Fâ'ilâtün/Fâ'ilâtün/Fâ'ilâtün/Fâ'ilün
1. Kıl sabâ gönlüm perişan olduğın canana arz
1. Kıl sabâ gönlüm perişan olduğın canana arz
Sûret-i hâlin bu viran mülkün it sultâna arz
2. Derhem olmış sünbülün gûyâ ki kılmışdür ana
2. Derhem olmış sünbülün gûyâ ki kılmışdür ana
Mû-be-mû hâl-i dilüm diller uzadup şâne arz
3. Tende cânum bir perinündür emânet sahlaram
3. Tende cânum bir perinündür emânet sahlaram
Ol zemândan kim emânet kıldılar insana arz
4. Halk küfr ehline îmân arz ider men dem-be-dem
4. Halk küfr ehline îmân arz ider men dem-be-dem
Küfr-i zülfün eylerem göğsümdeki îmâna arz
5. Sûret-i bî-cân ile cennet dolar büt-hâne tek
5. Sûret-i bî-cân ile cennet dolar büt-hâne tek
Kılsalar cennetde tasvîrün çeküp gılmâna arz
6. Mün'imün arz-ı tecemmüldür işi fakr ehline
6. Mün'imün arz-ı tecemmüldür işi fakr ehline
Nola ger dil kılsa her dem derd-i ışkun cana arz
7. Ey Fuzûlî beyle pinhan dutma eşk-i âlüni
7. Ey Fuzûlî beyle pinhan dutma eşk-i âlüni
Eyle her reng ile kim var ol gül-i handana arz
Fuzuli
1. Ey bahar rüzgârı! Gönlümün perişan, olduğunu sevgiliye arz et. Bu viran mülkün (gönlüm) halini sultana bildir.
2. Saçın (üzüntüden) darmadağın olmuş. Sanki tarak dillerin; uzatıp gönlümün halini birer birer, inceden inceye ona arz etmiş.
Tarağın dil uzatması dile benzeyen dişlerinden kinayedir. Sünbûl açık istiare yoluyla saç yerinde kullanılmıştır.
3. Can insana emanet edildiğinden beri tendeki canım peri gibi bir güzelindir. Onu tenimde emanet olarak saklıyorum,
4. Halk kâfirlere iman arzedip onları imana getirmek ister. Ben ise saçının küfürünü (siyahlığını) göğsümdeki imana arzederim.
Başım göğsüme yaslarım anlamına da gelir . Küfr ile iman arasında tezat sanatı yapılmıştır.
5. Eğer senin resmini yapıp Cennette gılmana gösterseler Cennet, puthane gibi cansız resimlerle dolar (Cennetteki güzeller şaşkınlıktan put gibi donup kalırlar).
6. Zenginin işi süsünü, zinetini fakire göstermektir. Gönül de aşkının derdini her an cana arzetse ne olur?
7. Ey Fuzûlî! Kanlı gözyaşını böyle gizli tutma. Her ne şekilde olursa olsun git o gülen güle arzeyle.
Renk kelimesi renk, hile, tarz ve şekil olmak üzere üç anlamıyla da tevriyeli olarak kullanılmıştır. Al, renk, gül kelimeleriyle iham-ı te nasüp yapılmıştır.
2. Saçın (üzüntüden) darmadağın olmuş. Sanki tarak dillerin; uzatıp gönlümün halini birer birer, inceden inceye ona arz etmiş.
Tarağın dil uzatması dile benzeyen dişlerinden kinayedir. Sünbûl açık istiare yoluyla saç yerinde kullanılmıştır.
3. Can insana emanet edildiğinden beri tendeki canım peri gibi bir güzelindir. Onu tenimde emanet olarak saklıyorum,
4. Halk kâfirlere iman arzedip onları imana getirmek ister. Ben ise saçının küfürünü (siyahlığını) göğsümdeki imana arzederim.
Başım göğsüme yaslarım anlamına da gelir . Küfr ile iman arasında tezat sanatı yapılmıştır.
5. Eğer senin resmini yapıp Cennette gılmana gösterseler Cennet, puthane gibi cansız resimlerle dolar (Cennetteki güzeller şaşkınlıktan put gibi donup kalırlar).
6. Zenginin işi süsünü, zinetini fakire göstermektir. Gönül de aşkının derdini her an cana arzetse ne olur?
7. Ey Fuzûlî! Kanlı gözyaşını böyle gizli tutma. Her ne şekilde olursa olsun git o gülen güle arzeyle.
Renk kelimesi renk, hile, tarz ve şekil olmak üzere üç anlamıyla da tevriyeli olarak kullanılmıştır. Al, renk, gül kelimeleriyle iham-ı te nasüp yapılmıştır.