Şiir, Sadece: John Keats
John Keats etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
John Keats etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Aralık 2016 Cumartesi

Bir Yunan Vazosuna

Hey sessizlik!. Eşikte el değmeden bekleyen,
Kıvrak bükülüşlerle süzülüp duran gelin!
Ağlamadan, gülmeden toprakta emekleyen
Güzel çocuk sütanan Vakfın elinde elin ...
Yüzyıllardır söylenegelmiş ve bitmemiş te,
Ölmüşleri ölümsüz yapan masallar işte,
Uzandıkça dolanan sarmaşık üzerine ...
Bizdeki bozuk düzen mırıltılar yerine
Birşeyler anlatıyor, içli, sessiz, derinden
"Arkadya"nın duygular akan düzlüklerinden ...
Gün geçer, güzelleşir duyulmuş şakımalar;
Duyulmamışlarında daha da güzeli var;
Üstündeki resimde üflenen, duyulmayan
Makamlar işte öyle alımlı, zorlu yaman
Şu güz bilmez ağaçlar altında gelmiş dile.
Şu atılgan, gözü pek, sevimli aşık hele.
Bekleyecek hep böyle uzanmış o genç dudak;
Aklından geçmez bile bir an için sızlanmak
Çünkü sevgili hep bu, hep hurda, bekliyor hep,
Uzanıp öpemesin, öpmemeye yok sebep!
Böyle diri, tetikte, böyle istekli her an
Mutluluk kadehini boşaltıp da kırmadan
Yüzü buruşturmadan hep içmeyi beklemek
Ne tadına doyulmaz ne vazgeçilmez emek!
Var öpme o dudağı; kapanmasın gülüşün.
Kalb böyle çarparsa, biter ömür bir günde, düşün,
Duracaksın hep böyle, alımlı, zorlu, sıcak,
Hep böyle çarpan kalbin hep böyle genç kalacak!
Her siniri bir düğüm, her bakışı bir hile;
Burkulmuş dilleriyle, yanan alınlarıyla.
Yürekleri çarpmaktan bıkan insanların, sen,
Havasında hep böyle yaşamak, ne zevk, bilsen!
Kutlu şey! Güzel duruş! Eşsiz, benzersiz şekil;
Amacı kekeleyen kelimelerle değil;
Birkaç beden çizgisi, bir dal, bir çeşme tası,
Çiğnenmiş ot, çalınmış çalgı, bir taş parçası
En işlek dil olmuş ta, bilinen bugün-yarın,
Sırrını fısıldıyor bize sonsuzlukların ...
Gönül! bak, gözlerini örten dumanı sil de;
Vazo! bunu tekrar et, ona daha eğil de.
"Bunu bil, yeter sana, yeryüzünde bunu bil!
"Güzellik, büyük gerçek, tek gerçek, başka değil!.."


John Keats
Çeviren: Behçet Kemal Çağlar

30 Aralık 2016 Cuma

La Belle Dame Sans Merci

"Seni ne üzebilir, ey gücü-pek bahadır!
Yalnız dolaşıyorsun, benzinde solgunluk var.
Sazlar kurudu artık gölün kıyılarında.
Ötüşmez oldu kuşlar.

"Seni ne üzebilir, ey gücü-pek bahadır!
Ne kadar da bitkinsin, terk etmiş seni rahat,
Sincap doldurdu artık kışlık ambarlarını.
Yapıldı bitti hasat.

"Bir zambak görüyorum senin alnında açmış
Istırap nemi ile humma çiği taşıyan,
Ve solan bir gül yanağının üstünde
Son demini yaşayan."

"Bir hatuna rastladım kırlarda dolaşırken,
En güzelden de güzel - Gerçek bir perikızı,
Topuklarında saçı, keklik gibi sekişli,
Vahşi - ürkek bakışlı.

"Çiçeklerden bir çelenk ördüm onun başına,
Sonra bileziklerle bir kemer hoş kokulu;
Gözlerime baktı da sevdalı gözleriyle,
İnledi arzu dolu.

"Tuttum, onu bindirdim rahvan giden atıma
Ondan sonra bütün gün bilmedim gördüğümü,
Eğilerek bir yana çünkü çağırdı durdu
Bir peri türküsünü.

"Bayan hazlar verici kökler çıkardı bana,
Yaban balı topladı, kudret çiği içindi,
Ve sonunda dedi ki kendi peri dilinde
'Çok seviyorum seni.'

"Sonra götürdü beni büyülü mağ'rasına,
Or'da gözyaşı döktü, bir ah çekti kederle,
Or'da kuruttum ben de o vahşi gözlerini
Yanan öpücüklerle.

"Or'da uyuttu beni tatlı ninnileriyle,
Bir rüya gördüm or'da - Ah! bahtım ne de kara,
Biraz önce gördüğüm pek taze bir rüya bu
Bu ürperten yamaçta.

Solgun krallar gördüm, prensler, savaşçılar
Ölüm solgunluğuydu hepsinin yüzündeki;
Haykırarak dediler ki - "La Belle Dame sans Merci
Beni de tutsak etti!"

"Kavruk dudaklar gördüm akşam alacasında
Büyük büyük açılmış müthiş bir uyarmayla.
Birden uyanıverdim, bur'da buldum kendimi
Bu ürperten yamaçta.

"İşte bundan dolayı buradayım şimdi ben
Yalnız dolaşıyorum, benzimde solgunluk var,
Kurumuş da olsalar sazlar göl kıyısında
Susmuş da olsa kuşlar."


John Keats
Çeviren: Mete Ataç

Chapman'ın Homeros Tercümesini İlk Görüş

Altın illerde çok gezip dolaştım,
Nice büyük devletler krallıklar gördüm,
Batının nice adalarını dolandım ki
Şairler Apollon'un buyruğunu tutarlar.
Bana kaç kereler geniş bir ülkeden bahsedildiydi:
Bu mülke alnı derin kırışıklı Homer beylik edermiş;
Ama Chapman'ın gür ve yiğit sesini işitinceye dek
O saf sonsuzluk nedir bilmemiştim.

O zaman içimde bir his doğdu: Sandım ki ben, görüş ufkuna
Yeni bir seyyare yüze giren bir gökler gözcüsüyüm;
Yahut - Bütün adamları çılgınca kuşkulanarak
Birbirine bakarken - Dairen'de bir tepeden,
Sesini çıkarmaksızın, kartal gözleri
Büyük Okyanus'a dalıp kalan Levent Kortez'im.


John Keats
Çeviren: Orhan Burian