Şiir, Sadece: Kaptanın Dizeleri
Kaptanın Dizeleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kaptanın Dizeleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Kasım 2014 Cumartesi

8 Eylül

Bugün olan gün ağzına dek dolu bir kadehti,
bugün olan gün muazzam bir dalgaydı,
bugün bütün bir dünyaydı.

Bugün yükseltti dalgalı deniz
bizi bir öpüşün doruğuna,
ki titremiştik
bir yıldırımın çakışında,
ürkmüştük ve dibe batmıştık
birbirimizin kucaklayışında.

Bugün yaymıştık bedenlerimizi sonsuzca,
büyümüştük dünyanın sonuna doğru
ve kaynaşmıştık birbirimize sarmalanmış olarak
tek bir damlasında
balmumunun ya da meteorun.

Yeni bir kapı açıldı aramızda
ve henüz yüzü olmayan biri,
oturdu ve bekledi bizi orada.


Pablo Neruda
Kaptanın Dizeleri

21 Kasım 2014 Cuma

Adada Gece

Bütün gece seninle yattım
denizin yakınında, adada.
Yabanıl ve uysaldın sevinçle uyku arasında,
ateşle su arasında.

Belki çok geç
birleşti düşlerimiz
dorukta ya da dipte,
aynı rüzgârla kımıldayan dallar gibi yukarıda,
birbirine dokunan kızıl kökler gibi aşağıda.

Belki ayrıldı düşün
benimkinden
ve aradı beni
önce olduğu gibi
karanlık denizde,
sen henüz kendin değilken,
ben farkında değilken senin
yelken açmış geçiyordum yanından,
ve gözlerin aradı
şimdi sana cömertçe verdiğimi
- ekmeği, şarabı, aşkı ve yabansılığı -
çünkü hayatımın armağanlarını
beklemiş kadehsin sen.

Seninle yattım
bütün gece,
karanlık toprak dönerken
yaşayanlarla ve ölülerle,
ve ansızın uyandığımda,
henüz tam karanlık değilken,
kaydı elim belinde.
Ne gece ne de uyku
ayırabilirdi bizi.

Seninle yattım,
ve uyandığımda, ve ağzın
kurtulduğunda düşünden,
verdi bana toprağın lezzetini,
deniz suyundan, yosundan,
hayatının derinliğinden,
ve aldım öpüşünü,
sabah kızıllığıyla ıslanmış,
bizi çevreleyen denizden
bana gelmiş.


Pablo Neruda
Kaptanın Dizeleri

Çeviren: İsmail Haydar Aksoy

Adada Rüzgâr

Bir attır rüzgâr:
denizde, gökte
devineni dinle.

Götürmek ister beni: dinle
nasıl devinir dünyada
taşımak için beni uzaklara.

Sakla beni kollarında
sadece bu gece,
çarparken yağmur
denize ve toprağa
sayısız ağzıyla.

Dinle, nasıl da çağırır
beni dörtnalında
taşımak için uzaklara.

Alınlar bitişik,
ağızlar bitişik,
bizi yakan sevdaya
bağlı bedenlerimizle,
bırak essin rüzgâr,
ki götürmesin beni ötelere.

Köpükle taçlanmış
rüzgâr essin bırak,
bırak çağırsın ve arasın beni
karanlığının dörtnalında,
büyük gözlerinin altında
batmışken ben,
değil mi ki sadece bu gece
huzur bulacak, sevgilim.


Pablo Neruda
Kaptanın Dizeleri

13 Kasım 2014 Perşembe

Askerin Sevgilisi

Askerin sevgilisi yaptı hayat seni
kavganın sıcağında.

Zavallı ipek entarinle
sahte taşlardan tırnaklarınla
ateşin arasından geçmeye hazırlandın.

Gel buraya, ey avare,
gel ve iç o kızıl şebnemi
göğsümde.

Bilmek istemedin nereye gittiğini,
kavalyeydin,
ne eğlencen vardı ne de ülken.

Ve dolandığında yanı başımda,
hayatın benimle gittiğini görürsün
ve ölüm var ardımızda.

Artık dans edemiyorsun
ipek entarinle salonda.

Ayakkabılarını aşındırmak istersin,
fakat büyüyeceksin yürüyüşte.

Dolanmalısın dikenlerin üstünde,
bırakmalısın kandan küçük damlaları.

Öp beni yeniden, sevgilim.

Temizle silâhını, yoldaş.


