Mefâ'îlün/Mefâ'îlün/Mefâ'îlün/Mefâ'îlün
1. Memim kim bir leb-i handan içün giryânlığum vardur
Perîşân turralar devrinde ser-gerdânhğum vardur
2. Yaşum taht-ı revândur tâc-ı zerrin şu'le-i ahum
2. Yaşum taht-ı revândur tâc-ı zerrin şu'le-i ahum
Görün kim devlet-i ışk ile ne sultânlığum vardur
3. Yumulmaz eşk tuğyanında ansuz çeşm-i hun-bârum
3. Yumulmaz eşk tuğyanında ansuz çeşm-i hun-bârum
Hayâl-i sûret-i cânâna hoş hayrânhğum vardur
4. Sirişküm gör meni ey ebr özünden kem hayâl itme
4. Sirişküm gör meni ey ebr özünden kem hayâl itme
Hevâ-yı ışk ile nün sence eşk-efşânlığum vardur
5. Fuzûli câm-ı mey terkin kılup zühd ile takvîden
5. Fuzûli câm-ı mey terkin kılup zühd ile takvîden
Kamu dânâya rûşendür bu kim nâ-dânlığum vardur
Fuzuli
1. (Sevgilisinin) gülen bir dudağı için gözyaşı dökmekteyim. Onun dağınık perişan Saçlarının devrinde başım dönmekte, perişan haldeyim.
2. Gözyaşım tahtı revan, ahimin alevi de başımda altın taçtır. Aşk devletinde nasıl bir sultanlığım olduğunu görün.
3. Sevgilinin yüzünün hayaline çok hayran olduğum için onun yokluğunda gözyaşlarını coşup taştığında (dahi) kan saçan gözüm hiç yumulmaz (onun hayaline hayran hayran bakarım).
Ağlayan göz açıktır. Suret kelimesi şekil ve yüz anlamlarındadır. Sevgilinin şeklinin veya yüzünün hayaline hayranlıktan dolayı gözün kapanmamasında hüsn-i ta'lil sanatı vardır.
4. Ey bulut! Gözyaşlanmı gör de beni kendinden daha aşağı sanma. Benim aşk havası ile döktüğüm gözyaşı senin yağmurundan bin defa daha çoktur.
Şair kendisini bulutla karşılaştırarak teşbih yapmaktadır. Hava kelimesi tevriyeli kullanılmış olup öteki anlamı arzu ve heves demektir. Hava ile bulut; aşk, neva (arzu), eşk kelimeleri mânâca birbirleriyle ilgili olup iham-ı tenasüp sanatı yapılmıştır.
5. Fuzûli! Zühd ve takva yüzünden şarap kadehini terkederek cahillik yaptığım bütün bilginlere açıktır.
Dana: Bilgili, bilgin, nâ-dan: Bilgisiz, cahil, bön demek olup tezat yapılmıştır. Zühd ü takva -. Dinin yasaklarından kaçınıp ibadetle uğraşmadır. Şarap kadehi Üe zühdü takva arasında da tezat vardır.
2. Gözyaşım tahtı revan, ahimin alevi de başımda altın taçtır. Aşk devletinde nasıl bir sultanlığım olduğunu görün.
3. Sevgilinin yüzünün hayaline çok hayran olduğum için onun yokluğunda gözyaşlarını coşup taştığında (dahi) kan saçan gözüm hiç yumulmaz (onun hayaline hayran hayran bakarım).
Ağlayan göz açıktır. Suret kelimesi şekil ve yüz anlamlarındadır. Sevgilinin şeklinin veya yüzünün hayaline hayranlıktan dolayı gözün kapanmamasında hüsn-i ta'lil sanatı vardır.
4. Ey bulut! Gözyaşlanmı gör de beni kendinden daha aşağı sanma. Benim aşk havası ile döktüğüm gözyaşı senin yağmurundan bin defa daha çoktur.
Şair kendisini bulutla karşılaştırarak teşbih yapmaktadır. Hava kelimesi tevriyeli kullanılmış olup öteki anlamı arzu ve heves demektir. Hava ile bulut; aşk, neva (arzu), eşk kelimeleri mânâca birbirleriyle ilgili olup iham-ı tenasüp sanatı yapılmıştır.
5. Fuzûli! Zühd ve takva yüzünden şarap kadehini terkederek cahillik yaptığım bütün bilginlere açıktır.
Dana: Bilgili, bilgin, nâ-dan: Bilgisiz, cahil, bön demek olup tezat yapılmıştır. Zühd ü takva -. Dinin yasaklarından kaçınıp ibadetle uğraşmadır. Şarap kadehi Üe zühdü takva arasında da tezat vardır.