Fâ'üâtün/Fâ'ilâtün/Fâ'ifâtün/Fâ'ilün
1. Râz-ı ışkun sahlaram İlden nihân ey serv-i nâz
Gitse başum sem' tek mümkin degül if şâ-yı râz
2. Hûblar mlhrâb-ı ebrûsına meyi itmez fakîh
2. Hûblar mlhrâb-ı ebrûsına meyi itmez fakîh
Ölse kâfirdür müselmânlar ana kuman nemâz
3. Kimse ol bed-hûya izhâr idebilmez hâlûmi
3. Kimse ol bed-hûya izhâr idebilmez hâlûmi
Ey sürûd-ı nâle Tannyçün sen olgıl çâre-sâz
4. Kâlebüm görmiş tehi tökmek diler bir taze rûh
4. Kâlebüm görmiş tehi tökmek diler bir taze rûh
Berk-i ahum kim gelen peykânuna virmiş güdâz
5. Men hod öldüm ey türâbumdan olan sağar müdâm
5. Men hod öldüm ey türâbumdan olan sağar müdâm
Rindler bezmin gezüp bir bir yetür menden niyaz
6. Hûb-sûretlerden ey nâsih meni men' itme kim
6. Hûb-sûretlerden ey nâsih meni men' itme kim
Pertev-i envâr-ı hurşîd-i hakîkatdür mecaz
7. Ey Fuzûlî kalmışam hayretde bilmen n'eyleyem
7. Ey Fuzûlî kalmışam hayretde bilmen n'eyleyem
Devr zâlim baht nâ-f ercâm taleb çoh ömr az
Fuzuli
l. Ey naz servisi (sevgili)! Aslanın sırrını elden gizleyip gönülde saklarım. Mum gibi başım da gitse aşk sırrını açıklamam mümkün değildir.
«Başım gitse» başım kesilse yani ölsem anlamında deyimdir. Mum gibi başım gitse aynı zamanda mumun ucundaki yanmış fitilin kesilmesinden kinayedir. Çünkü mumun alevinin daha parlak olması için fitilin yanan kısmı kesilir. Eskiden mumun yanan kısmını kesmek için özel makas kullanılırdı.
2. Faküı güzellerin kaşının mihrabına meyletmez. Müslümanlar! Eğer o ölürse kâfirdir, ona cenaze namazı kılmayın.
Faküı, fıkıh ilmi tahsil etmiş kimsedir. Fıkıh İslâm hukuku demektir ki, kaynağı hukukla ilgili Kur'an ayetleri ile Hz. Muhammed'in sözleridir. Fıkıh ayet ve hadislere dayanarak ibadet kurallarım da düzenler. Fakih güzelliğin Tanrının bir lutfu olduğunu ve inşam Tanrı sevgisine yönelteceğini bilmez. Divan şiirinde kaş mikroba benzetilir.
3. O kötü huylu (cefakâr) güzele kimse halimi açamaz. Ey fer-yad nağmesi! Tanrı hakki için sen yardımcı ol da halimi ona duyur.
4. Anımın yıldırımı vücudumun 'kalıbının boş olduğunu görmüş. Senden gelen okların temrenini eriterek ona taze bir ruh dökmek istiyor.
5. Ben kendim öldüm. Ey toprağımdan yapılan kadeh! Daima rindler meclisini bir bir gezip benden selâm "ve saygı götür.
6. Ey nasihatçi! Beni güzel yüzlülerden men etme. Zira mecaz hakikat güneşinin nurlarının ışığıdır.
Bu beyitte Fuzûlî, dünyadaki güzellerin Tanrı nurunun bir aksi olduğunu söylüyor. Hakikatte güzel olan Tanrıdır. Güzeller bir mecazdır. Hakiki aşk, ilâhî akstır, yani Tanrı aşkıdır. Tasavvufa göre mecazi aşk, yani dünyadaki güzellere duyulan aşk inşam hakikî aşka götürür. Tasavvufta «El mecaz kantaratü'l - hakîkâ: Mecaz hakikatin köprüsüdür» sözü meşhurdur.
7. Ey Fuzûli! Şaşırıp kalmışım, ne-yapayım bilmem. Devr zalim, bahttan fayda yok, istek çok, ömür az. gezü r b menden niyaz.
«Başım gitse» başım kesilse yani ölsem anlamında deyimdir. Mum gibi başım gitse aynı zamanda mumun ucundaki yanmış fitilin kesilmesinden kinayedir. Çünkü mumun alevinin daha parlak olması için fitilin yanan kısmı kesilir. Eskiden mumun yanan kısmını kesmek için özel makas kullanılırdı.
2. Faküı güzellerin kaşının mihrabına meyletmez. Müslümanlar! Eğer o ölürse kâfirdir, ona cenaze namazı kılmayın.
Faküı, fıkıh ilmi tahsil etmiş kimsedir. Fıkıh İslâm hukuku demektir ki, kaynağı hukukla ilgili Kur'an ayetleri ile Hz. Muhammed'in sözleridir. Fıkıh ayet ve hadislere dayanarak ibadet kurallarım da düzenler. Fakih güzelliğin Tanrının bir lutfu olduğunu ve inşam Tanrı sevgisine yönelteceğini bilmez. Divan şiirinde kaş mikroba benzetilir.
3. O kötü huylu (cefakâr) güzele kimse halimi açamaz. Ey fer-yad nağmesi! Tanrı hakki için sen yardımcı ol da halimi ona duyur.
4. Anımın yıldırımı vücudumun 'kalıbının boş olduğunu görmüş. Senden gelen okların temrenini eriterek ona taze bir ruh dökmek istiyor.
5. Ben kendim öldüm. Ey toprağımdan yapılan kadeh! Daima rindler meclisini bir bir gezip benden selâm "ve saygı götür.
6. Ey nasihatçi! Beni güzel yüzlülerden men etme. Zira mecaz hakikat güneşinin nurlarının ışığıdır.
Bu beyitte Fuzûlî, dünyadaki güzellerin Tanrı nurunun bir aksi olduğunu söylüyor. Hakikatte güzel olan Tanrıdır. Güzeller bir mecazdır. Hakiki aşk, ilâhî akstır, yani Tanrı aşkıdır. Tasavvufa göre mecazi aşk, yani dünyadaki güzellere duyulan aşk inşam hakikî aşka götürür. Tasavvufta «El mecaz kantaratü'l - hakîkâ: Mecaz hakikatin köprüsüdür» sözü meşhurdur.
7. Ey Fuzûli! Şaşırıp kalmışım, ne-yapayım bilmem. Devr zalim, bahttan fayda yok, istek çok, ömür az. gezü r b menden niyaz.