Pablo Neruda
Kaptanın Dizeleri
1952

12 Kasım 2014 Çarşamba

Aşk

Derdin ne, derdimiz,
neler oluyor bize?
Oy, bizi bağlayan ve yaralayan
öyle sert bir iptir ki aşkımız,
birbirimizden ayrılıp
kurtulmak istediğimizde yaralarımızdan,
bir düğüm daha atar aşk ve birlikte kanamaya
ve birlikte yanmaya mahkûm eder bizi.

Derdin ne senin? Bakıyorum sana
ve diğer gözlere benzeyen yalnızca iki göz
buluyorum sende, öptüğüm daha güzel
bin ağız arasında yitmiş bir ağız,
bedenimin altında kaymış
o bedenlere benzeyen
çoktan unutulmuş bir beden.

Ve nasıl da boş dolandın durdun dünyada
buğday renkli bir çömlek gibi
havasız, sessiz, içeriksiz!
Durmaksızın toprağın altını kazan
kollarım için boş yere aradım
derinliği sende:
teninin altında, gözlerinin altında
hiçbir şey,
neredeyse kabarmayan
memelerin altında
niçin şakıyarak acele ettiğini bilmeyen
kristal berrağı türünden bir akıntı.
Niçin, niçin, niçin,
aşkım, niçin?


Pablo Neruda
Kaptanın Dizeleri
1952

10 Kasım 2014 Pazartesi

Ayakların

Bakamayınca yüzüne
bakıyorum ayaklarına.

Kemerli kemikleriyle ayakların,
sağlam küçük ayakların.

Taşıyorlar seni, biliyorum,
ve ağırlığın
yükseliyor onlarda.

Belin ve memelerin,
meme uçlarının
çifte moru,
gözlerinin çukuru,
yenilerde uçuşup durmuş,
geniş ağzın, bir kavun,
kızıl lülelerin,
benim küçük kulem.

Fakat ben sadece ayaklarını seviyorum,
çünkü dolanıp durmuşlardı
yeryüzünde
ve rüzgârda ve suda,
benimle karşılaşana dek.


Pablo Neruda
Kaptanın Dizeleri

7 Kasım 2014 Cuma

Bayrak

Doğrul benimle.

Kimse istemezdi
benim kadar, bütün dünyayı
benim için kapatacak gözlerini barındıran
yastıkta kalmayı.
Orada isterdim ki kanım uyusun
şirinliğinin etrafında döne döne.

Fakat doğrul,
sen, doğrul,
fakat doğrul benimle,
ve gidelim birlikte
ve savaşalım beden bedene
kötünün örümcek ağlarına karşı,
açlığı yayan sisteme karşı,
sefaletin örgütüne karşı.

Dağıtalım,
ve sen, yıldızım, yanı başımdasın,
kendi balçığımdan yeni doğmuşsun,
yakındır sakladığın kaynağı bulman,
ve ortasında ateşin
yanı başımda olacaksın,
inatçı gözlerinle,
yükseltirken bayrağımı.


Pablo Neruda
Kaptanın Dizeleri
1952

1 Kasım 2014 Cumartesi

Böcek

Kalçalarından ayaklarına
uzun bir yolculuk yapmak isterim.

Bir böcekten daha küçüğüm ben.

Tırmanırım yulaf renkli
bu tepelere,
yalnızca benim bildiğim
dar patikaları var,
yanmış santimetreleri,
solgun perspektifleri.

Hiç ayrılmayacağım
bir dağ var burada.
Ah, nasıl bir yosun yığıntısı!
Ve bir krater,
nemli ateşten bir gül!

İniyorum bacaklarından aşağıya,
bir sarmal örüyorum
ya da uyuyorum bu yolculukta
ve geliyorum dizlerine,
yuvarlak ve sertler
ışıklı kıtalardaki
sert doruklar gibi.

Kayıyorum ayaklarına doğru,
yarım adaları andıran
ince ve yavaş olan
ayak parmakların arasındaki
o sekiz açılışa,
ve onlardan düşüyorum
beyaz çarşafın boşluğuna
ve arıyorum şimdi
kör ve açgözlüce
yakan vazonun hatlarını.


Pablo Neruda
Kaptanın Dizeleri

18 Ekim 2014 Cumartesi

Çalınmış Dal

Geceleri dalarız
çalmak için
çiçeklenen bir dalı.

Duvarı aşarız
karanlığında yabancı bahçenin,
gölgedeki iki gölge.

Hâlâ bitmemiş kış,
ve belirir elma ağacı,
birden dönüşür
rayihalı yıldızlardan bir şelaleye.

