Ayaz ve günışığı,
Muhteşem bir gün,
Hala pinekliyorsun güzelim.
Tamam dilberim, uyan,
Aç artık,
Tatlı rüyalar görmek için, örttüğün o gözlerini.
Muhteşem bir gün,
Hala pinekliyorsun güzelim.
Tamam dilberim, uyan,
Aç artık,
Tatlı rüyalar görmek için, örttüğün o gözlerini.
Ölülere ve tanrılara,
Işık taşıyan Aurora'nın önüne,
Sen de kutup yıldızı gibi çık.
Gece vakti, hatırlar mısın,
Tipinin kızışıp,
Bulanık gökte sisin gezinmesini?
Bir donuk leke gibi ay,
Kasvetli bulutlarda sararırken,
Gece vakti, hatırlar mısın,
Tipinin kızışıp,
Bulanık gökte sisin gezinmesini?
Bir donuk leke gibi ay,
Kasvetli bulutlarda sararırken,
Sen üzgün, karamsar oturmaktaydın.
İşte şimdi bakıyorsun.
Bak bakalım pencereden:
Mavi gökler altında,
İşte şimdi bakıyorsun.
Bak bakalım pencereden:
Mavi gökler altında,
Masallardaki halılar gibi,
Güneşe karşı ışıldayarak yatar kar.
Saydam orman kararır yalnız başına.
Kırağı arasından yeşeren köknara yakın,
Bir derecik parıldar buz altında.
Kehribar sarısı aydınlık tüm oda,
Kehribar sarısı aydınlık tüm oda,
Mutlu çıtırtılarla ılımış ocak.
Ve ocak dibindeki kerevette,
Hoş rüyalar görüyorsun.
Bilirsin ki boz kısrağı,
Kızağa koşmamak.
Sabah karında kayarken.
Sabırsız atların koşusuna kapılıp, tatlım,
Issız ovaları gezelim,
Ormanları, önceleri böyle gür olmayan,
Ve o kıyıyı, benim beğendiğim.
Sabah karında kayarken.
Sabırsız atların koşusuna kapılıp, tatlım,
Issız ovaları gezelim,
Ormanları, önceleri böyle gür olmayan,
Ve o kıyıyı, benim beğendiğim.
Aleksandr Sergeyeviç Puşkin
Seçme Şiirler
1829