Şiir, Sadece: Guatemala Şiiri
Guatemala Şiiri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Guatemala Şiiri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Aralık 2017 Pazartesi

Yaşıyor Pablo Neruda

Guatemala' da yıkıntılar Ekim'i,
muz ordusunun ihaneti,
göğün tadı kurumuştu ağızlarda,
yüzler
bir tuz yağmuruyla sırılsıklamdı,
geldi acılı halk,
senin yüreğine bıraktı acısını.

Sen, acılara kulak veren şair,
o Haziran ayında anladın,
elli dördünde yüzyılın -
tohumlar, kırlangıç ayında -
anladın tropiklerin yiğitliğini
muz damarları kesildiği zaman.

Çizmeler altında yatıyor şimdi
Şili'de, Şili halkının üstünlüğü de
yıkıntılar içinde, kan içinde.
Tek yüreğin damarlarıdır onlar:
Ailende: atardamar,
Neruda: toplardamar,
ayıramaz onları hiçbir şey,
Ne yaptılarsa ortada işte -
yas yok yas üstüne
yengi var yengi üstüne.
Amerikalıların yüceliğiydi Şili
daha da yücelecek zamanla.
Ve Neruda'nın şiirleri,
köpükler üstünde martılar gibi
binlerce yıl ses verecek
sonsuzluğun ötesinde.

Çatışma sürüyor şimdi kanda.
Bir kıvılcım oldu sonun,
ışıl ışıl tutuşturdu bizi,
senin o ateşten şiirlerin
yakacak zalimleri, hainleri, uşakları.
Kimse öldü demesin sana,
dirisin sen, yaşıyorsun!
Söylüyorum işte bir daha, bir daha:
okunduğu zaman yoklamada Şili'nin adı,
sen bağıracaksın: BURADA!


Miguel Angel Asturias
Çeviren: Ülkü Tamer

18 Ekim 2017 Çarşamba

Gidelim Yurdum

Özgürlük yurdumla buluştu bir gün
Sabahın başladığı kavşakta yeniden
Umut çiçekleriydi ellerinde çocukların
Bir gizli güçle uyanan her başakta
Yürüdü yüce yurdum ben tuttum ellerinden.

Senin için haykırdım geleceğin türküsünü
En saygın öyküleri sana adadım
Sen göresin diye sundum gözlerimi
Gencecik ölüler senin için can verdiler
Bayrağı götüren o kutsal dirençti
Geldiler dağlardan geleceğe yüceldiler

Anmak adını yaşamak gibiydi
Üzgülerden, acıdan, işkenceden bir anı
Kavramların çoğalttığı bir ulu ülküde
Her gülümseyişle direncimi bileyin.

Sen gündoğumlarının uyandığı çizgisin
Ağrılı gecelerden yorgun düşen savaşçı
Sevgisin sen, sen yücesin, yurdumsun sen
Satılmış kalemlere direnen gücümsün
Korkusun işbirlikçilere, zorbalığa yenilgisin
Senin adınla gönenir başkaldırı.


Otto Rene Castillo
Çeviren: Engin Aşkın

17 Ekim 2017 Salı

Gel Yürüyelim Yurdum

Gel yürüyelim birlikte, yüce yurdum
Gel yanıbaşımda ol, seni duyayım
Ta en derinlerden söyleşelim birlikte
Bir yudum sunsan yeter
Bana acı kahvenden.

Ben sana söz verdim ey ulu toprak,
Gözlerimi vereceğim sen göresin diye
Sesimi adayacağım ilkelerin adına
Sen şarkı şarkı, haykırasın diye
Öleceğim hiç korkmadan, ne zaman gerekirse
Sen sonsuza kadar yaşayasın diye
Sen parlayacaksın bütün gündoğumlarında bir gün
Her çiçek kümesinde, mezarımdan fışkıran.

Usandım taşımaktan gözyaşlarını
Gel konuşalım seninle yüce yurdum
Çak şimşeklerini artık, artık gürülde
Eyleme geç, yarat yeni değerler,
Ben sendenim, senden olan yüz binlerden.

Ey ulu toprağım, yurdum Guatemala
Değişecek kaderin eninde sonunda

Eninde sonunda bütün uşaklar
Senin ellerinde gereğini bulacak
Sisli bir sabah, ağaçların altında
Ve halkların hıncı, masmavi menekşe.

Gel kenetlensin ellerimiz
Gel sözleşelim birlikte,
Çiftçilerin, işçilerin, bütün emekçilerin
Kim olursa olsun, sana adanmış
Yüreğinden yurdum diye haykıran
Karşılık aramayan seni sevmeye
Kim olursa olsun, birleşelim yenibaştan
Tek adımda başlayalım, yürüyelim birlikte.


Otto Rene Castillo
Çeviren: Engin Aşkın

Tarafsız Aydınlar

I.

Tarafsız aydınları
yurdumun
sorguya çekilecek
günün birinde
en basit insanları
tarafından
halkımızın.

Soracaklar onlara
ne yaptılar diye
ağır ağır ölürken
ulusları,
tatlı bir ateş gibi
ufacık, bir başına.
Kimse sormayacak onlara
giysilerini,
uzun öğle uykularını
yemek sonrasında,
bilmek istemeyecek kimse
anlamsız uğraşlarını,
hiçlik konusunda görüşlerini,
nasıl para kazandıklarını
felsefe yaparak.
Sorguya çekilmeyecekler
yunan mitolojisi konusunda,
nasıl tiksindikleri konusunda
kendi kendilerinden,
korkuyla ölürken içlerinde bir şeyler.

Sormayacaklar
nasıl vardıklarını
doğrulara
yalanın gölgesinde.


II.

O gün
basit insanlar,
tarafsız aydınların
kitaplarında, şiirlerinde
yer almayanlar,
her gün ekmek getirenler onlara,
süt getirenler,
çörek ve yumurta getirenler,
giysilerini dikenler,
arabalarını sürenler,
köpeklerine, bahçelerine bakanlar,
onlar için çalışanlar,
gelip soracaklar:
"Ne yaptınız
acı çekerken yoksullar
içlerindeki sevgi
ve yaşam sönüp giderken?"


III.

Taraf sız aydınları
güzel yurdumun,
cevap veremeyeceksiniz.
Yiyip bitirecek sizi
bir sessizlik kuzgunu.
Yüreğinizi kemirecek
zavallılığınız.
Susup kalacaksınız
kendi utancınızla.


Otto Rene Castillo
Çeviren: Ülkü Tamer

Devrim

Gözleri görmeyenler
kör diyor bize,
ama gösterdin sen
nasıl göreceğimizi
renklerini geleceğin.

Kulakları duymayanlar
sağır diyor bize,
ama gösterdin sen
nasıl duyacağımızı her yerde
insan yüreğinin
uysal sesini.

Korkaklar korkak diyor bize,
ama seninle birlikte çıkıyoruz
karşısına karanlığın,
yüzünü değiştiriyoruz seninle.
Katiller katil diyor bize,
umudu seninle yeşertiyoruz,
son veriyoruz suçlara,
orospuluğa,
açlığa.
Göz veriyoruz,
ses,
kulak
ve can veriyoruz
insan yüreğine.
insanlık düşmanı diyor bize ırkçılar,
kinin mezarını kazıyoruz seninle
sevgiler kentinde şimdi.

Neler demiyorlar ki bize.

Ama bütün bunları diyenler
unutuyorlar,
öyle aptallar ki
yarın
torunları,
içleri pırıl pırıl,
sevda türküleri yakacaklar
adının yıldızlı harflerine.


Otto Rene Castillo
Çeviren: Ülkü Tamer