Geceleri dalarız
titreyen gök kubbesine ağacın,
ve küçük ellerinle ellerim
çalmak ister yıldızları.

Ve gizlilikte,
evimizde,
gece karanlıkta,
adımlarınla
gelir kokunun sessiz adımları
ve yıldızlı ayakların
ilkbaharın ışıklı bedeni.


Pablo Neruda
Kaptanın Dizeleri

17 Ekim 2014 Cuma

Çömlekçi

Benim için belirlenmiş bir kadehin
ya da bir şirinliğin sahibidir bütün bedenin.

Kaldırdığımda elimi yukarı,
karşılaşırım beni aramış olan bir güvercinle
her yerde, sanki onlar
ey sevgilim, yaratmışlar seni balçıktan
bu benim çömlekçi ellerim için.

Dizlerin, memelerin,
belin,
eksiktir bende susamış bir toprağın
yarığındaymış gibi,
oradan bir biçim
çözüldü,
ve birlikte
biriz biz, tek bir ırmak gibi,
tek bir kum tanesi gibi.


Pablo Neruda
Kaptanın Dizeleri

15 Ekim 2014 Çarşamba

Dağ ve Irmak

Bir dağ var ülkemde,
bir ırmak var ülkemde.

Gel benimle.

Tırmanır gece dağa.
Düşer açlık ırmağa.

Gel benimle.

Kimlerdir acı çeken?
Bilmem, fakat benimdir onlar.

Gel benimle.

Bilmem, fakat çağırırlar beni
ve derler ki bana: “acı çekeriz bizler”.

Gel benimle.

Ve derler ki bana: “Senin halkın,
senin bahtsız halkın,
arasında dağla ırmağın,
tuzla ve acılarla,
dövüşmek istemezler bir başına,
sensin bekledikleri, dostum”.

Oy, sevdiğim sen,
ey küçük, buğdayın
kızıl tanesi,

amansız olacak kavga,
amansız olacak hayat,
fakat geleceksin benimle sen.


Pablo Neruda
Kaptanın Dizeleri
1952

25 Eylül 2014 Perşembe

Değişken

İzledi gözlerim
geçip giderken esmer bir kızı.

Siyah fildişi gibiydi
koyu menekşe üzümler gibi,
ve kamçıladı kanımı
ateşli kalçaları.

Takılırım peşi sıra
ardından hepsinin.

Sapsarı bir sarışın geçti gitti
altından bir bitki gibi,
sallayarak armağanlarını.
Ve akıştı ağzım
bir dalgada gibi
göğüslerinde onun
bırakmak için kandan bir şimşeği.

Takılırım peşi sıra
ardından hepsinin.

Fakat kımıldamadan bir yere,
seni görmeden, ey uzaktaki,
gider kanım ve öpücüklerim sana,
esmerim ve sarışınım benim,
uzun ve kısa boylum benim,
şişmanım ve zayıfım benim,
çirkinim ve güzelim benim,
onca altından yaratılmış
ve onca gümüşten,
onca buğdaydan yaratılmış
ve onca topraktan,
onca sudan yaratılmış
denizlerin dalgasında,
kollarım için yaratılmış,
öpüşlerim için yaratılmış,
ruhum için yaratılmış.


Pablo Neruda
Kaptanın Dizeleri

1 Temmuz 2014 Salı

Düş

Kumda yürürken
karar verdim senden ayrılmaya.

Titreyen karanlık çamura
bastım,
ve battığımda ve sen geldiğinde,
beni terk etmen gerektiğine
karar verdim, batan bir taş gibi
batırırken beni,
ve hazırlandım yitişine
adım adım:
kestim köklerini,
yalnız bıraktım seni rüzgârda.

Ah, bu dakikadaydı,
canım sevgilim, ki bir düş
sakladı seni
korkunç kanatlarıyla.

Sandın ki çamur yutmuş seni,
ve seslendin bana, ve yardım etmedim sana,
battın, kımıltısızca,
dirençsiz,
boğulana dek kumun ağzında.

Sonra
rastladı kararım düşünle,
ve ruhlarımızı ezen
kopmadan sonra,
yeniden çıktık ortaya, çıplak,
ve seviştik birbirimizle
düşsüz, kumsuz,
büsbütün ve ışıltılı,
ateşle mühürlenmiş.


Pablo Neruda
Kaptanın Dizeleri
1952

24 Haziran 2014 Salı

Ellerin

Ellerin ellerime doğru
devindiği zaman, ey sevgilim,
neler getirir bana kaçışta?
Neden ikircikliydi ellerin,
ansızın, kenarında ağzımın,
neden tekrar tanıyabildim onları,
sanki o zamanlar, eskiden,
dokunmuş muydum onlara,
sanki onlar, bu hayattan evvel,
yoklamışlar mıydı
alnımı, belimi?

