Mefâ'ilün/Fe'ilâtün/Mefâ'ilün/Fe'ilün
1. Kemâli hüsn virüpdür şarâbı nâb sana
1. Kemâli hüsn virüpdür şarâbı nâb sana
Sana helâldür ey muğ-beçe şarâb sana
2. Seni melek göreli yazmaz oldı ışkı günâh
2. Seni melek göreli yazmaz oldı ışkı günâh
Velî yazıldı bu yüzden besi sevâb sana
3. Lebün su'âline virmez cevâb uşşâkun
3. Lebün su'âline virmez cevâb uşşâkun
Su'âl olursa bu senden nedür cevâb sana
4. Ceza gününde sorılmaz hatâlar eyledüğün
4. Ceza gününde sorılmaz hatâlar eyledüğün
Yeter figân ile men virdügüm azâb sana
5. Meni karârum ile koymaz oldun ey gerdûn
5. Meni karârum ile koymaz oldun ey gerdûn
Yiridür ahum ile virsem inkilâb sana
6. Safâ-yı cevheri tîğinden umma kâm ey dil
6. Safâ-yı cevheri tîğinden umma kâm ey dil
Sağınma su vire ey teşne ol serâb sana
7. Fuzûli başuna ol serv saye saldı bugün
7. Fuzûli başuna ol serv saye saldı bugün
Ulüvv-i rif 'at ile yetmez âftâb sana
Fuzuli
1. Saf şarap sana tam bir güzellik vermiştir. Ey şarap dağıtan genç saki! Şarap sana helâldir.
Muğ - beçe mecusî çocuğu, meyhanede şarap dağıtan genç demektir. Müslümanbkta şarap hara molduğu için meyhaneyi Mecusîler veya Hıristiyanlar işletirmiş. Muğ-beçeye şarap haram olmayıp helal olduğu için Türkçe «sana helal olsun» deyiminden kinaye sanatı yapılmıştır.
2. Melek seni göreli aşkı günah yazmaz oldu. Fakat bu yüzden sana çok sevap yazıldı.
«Bu yüzden» kelimesi tevriyeli olup «bu sebeple» ve «bu güzel yüzünden dolayı» anlamındadır.
3. Dudağın âşıkların sualine cevap vermez. Bu senden sorulunca cevabın nedir? (Ne cevap vereceksin veya ne? diye sen de soru soracaksın).
4. Yaptığın hatalar senden sorulmaz. Benim feryat ve figanımla sana verdiğim azap yeter (çünkü ben feryat ve figanımla sana dünyada azap çektirdim).
5. Ey felek! Beni kendi halime bırakmadın. Ahım ile senin dönüşünü değiştirsem yeridir.
Durma anlamına gelen «karar» kelimesi ile değişme anlamındaki «inkilâb» kelimesi arasında tezat bulunduğu gibi «gerdim» un dönen anlamı «karar» ile tezatlıdır.
6. Ey gönül! Onun kılıcının cevherinin saf asından kâm alacağını umma. Ey susamış (gönül) Bu serabm sana su vereceğini sanma.
Safa hem zevk, hem saflık ve temizlik anlamında tevriyeli kullanılmıştır. Sevgilinin bakışlarının kılıcından, yani çeliğin içindeki sudan susuzluğunu gidereceğini umma denilerek çeliğe su verilmesi ve kılıç seraba benzetilerek su varmış gibi parlaması mazmunları yapılmıştır.
7. Fuzuli! O servi boylu güzel bu gün senin başına gölge saldı. Artık güneş bil© senin mertebenin yüceliğine yetişemez.
Muğ - beçe mecusî çocuğu, meyhanede şarap dağıtan genç demektir. Müslümanbkta şarap hara molduğu için meyhaneyi Mecusîler veya Hıristiyanlar işletirmiş. Muğ-beçeye şarap haram olmayıp helal olduğu için Türkçe «sana helal olsun» deyiminden kinaye sanatı yapılmıştır.
2. Melek seni göreli aşkı günah yazmaz oldu. Fakat bu yüzden sana çok sevap yazıldı.
«Bu yüzden» kelimesi tevriyeli olup «bu sebeple» ve «bu güzel yüzünden dolayı» anlamındadır.
3. Dudağın âşıkların sualine cevap vermez. Bu senden sorulunca cevabın nedir? (Ne cevap vereceksin veya ne? diye sen de soru soracaksın).
4. Yaptığın hatalar senden sorulmaz. Benim feryat ve figanımla sana verdiğim azap yeter (çünkü ben feryat ve figanımla sana dünyada azap çektirdim).
5. Ey felek! Beni kendi halime bırakmadın. Ahım ile senin dönüşünü değiştirsem yeridir.
Durma anlamına gelen «karar» kelimesi ile değişme anlamındaki «inkilâb» kelimesi arasında tezat bulunduğu gibi «gerdim» un dönen anlamı «karar» ile tezatlıdır.
6. Ey gönül! Onun kılıcının cevherinin saf asından kâm alacağını umma. Ey susamış (gönül) Bu serabm sana su vereceğini sanma.
Safa hem zevk, hem saflık ve temizlik anlamında tevriyeli kullanılmıştır. Sevgilinin bakışlarının kılıcından, yani çeliğin içindeki sudan susuzluğunu gidereceğini umma denilerek çeliğe su verilmesi ve kılıç seraba benzetilerek su varmış gibi parlaması mazmunları yapılmıştır.
7. Fuzuli! O servi boylu güzel bu gün senin başına gölge saldı. Artık güneş bil© senin mertebenin yüceliğine yetişemez.