nesimî ve mansur'la tenim dağıldı benim;
kendi yasımı tuttum, ölüydüm, aşk şehidi...
bir aynaya düşer de kırılırken bedenim,
söylenen söylenmeyenle mühürlendi idi...
düşüş düşleri oldum- ve 'kendinle seviş!...'
dediler... Söz'ü gördüm... zaten nicedir
üstünde kar ve inkârla belenmiş meneviş
sırları var! âh, bu zehebî gecede,
at üstünden 'eğer'i, atla kayıtsız koşulsuz
dörtnala o serseri aynaya... bu hurufî hecede
ol!... çıplak, mücerred ve hırkasız, çulsuz...
ordayım işte, gelgelelim hiç bilmedim yerimi
âh, elimle yüzerim elbet kendi derimi...
Hilmi Yavuz