Fâ'ilâtün/Fâ'ilâtün/Fâ'üâtün/Fâ'ilün
1. Nice yıllardur ser-i kûy-ı melâmet beklerüz
1. Nice yıllardur ser-i kûy-ı melâmet beklerüz
Leşker-i sultân-ı irfânuz vilâyet beklerüz
2. Sâkin-i hâk-i der-i mey-hâneyüz şâm ü seher
2. Sâkin-i hâk-i der-i mey-hâneyüz şâm ü seher
İrtifâ'-ı kadr içün bâb-ı sa'âdet beklerüz
3. Cîfe-i dünyâ degül kerkes kimi matlûbumuz
3. Cîfe-i dünyâ degül kerkes kimi matlûbumuz
Bir bölük ankâlaruz Kâf-ı kana'at beklerüz
4. Hâb görmez çeşmümüz endîşe-i ağyardan
4. Hâb görmez çeşmümüz endîşe-i ağyardan
Pâsbânuz genc-i esrâr-ı mahabbet beklerüz
5. Sûret-i dîvâr idüpdür hayret-i ışkun bizi
5. Sûret-i dîvâr idüpdür hayret-i ışkun bizi
Gayr seyr-i bâğ ider biz künc-i mihnet beklerüz
6. Kârbân-ı râh-ı tecrîdüz hatar havfm çeküp
6. Kârbân-ı râh-ı tecrîdüz hatar havfm çeküp
Gâh Mecnûn gâh men devr ile nevbet beklerüz
7. Sanmanuz kim giceler bî-hûdedür efgânumuz
7. Sanmanuz kim giceler bî-hûdedür efgânumuz
Mülk-i ışk içre hisâr-ı istikâmet beklerüz
8. Yatdılar Ferhâd ü Mecnûn mest-i câm-ı ışk olup
8. Yatdılar Ferhâd ü Mecnûn mest-i câm-ı ışk olup
Ey Fuzûli biz olar yatdukça sohbet beklerüz
Fuzuli
1. Nice yıllardır melâmet (halkın, ayıplaması) köyünü bekliyoruz-trfan (manevi bilgi) sultanının askeriyiz, vilâyeti bekliyoruz.
İrfan: Kalp yoluyla kazanılan ve insanı hakikate eriştiren manevi bilgidir. Vilâyet kelimesinde tevriye yapılarak velilik anlamında da kullanılmış olup irfan, melâmet ve vilâyet kelimelerinde iham-ı tenasüp vardır. Ayrıca köy (burada ülke), sultan, asker, vilâyet, beklemek (korumak anlamıyla) kelimeleri ile müracaat-ı nazir sanatı yapılmıştır.
2. Akşam sabah meyhane kapısının toprağında oturuyoruz. Değerimizi yüceltmek için mutluluk kapışım bekliyoruz.
Bu beyitte de tasavvuf vardır. Meyhane, tekke yerinde kullanılmıştır. İnsan tekkede çile çıkarmak, nefsanî arzulardan kurtulmak, riyazet ve ibadetle uğraşıp Tann'ya lâyık olmaya çalışmak suretiyle değerini yüceltir. İrtifa-i kadr ve bâb-ı saadet arasında tenasüp vardır. 3. İsteğimiz akbaba gibi dünyanın leşi, pisliği değildir. Biz kanaat Kaf dağını bekleyen bir bölük ankalarız.
Anka, dünyayı çevreleyen Kaf dağında yaşıdığına inanılan efsanevi bir kuş. Akbaba gibi ölmüş hayvanların leşini yemeye tenezzül etmez bulduğu bir iki parça kemiği Kaf dağına götürüp yer, onunla kanaat edermiş. Anka edebiyatta kanaatkârlığın sembolüdür.
4. Yabancıların endişesinden gözümüz uyku görmez. Sevgi sırlarının hazinesini bekleyen bekçiyiz.
5. Senin aşkının hayreti bizi duvardaki resim gibi cansız yapmıştır. Başkası bağı bahçeyi gezer, biz mihnet köşesini bekleriz.
6. Tecrid (dünya nimetlerinden ilgiyi kesme) yolunun kervanıyız, tehlike korkusundan bazan Mecnun bazan ben sırayla nöbet bekleriz.
7. Geceleri feryadımızı boşuna sanmayınız. Aşk ülkesinde doğruluk binasını bekliyoruz. Gece sesin daha iyi duyulması dolayısıyle eskiden kale bekçileri yüksek sesle bağırarak haberleşirlermiş.
8. Ferhad ve Mecnun aşk kadehinden sarhoş olup yattılar. Ey Fuzûli! Onlar yattığı sürece aşk sohbetini biz bekleriz.
İrfan: Kalp yoluyla kazanılan ve insanı hakikate eriştiren manevi bilgidir. Vilâyet kelimesinde tevriye yapılarak velilik anlamında da kullanılmış olup irfan, melâmet ve vilâyet kelimelerinde iham-ı tenasüp vardır. Ayrıca köy (burada ülke), sultan, asker, vilâyet, beklemek (korumak anlamıyla) kelimeleri ile müracaat-ı nazir sanatı yapılmıştır.
2. Akşam sabah meyhane kapısının toprağında oturuyoruz. Değerimizi yüceltmek için mutluluk kapışım bekliyoruz.
Bu beyitte de tasavvuf vardır. Meyhane, tekke yerinde kullanılmıştır. İnsan tekkede çile çıkarmak, nefsanî arzulardan kurtulmak, riyazet ve ibadetle uğraşıp Tann'ya lâyık olmaya çalışmak suretiyle değerini yüceltir. İrtifa-i kadr ve bâb-ı saadet arasında tenasüp vardır. 3. İsteğimiz akbaba gibi dünyanın leşi, pisliği değildir. Biz kanaat Kaf dağını bekleyen bir bölük ankalarız.
Anka, dünyayı çevreleyen Kaf dağında yaşıdığına inanılan efsanevi bir kuş. Akbaba gibi ölmüş hayvanların leşini yemeye tenezzül etmez bulduğu bir iki parça kemiği Kaf dağına götürüp yer, onunla kanaat edermiş. Anka edebiyatta kanaatkârlığın sembolüdür.
4. Yabancıların endişesinden gözümüz uyku görmez. Sevgi sırlarının hazinesini bekleyen bekçiyiz.
5. Senin aşkının hayreti bizi duvardaki resim gibi cansız yapmıştır. Başkası bağı bahçeyi gezer, biz mihnet köşesini bekleriz.
6. Tecrid (dünya nimetlerinden ilgiyi kesme) yolunun kervanıyız, tehlike korkusundan bazan Mecnun bazan ben sırayla nöbet bekleriz.
7. Geceleri feryadımızı boşuna sanmayınız. Aşk ülkesinde doğruluk binasını bekliyoruz. Gece sesin daha iyi duyulması dolayısıyle eskiden kale bekçileri yüksek sesle bağırarak haberleşirlermiş.
8. Ferhad ve Mecnun aşk kadehinden sarhoş olup yattılar. Ey Fuzûli! Onlar yattığı sürece aşk sohbetini biz bekleriz.