Fe'ilâtiin/Fe'ilâttin/Fe'ilâtün/Fe'ilün
1. Hâsılum yoh sert kuyunda belâdan gayrı
1. Hâsılum yoh sert kuyunda belâdan gayrı
Garazum yoh refci ışkunda fenadan gayrı
2. Ney-i bezm-i gaiyem ey âh ne bulsan yile vir
2. Ney-i bezm-i gaiyem ey âh ne bulsan yile vir
Oda yanmış kure cismümde hevâdan gayrı
3. Perde çek çihreme hicran güni ey kanlu sirişk
3. Perde çek çihreme hicran güni ey kanlu sirişk
Ki gözüm görmeye ol mâhlikâdan gayrı
4. Yetdi bî-kesligüm ol gayete kim çevremde
4. Yetdi bî-kesligüm ol gayete kim çevremde
Kimse yoh çizgime gird-âb-ı belâdan gayrı
5. Ne yanar kimse manana âteş-i dilden özge
5. Ne yanar kimse manana âteş-i dilden özge
Ne açar kimse tapum bâdı sabâdan gayrı
6. Bozma ey mevc gözüm yaşı habâbın ki bu seyl
6. Bozma ey mevc gözüm yaşı habâbın ki bu seyl
Koymadı hîç imaret bu binadan gayrı
7. Bezm-i ışk içre fuzûlî nice âh eylemeyem
7. Bezm-i ışk içre fuzûlî nice âh eylemeyem
Ne temettü' bulmuşum neyde sadâdan gayrı
Fuzuli
1. Senin mahallende (köyünde) belâdan başka bir şey elde ettiğim yok. Aşkının yolunda yok olmaktan başka bir maksadım yok.
2. Gam meclisinin neyiyim. Ey ah! Kuru cismimde heva ve hevesten başka ne bulursan yele ver, yok et
Fuzûlî, zayıflamış vücudunu neye benzetmiştir. Heva kelimesi tev-riyelidir. Kuru bir kamış olan neyin içinde nasıl sadece hava, yani neyzenin nefesi varsa, Fuzûlî'nin de ney gibi kuru vücudunda aşk ve arzudan başka bir şey yoktur. Âh, hava, yel kelimeleriyle ihamı tenasüp sanatı yapılmıştır.
3. Ey kanlı gözyaşını! Ayrılık günü yüzüme perde çek de gözüm o ay yüzlüden başka kimseyi görmesin.
4. Kimsesizliğim o dereceye vardı ki, etrafımda belâ burgacından başka dönen kimse yok.
Birinin çevresinde dönmek (çizginmek) bir deyim olup o kimsenin etrafında kendisiyle ilgilenenlerin bulunmasıdır. Fuzûlî'nin etrafında dönen burgaca (girdab) benzettiği belâlardır. İnsan suda burgaca yakalanırsa boğulur. Fuzûlî hem yalnızlığını, hem de belânın içinde boğulup kaldığını söylüyor. Burgaç ile dönen kelimeleri ilgilidir.
5. Bana gönül ateşinden başka kimse yanmaz. Sabah rüzgârından başka kapımı açan kimse yoktur.
8. Ey dalga! Gözümün yaşı üzerindeki kabarcığı bozma. Çünkü gözyaşı seli bu binadan başka hiçbir imaret bırakmadı.
İmaret, yapı, bina demektir, özellikle yoksullara yemek dağıtılan aş evine denir ki, genellikle üzeri kubbeli olur. Fuzûli, gözyaşı selinin üzerindeki kabarcığı şekli yuvarlak olduğu için imarete benzetmiştir. Beyitte gözyaşı seli, bayındır bir yer bırakmadı, her yeri yıktı anlamı ile birlikte yoksulara yemek dağıtılan imaret kelimesini de kastederek tevriye yapılmıştır.
7. Fuzûli! Aşk meclisinde nasıl ah etmeyeyim. Neyde sesten başka ne fayda bulunur.
Bu beyitte de Fuzûlî kendisini neye benzetir. Neyin insana sağladığı yarar yalnızca sadasıdır. Ney gibi Fuzûlî'nin de aşk meclisinde ettiği ahdan başka kimseye bir yararı yoktur. Meclis, ney, şada kelimeleriyle tenasüp sanatı yapılmıştır.
2. Gam meclisinin neyiyim. Ey ah! Kuru cismimde heva ve hevesten başka ne bulursan yele ver, yok et
Fuzûlî, zayıflamış vücudunu neye benzetmiştir. Heva kelimesi tev-riyelidir. Kuru bir kamış olan neyin içinde nasıl sadece hava, yani neyzenin nefesi varsa, Fuzûlî'nin de ney gibi kuru vücudunda aşk ve arzudan başka bir şey yoktur. Âh, hava, yel kelimeleriyle ihamı tenasüp sanatı yapılmıştır.
3. Ey kanlı gözyaşını! Ayrılık günü yüzüme perde çek de gözüm o ay yüzlüden başka kimseyi görmesin.
4. Kimsesizliğim o dereceye vardı ki, etrafımda belâ burgacından başka dönen kimse yok.
Birinin çevresinde dönmek (çizginmek) bir deyim olup o kimsenin etrafında kendisiyle ilgilenenlerin bulunmasıdır. Fuzûlî'nin etrafında dönen burgaca (girdab) benzettiği belâlardır. İnsan suda burgaca yakalanırsa boğulur. Fuzûlî hem yalnızlığını, hem de belânın içinde boğulup kaldığını söylüyor. Burgaç ile dönen kelimeleri ilgilidir.
5. Bana gönül ateşinden başka kimse yanmaz. Sabah rüzgârından başka kapımı açan kimse yoktur.
8. Ey dalga! Gözümün yaşı üzerindeki kabarcığı bozma. Çünkü gözyaşı seli bu binadan başka hiçbir imaret bırakmadı.
İmaret, yapı, bina demektir, özellikle yoksullara yemek dağıtılan aş evine denir ki, genellikle üzeri kubbeli olur. Fuzûli, gözyaşı selinin üzerindeki kabarcığı şekli yuvarlak olduğu için imarete benzetmiştir. Beyitte gözyaşı seli, bayındır bir yer bırakmadı, her yeri yıktı anlamı ile birlikte yoksulara yemek dağıtılan imaret kelimesini de kastederek tevriye yapılmıştır.
7. Fuzûli! Aşk meclisinde nasıl ah etmeyeyim. Neyde sesten başka ne fayda bulunur.
Bu beyitte de Fuzûlî kendisini neye benzetir. Neyin insana sağladığı yarar yalnızca sadasıdır. Ney gibi Fuzûlî'nin de aşk meclisinde ettiği ahdan başka kimseye bir yararı yoktur. Meclis, ney, şada kelimeleriyle tenasüp sanatı yapılmıştır.