Uçarak geldi ellerinin uysallığı
zamanın üzerinden,
denizin üzerinden, üzerinden dumanın,
ilkbaharın üzerinden,
ve koyduğunda
ellerini bağrıma,
tekrar tanıdım o kanatları,
o altın güvercin kanatlarını,
tanıdım o balçığı yeniden
ve buğdaydaki o rengi.

Bütün yıllarında hayatımın
kendi yolculuğumu aradım.
Merdivenler tırmandım,
geniş yollara teğet geçtim,
bindim trenlere,
yelken açtım denizlere,
ve üzümlerin tenine dokunmak
sana dokunmak gibiydi.
Ağaç getirdi beni
ansızın dokunuşuna senin,
badem ilan etti
gizli şirinliğini senin,
kendini kapatana dek
ellerim bağrımda
ve orada iki kanat gibi
sonlandı yolculukları.


Pablo Neruda
Kaptanın Dizeleri

24 Mayıs 2014 Cumartesi

Ey Güzel

Ey güzel,
kaynağın serin taşı gibi
açıyor su
köpükten geniş yıldırım ışıltısını,
işte böyle yüzündeki gülüş,
ey güzel.

Ey güzel,
narin ellerle ve ince ayaklarla
gümüşten bir tay gibi,
gidiyorsun, ey dünyanın çiçeği,
işte böyle görüyorum seni,
ey güzel.

Ey güzel,
örülmüş bakırdan bir yuva
başında, yüreğimin yandığı ve dinlendiği
esmer balın rengini
taşıyan bir yuva,
ey güzel.

Ey güzel,
gözlerini barındıramaz yüzün,
gözlerini barındıramaz yeryüzü.
Ülkeler var, ırmaklar var
gözlerinde,
memleketim var gözlerinde
vuruyorum kendimi onlara,
dünyaya ışık veriyorlar,
nereye gidersem gideyim,
ey güzel.

Ey güzel,
memelerin iki ekmek gibidir, yapılmış
mısırlı topraktan ve altın bir aydan,
ey güzel.

Ey güzel,
belin
yarattı kolumu bir ırmak gibi,
bin yıldır akarken şirin bedenin üzerinden,
ey güzel.

Ey güzel,
kalçaların gibisi yoktur,
belki sahibidir toprak
şu ya da bu gizli yerinde
bedeninin kıvrımlarına ve rayihasına,
belki şu ya da bu yerde,
ey güzel.

Ey güzel, güzelim,
sesin, derin, tırnakların,
ey güzel, güzelim,
varlığın, ışığın, gölgen,
ey güzel,
hepsi benim, ey güzel,
hepsi benim, kendimin,
giderken sen ya da dinlenirken,
şakırken sen ya da uyurken,
her zaman,
yakındayken sen ya da uzaktayken,
her zaman,
benimsin, güzelim,
her zaman.


Pablo Neruda
Kaptanın Dizeleri

8 Mayıs 2014 Perşembe

Geldin

Acı çektirmedin,
bekledim sadece.

Yılanlarla kaynaşan,
rahatsız edilmiş
o saatlerde,
hüzünlüydü ruhum ve kaygılıydım,
geldin yürüyerek,
geldin çıplak ve tırmalanmış,
ulaştın kanayarak yatağıma,
gelinim,
ve sonra
dolandık bütün bir gece
uyuyarak,
ve uyandığımızda,
dipdiriydin ve yeniydin,
sanki düşlerin ağır rüzgârı
yeniden sundu
ateşi uzun saçlarına ve yeniden doğruldu
bedenin buğdayda ve gümüşte,
ışıltılı güzellik olana dek.

Acı çekmedim, sevgilim,
bekledim seni sadece.
Değiştirmeliydin bakışını
ve yüreğini,
dokunduğunda bağrımın sana verdiği
denizin derin bölgesine.
Yükselmeliydin suda,
gece dalgasının kaldırdığı
bir damla gibi temiz.

Gelinim, ölmeliydin
ve doğmalıydın, bekliyordum seni.
Seni ararken acı çekmedim,
biliyordum geleceğini,
tapmadığım bir kadından
taptığım yeni bir kadın çıkacaktı,
gözlerinle, ellerinle ve ağzınla,
fakat başka bir yürekle,
her zaman oradaymış gibi
benim yanımda uyanan biri,
benimle sonsuzca olmak için.


