yolları,
silah zoruyla
açılmış keçi yolları.
                    Foguerias'lar,
                                   danslar,
                                               tamtamlar,
                                                                ahenkler.
Aydınlığın ahengi,
Rengin ahengi,
Sesin ahengi,
Hareketin ahengi,
Çıplak ayakların
                     kana bulanmış zincirlerinin ahengi
Sökülmüş tırnakların ahengi,
                     Ahenkler,
                                  Sonsuz ahenkler,
ey Afrika'nın kederli sesi.


Agostino Neto
Çeviren: Eray Canberk

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Apartmanlarda Yaşayan Çocukların Gözlemleri

aşağı kattaki teyze çiçeklerini
cam gibi seviyor çocuk gibi bakıyor onlara
ama biz bahçede oynarken horluyor bizi
çiçekler gibi davranmıyor çocuklara

yukarı kattaki amca otomobiline tutkun nedense
çocuk gibi yıkayıp temizliyor onu her gün
Çekilin bakalım otomobilin yanından! diye bağırıyor bize
otomobili güneşin ve yağmurun altında kaldığı için üzgün

durmadan birbirine bağıran yaşlılar hele
bizim sesimizi duymak istemiyor
biz kuşlar gibi cıvıldaştığımızı sanıyoruz belki de
ama büyükleri bazı şeylere inandırmak zor

televizyon ve otomobil büyükler için birer oyuncak
ellerine verilmiş oyalansınlar diye
bize kalıyor apartman sorunlarıyla uğraşmak
ama çok kızıyorlar biz işe girişince


Eray Canberk
Yüreğin Burkulduğu Zaman

Bindokuzyüzkırktan Kalma Bir Çocuk

bir gidişti kim bilir nerelere varırdı
suçlu değildi ama suçlu duyardı kendini
her akşam üstü içi daralırdı
bağırırdı ama kim duyardı sesini

kuytu bir yalnızlığı vardı çocukluğundan kalma
eklenirdi kül renkli hüzünlerle kaygılar
içlenirdi türkülerle yokluklara yoksulluklara
bir yanıyla bir dünya yaratırdı azar azar

nereye uzansa bir sonsuza çıkardı
ayrılıklara katlanarak öğrenirdi sevgileri
ve her gün onda bir duvarı yıkardı
tek başına savaşların en güzelini verdi

yılgın adamlar değil dal gibi çocuklardır
gelecek savaşlara bağladığı umutlar
bir güneşe uzanır gizlice ağır ağır
her biri bir başka çiçek açan kuytuluklar


Eray Canberk
Kuytu Sular

5 Temmuz 2011 Salı

Boş

gülyüzlü çocuklar ve İstanbul görünüşleri
kör bir adamın sattığı bayram tebrikleridir.
daha çok izinli askerler ve inşaat işçileri
almak için uzağından bakarlar

bakarlar ve bakarlar alamazlar

çünkü onların aradığı türkü gibi bir şeydir
Sonra çaresiz yabancı yalnız
tükenmez kalemle aynı ve uzun mektuplar yazarlar
belki küçücük ama çok çiçekli
"Bayramınız Kutlu Olsun" yazılı bir şeyler bulurlarsa
alıp alıp bırakırlar
ve korktukları bellidir ne yapsalar

ben birgün güz gibi kış öğlesinde
o askerler o işçiler gibi
bir şeyler aradım sayısız kör satıcıdan
sonra da yolladığım sana tıpkı onların bulamadığı
bir türküydü
nice boş zarfların içinden çıkan


Eray Canberk
Kuytu Sular