Kıyamet gününe yakın
Görünümü değişecek yeryüzünün
Güneş gece yarısı olacak, ay da kan
Kıyamet gününe yakın.
Ama şimdi, kılıçların daha saban demiri olmadığı
Mızrakların mızraklıklarını sürdüğü şu günde
Gözünüzü dört açın çocuklarım.
Diyelim ki mango ağacının gölgesinde yürüyorsunuz
Ya da koşuyorsunuz kızgın güneşin altında.
Bir hiç olduğunuzu kabul edeceksiniz.
Okların ok olarak kaldığı,
Mızrak ve oraklardan doğan mucizenin
Görünmeyen bir mucize olarak kaldığı şu günde
Ulusumuzda olsun çocuklarım,
Köpeklerin söylevler verdiği,
Boynuzların insan alınlarını süslediği ülkelerde
Kinli Sasabonsam'ın kara ve gizlemli
Bir zindanına sürüklerse sizi
Rastlantıyla, minik ayaklarınız
Gümüş pullarla kaplı denizkızlarının
Ve deniz hayvanlarının insanlıkla alay ettiği
Bu garip, insanlıktan uzak ülkede
Takılırsa gözleriniz bir taşa
Kara, cansız, pis, sakallı,
Yalvarırım çocuklar, ses etmeden geçin,
Soru sormadan.
Tarih öncesine döneceğiz çünkü,
Birleşecek yeniden son ve baş,
Görünümü değişecek dünyanın yeniden
Taşlar insan olacak
İnsanlar taş,
Serçelerden kartallar doğacak
Toprak buğday buğday olacak.
Çocuklarım,
Rastlantıyla, kükreyen bir tavşan görürseniz
Ya da tahterevana kurulmuş bir maymun,
Sessizce bakın. Çabucak uzaklaşın yanından.
Çok çabuk.
Görünümü değişecek yeryüzünün
Güneş gece yarısı olacak, ay da kan
Kıyamet gününe yakın.
Ama şimdi, kılıçların daha saban demiri olmadığı
Mızrakların mızraklıklarını sürdüğü şu günde
Gözünüzü dört açın çocuklarım.
Diyelim ki mango ağacının gölgesinde yürüyorsunuz
Ya da koşuyorsunuz kızgın güneşin altında.
Bir hiç olduğunuzu kabul edeceksiniz.
Okların ok olarak kaldığı,
Mızrak ve oraklardan doğan mucizenin
Görünmeyen bir mucize olarak kaldığı şu günde
Ulusumuzda olsun çocuklarım,
Köpeklerin söylevler verdiği,
Boynuzların insan alınlarını süslediği ülkelerde
Kinli Sasabonsam'ın kara ve gizlemli
Bir zindanına sürüklerse sizi
Rastlantıyla, minik ayaklarınız
Gümüş pullarla kaplı denizkızlarının
Ve deniz hayvanlarının insanlıkla alay ettiği
Bu garip, insanlıktan uzak ülkede
Takılırsa gözleriniz bir taşa
Kara, cansız, pis, sakallı,
Yalvarırım çocuklar, ses etmeden geçin,
Soru sormadan.
Tarih öncesine döneceğiz çünkü,
Birleşecek yeniden son ve baş,
Görünümü değişecek dünyanın yeniden
Taşlar insan olacak
İnsanlar taş,
Serçelerden kartallar doğacak
Toprak buğday buğday olacak.
Çocuklarım,
Rastlantıyla, kükreyen bir tavşan görürseniz
Ya da tahterevana kurulmuş bir maymun,
Sessizce bakın. Çabucak uzaklaşın yanından.
Çok çabuk.
Francis Ernest Kobina Parkes
Çeviren: Gürkal Aylan