Pablo Neruda
Kaptanın Dizeleri
1952

8 Mart 2014 Cumartesi

Gülüşün

İstersen yoksun bırak beni ekmekten,
yoksun bırak beni havadan, ama
yoksun bırakma beni gülüşünden.

Yoksun bırakma beni gülden,
kopardığın süsenden,
sevincinde ansızın
çağıldayan sudan,
seni apansız doğuran
gümüş dalgadan.

Savaşımım amansız, ve dönüyorum
yorgun gözlerle
ara sıra değişmeyen
görünüşüne toprağın,
fakat gülüşün vardığında,
yükseliyor göğe ve arıyor beni,
ve açıyor benim için
bütün kapılarını hayatın.

Sevgilim, bu en karanlık zamanda
yayılıyor gülüşün,
ve birden görüyorsun
kanımın püskürdüğünü
caddedeki taşlara,
gül, çünkü
ellerim için gülüşün
serin bir kılıç olacak.

Güzün denize yakın
yükseltecek gülüşün
köpükten çağlayanını,
ve güzde, sevgilim,
beklediğim çiçek gibi
arzulayacağım gülüşünü,
o mavi çiçeği,
ses veren anayurdumun gülünü.

Gecede gülüşün,
gündüzde, ayda,
gülüşün
adanın dolambaçlı sokaklarında,
gülüşün seni seven
bu hantal erkekte;
fakat açtığımda
ve kapattığımda gözlerimi,
uzaklara gittiğimde,
geri döndüğümde,
esirge benden ekmeği, havayı,
ışığı, ilkbaharı,
fakat gülüşünü asla,
yoksa ölürüm ben.


Pablo Neruda
Kaptanın Dizeleri'nden

27 Ocak 2014 Pazartesi

Hayatlar

Oy, hissederim
nasıl da kötüleşerek yanımda
olduğunu, insanlar arasında utkulu!

Çünkü bilmezsin,
görmediğin binlerce yüzün
utkuyu benimle kazandığını,
benimle yürüyen binlerce ayağın ve bağrın,
ben yokum,
varolmamaktayım,
beni izleyenlerin yalnızca alnıyım,
daha güçlüyüm,
çünkü kendi küçük hayatımı
taşımam yalnızca bende,
fakat bütün hayatları taşırım,
ve güvenle ilerlerim,
çünkü bin gözüm var
ve vururum kayanın ağırlığıyla,
çünkü bin elim var,
ve sesim duyulur
dünyanın bütün kıyılarından,
çünkü sesim
konuşmayan herkesindir,
şarkı söylemeyenlerindir,
ve seni öpen ağzımla
bugün şarkı söyleyenlerindir.


Pablo Neruda
"Kaptanın Dizeleri"nden
1952

Her Zaman

Senin aksine
kıskanç değilim ben.

Bir adamla gel
sırtında,
yüz adamla gel saçında,
bin adamla gel memelerin ve ayakların arasında,
boğulmuş adamlarla dolu
bir ırmak gibi gel,
hiddetli denize kavuşan bir ırmak,
o sonsuz köpük püskürtüsü, zaman!

Hepsini getir
seni beklediğim yere:
ikimiz her zaman yalnız olacağız,
her zaman biz, sen ve ben,
yalnız olacağız dünyada
başlamak için hayata!


Pablo Neruda
"Kaptanın Dizeleri"nden
1952

24 Ocak 2014 Cuma

İncitme

İncittim seni, sevgilim,
parçaladım ruhunu.

Doğru anla beni.
Herkes biliyor kim olduğumu,
fakat bu kendim
bunun ötesinde
bir erkektir senin için.

Sende yalpalarım ben, düşerim
ve yana yana yollardayım.
Bir senin hakkın var
güçsüz hallerimi görmeye
herkesin içinde.
Ve senin küçük elin,
ekmeğin ve gitarın eli,
dokunur göğsüme
savaşa gitmeden önce.

Bu yüzden ararım sende o sağlam taşı.
Haşin elleri daldırırım kanına,
ararım kararlılığını
ve gereksindiğim derinliği,
ve rastlarım yalnızca
metalik kahkahana, ve rastlamam
sert adımlarım için herhangi bir desteğe,
maruz kal, ey taptığım,
hüznüme ve öfkeme,
seni biraz mahveden
düşmansı ellerime,
kavgalarımda yeniden yoğrulan
balçıktan doğrulman için.


Pablo Neruda
"Kaptanın Dizeleri"nden 
1952