Fâ'ilâtün/Fâ'ilâtün/Fâ'ilâtün/Fâ'ilün
1. Yahma cânum nâle-i bî-ihtiyârumdan sahm
1. Yahma cânum nâle-i bî-ihtiyârumdan sahm
Tökme kamım âb-ı çeşm-i eşk-bârumdan sahm
2. Su virür her subh-dem göz yaşı tîğ-i ahuma
2. Su virür her subh-dem göz yaşı tîğ-i ahuma
Çoh meni incitme tîğ-i âb-dârumdan sahm
3. Cevr odı yahdı meni yanumda durma ey gönül
3. Cevr odı yahdı meni yanumda durma ey gönül
Bir dutuşmış âteşem kurb u civanımdan sahm
4. Ten evinden rahtum cehd eyle ey can daşra çek
4. Ten evinden rahtum cehd eyle ey can daşra çek
Âfet-i seyl-i sirişk-i bî-karârumdan sahm
5. Gerçi bir hâk-i rehem kimse meni almaz göze
5. Gerçi bir hâk-i rehem kimse meni almaz göze
Çoh hakaretle nazar kılma gubârumdan sahın
6. Gelme kabrüm üzre ey ışk içre men tek
6. Gelme kabrüm üzre ey ışk içre men tek
Ölmeyen Ta'ne daşıdur sana seng-i mezârumdan sahm
7. Şâh-ı mülk-i mihnetem hayl ü sipâhum derd ü gam
7. Şâh-ı mülk-i mihnetem hayl ü sipâhum derd ü gam
Hayl-i bî-hadd ü sipâh-ı bî-şumârumdan sahın
8. Ey Fuzûlî hansı mahbûbı ki sevsen rahmi var
8. Ey Fuzûlî hansı mahbûbı ki sevsen rahmi var
Kıl hazer ancak menüm bî-rahm yânımdan sahm
Fuzuli
1. Canımı yakma, elimde olmadan ettiğim anımdan sakın. Kanımı dökme, gözyaşı yağdıran gözümün suyundan sakın (yani, ahım seni tutar, gözümden akan yaşlar da seni sele verir).
2. Gözyaşı, her sabah ah kılıcıma su verniktedir. Beni çok incitme, parlak, keskin kılıcımdan, sakın.
Kılıç yapılırken çeliğe su verildiğinden âb-dâr (su tutan) kelimesi tevriyeii olup su verilmiş ve parlak anlamlarındadır. Şair ahini parlak, sağlam ve keskin bir kıkca benzetmiştir.
3. Cevr ve cefa ateşi beni yaktı, ey gönül yanımda durma. Ben tutuşmuş bir ateşim; yakınımda ve çevremde bulunmaktan sakın (sonra sen de tutuşur, yanarsın).
4. Ey can! Eşyanı toplayıp ten evinden çıkmana bak. Durmadan, akan gözyaşı selinin âfetinden sakın.
5. Gerçi ben, bir yol toprağıyım, kimse bana değer vermez. (Fakat) Öyle çok hakaretle bakıp beni küçük görme, tozumdan sakın.
«Göze almaz» deyimi, değer vermez, önemsemez anlamındadır. «Nazar kılmak» yani bakmak kelimesi ile tenasüp yapılmıştır. Hâk-i reh (yol toprağı) ile gübar (toz) arasında da tenasüp vardır. Tozun göze kaçması gözü rahatsız eder, çok kaçarsa kör de edebilir.
6. Ey benim gibi aşktan ölmeyen kimse! Mezarımın üzerine gelme. Mezar taşım sana atmak için bir ayıplama taşıdır; ondan sakın.
Ta'n ayıplama demektir. Eskiden halk, suçlu kimseyi ayıplamak için taşlarmış. Suçu ağır olan kimsenin beline kadar toprağa gömülerek gelip geçen herkes tarafından taşlanmak suretiyle öldürülmesine «recm» denir ki, bir çeşit idam cezasıdır.
7. Mihnet ülkesinin padişahıyım. Dert ile gam ordum, askerimdir. Sınırsız ordumdan ve sayısız askerimden sakın.
Hayl sürü, topluluk demektir. Burada padişahın ordusu anlamındadır. Padişahın ordusu ve maiyeti anlamında «hayl ü haşem» sözünde de geçer.
8. Ey Fuzûlî! Hangi güzeli sevsen onun bir merhameti vardır, ancak benim merhametsiz yârimden çekinip sakın.
2. Gözyaşı, her sabah ah kılıcıma su verniktedir. Beni çok incitme, parlak, keskin kılıcımdan, sakın.
Kılıç yapılırken çeliğe su verildiğinden âb-dâr (su tutan) kelimesi tevriyeii olup su verilmiş ve parlak anlamlarındadır. Şair ahini parlak, sağlam ve keskin bir kıkca benzetmiştir.
3. Cevr ve cefa ateşi beni yaktı, ey gönül yanımda durma. Ben tutuşmuş bir ateşim; yakınımda ve çevremde bulunmaktan sakın (sonra sen de tutuşur, yanarsın).
4. Ey can! Eşyanı toplayıp ten evinden çıkmana bak. Durmadan, akan gözyaşı selinin âfetinden sakın.
5. Gerçi ben, bir yol toprağıyım, kimse bana değer vermez. (Fakat) Öyle çok hakaretle bakıp beni küçük görme, tozumdan sakın.
«Göze almaz» deyimi, değer vermez, önemsemez anlamındadır. «Nazar kılmak» yani bakmak kelimesi ile tenasüp yapılmıştır. Hâk-i reh (yol toprağı) ile gübar (toz) arasında da tenasüp vardır. Tozun göze kaçması gözü rahatsız eder, çok kaçarsa kör de edebilir.
6. Ey benim gibi aşktan ölmeyen kimse! Mezarımın üzerine gelme. Mezar taşım sana atmak için bir ayıplama taşıdır; ondan sakın.
Ta'n ayıplama demektir. Eskiden halk, suçlu kimseyi ayıplamak için taşlarmış. Suçu ağır olan kimsenin beline kadar toprağa gömülerek gelip geçen herkes tarafından taşlanmak suretiyle öldürülmesine «recm» denir ki, bir çeşit idam cezasıdır.
7. Mihnet ülkesinin padişahıyım. Dert ile gam ordum, askerimdir. Sınırsız ordumdan ve sayısız askerimden sakın.
Hayl sürü, topluluk demektir. Burada padişahın ordusu anlamındadır. Padişahın ordusu ve maiyeti anlamında «hayl ü haşem» sözünde de geçer.
8. Ey Fuzûlî! Hangi güzeli sevsen onun bir merhameti vardır, ancak benim merhametsiz yârimden çekinip sakın.