Günün olmadık bir saatinde
adımı fısıldıyor birisi
dönüp bakıyorum
gözümün ısırdığı bir kırçıl kedi
Kara değil miydi yıllar önce
aramızdan bıçak gibi geçen bu hayvan
pişmanlıkla yoğururken insanı zaman
demek biz gibi yaşlanmış o da
Kaldırıp atıyorum elimdeki bardağı
o hain uğursuz kediye
gözlerin açıyor çiçek çiçek
bardağın düştüğü yerde
Yürüsem toplamak için bir bir
gözlerin paçalarıma yapışıyor
kürüsem onları avucumun içiyle
gözyaşlarına hıçkırıklar karışıyor
Hoyrat bir dargınlık rüzgarı
her ne kadar titretmişse de gövdeni
içindeki ateşin sönmediği
gözlerindeki ışıltıdan belli
adımı fısıldıyor birisi
dönüp bakıyorum
gözümün ısırdığı bir kırçıl kedi
Kara değil miydi yıllar önce
aramızdan bıçak gibi geçen bu hayvan
pişmanlıkla yoğururken insanı zaman
demek biz gibi yaşlanmış o da
Kaldırıp atıyorum elimdeki bardağı
o hain uğursuz kediye
gözlerin açıyor çiçek çiçek
bardağın düştüğü yerde
Yürüsem toplamak için bir bir
gözlerin paçalarıma yapışıyor
kürüsem onları avucumun içiyle
gözyaşlarına hıçkırıklar karışıyor
Hoyrat bir dargınlık rüzgarı
her ne kadar titretmişse de gövdeni
içindeki ateşin sönmediği
gözlerindeki ışıltıdan belli
Günel Altıntaş
Sevdalı Nehir