Ah kavak ağaçları, ipince, upuzun kavak ağaçları
Kasım ayı yakılmışlığında tarlanın
Büyük ve karanlık, orada dikilmişler
Donmuş, katılaşmış, kötü rüyalara benzer
Kavak ağaçları
Ah kavak ağaçları, yapraksız, çırılçıplak kavak ağaçları
Kocaman çitler, devlere benzer, karanlık ve kaygılı
Yalnız ve avuntusuz artıkları
Gibi yıkılmış, kül olmuş bir samanlığın
Kavak ağaçları
Ah kavak ağaçları, dimdik ve cansız kavak ağaçları
Çayır kenarları karanlık ve dilsiz
Cinlere benzer ruhlar çıkıyor Nirvana'dan
Boş tarlalara dimdik bakan
Kavak ağaçları
Ah kavak ağaçları, kendini beğenmiş kavak ağaçları
Görüntüleriniz gibi yitecek ruhum
Nirvana'ya mı yükseliyorum
Yolunu şaşırmış bir kargayım
Gecede uçuyorum
Kasım ayı yakılmışlığında tarlanın
Büyük ve karanlık, orada dikilmişler
Donmuş, katılaşmış, kötü rüyalara benzer
Kavak ağaçları
Ah kavak ağaçları, yapraksız, çırılçıplak kavak ağaçları
Kocaman çitler, devlere benzer, karanlık ve kaygılı
Yalnız ve avuntusuz artıkları
Gibi yıkılmış, kül olmuş bir samanlığın
Kavak ağaçları
Ah kavak ağaçları, dimdik ve cansız kavak ağaçları
Çayır kenarları karanlık ve dilsiz
Cinlere benzer ruhlar çıkıyor Nirvana'dan
Boş tarlalara dimdik bakan
Kavak ağaçları
Ah kavak ağaçları, kendini beğenmiş kavak ağaçları
Görüntüleriniz gibi yitecek ruhum
Nirvana'ya mı yükseliyorum
Yolunu şaşırmış bir kargayım
Gecede uçuyorum
İvan Krasko
Çeviren: Kemal Kandaş