Şiir, Sadece: Ezgi
Ezgi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ezgi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Nisan 2017 Salı

Ezgi

Şefkatle içtim bu katıksız tatlı aşkı
Doldurdum onunla ışık bardağını
söyledim türküsünü sonsuz sessizliğe
Öylesine uzaklaştırdım ki kalbimden mutsuzluğu
Adadım esprimi tatlı şiire
Herkesin nakaratımı telli sazında yeniden bulduğu
Zamanın evet türkümle coştuğu
Benim için yükselttiği en yüksek tabyalarını
Sevince boğdu beni zaman
Dinginlik sürerek üstüme
Öyle bir ateş yaktı ki beni
Güldüm bununla birlikte
Soludum şaşılası bahçelerin çiçeklerini
Bırakarak ışığa yüreğimi
Yeniden doğuşu ruhumu
Arzu açıyordu yüreğimde
Çiçeklerin üstüne döküyordu tan kızıllığı çiğ bardağını
Vuruyordu kanatları düşlerimin aydınlığa
Besisuyu onarıyordu zamandan önce pörsük yaprakları


Muhammed Şabuni
Çeviren: Nuri Pakdil

2 Kasım 2016 Çarşamba

Ezgi

Daha, hele daha sıkın parmaklıkları,
Hala umut falan sızıyor aralıktan!
Gökyüzü mü? Fazladır böyle çarşaf çarşafı:
Bir kıymık ışık yeter, ama şımartmadan.

Artık uslu uslu otursunlar yerlerinde.
Canları isterse kendi düşlerini yesinler!
İçecek mi? Mürekkep uygundur bence;
Maymun suratları böyle şenliği sever.

Bence, ilkin şu ezgiyi tepelemelisiniz!
Bir şey duyulmuyor mu? ben duyuyorum,
Korkunç türküsü bu ilkyazın, biliniz,
Yüreklerinden fışkırıyor, evet, görüyorum;

Gördükçe kuduruyorum! Hepsi daraağacına:
Terziler! iyice dikin şu ağızları,
Geciktirmeden indirin umudun boynuna,
Görüyorum, yüreklerinden fışkırıyor umutları.


Geo Norge
Çeviren: Özdemir İnce