Yakaladım düşümle, uzaklaşan gölgelerini
Uzaklaşan gölgelerini, sönen gün ışığının;
Bir kuleye tırmanıyordum ve titremekteydi-
Uzaklaşan gölgelerini, sönen gün ışığının;
Bir kuleye tırmanıyordum ve titremekteydi-
Basamaklar, altında adımlarımın
Ne kadar yükseldiysem, daha bir açıklıkla belirlendi
Daha bir açıklıkla belirlendi, uzak ufuklardaki çizgiler
Ve kulağıma birtakım sesler gelmekteydi
Göklerden ve topraktan birtakım sesler
Çıktıkça yükseğe ben, parıldadı daha bir aydınlıkla
Daha bir aydınlıkla parıldadı, uyuklayan dağların dorukları
Onlar sanki bir veda ışığıyla, usulca
Dumanlı bakışlarımı okşuyorlardı.
Ve aşağılarda gece gelmekteydi artık
Gece gelmekteydi artık, uyuyan dünyaya
Benim içinse, güpegündüzdü ortalık
Yanıyordu güneş, solgunlaşan bir kızıllıkta
Öğrendim, nasıl yakalanır, uzaklaşan gölgeleri
Uzaklaşan gölgeleri, sönen gün ışığının
Çıktıkça yükseğe ben, basamaklar titremekteydi
Basamaklar titremekteydi, altında adımlarımın
Ne kadar yükseldiysem, daha bir açıklıkla belirlendi
Daha bir açıklıkla belirlendi, uzak ufuklardaki çizgiler
Ve kulağıma birtakım sesler gelmekteydi
Göklerden ve topraktan birtakım sesler
Çıktıkça yükseğe ben, parıldadı daha bir aydınlıkla
Daha bir aydınlıkla parıldadı, uyuklayan dağların dorukları
Onlar sanki bir veda ışığıyla, usulca
Dumanlı bakışlarımı okşuyorlardı.
Ve aşağılarda gece gelmekteydi artık
Gece gelmekteydi artık, uyuyan dünyaya
Benim içinse, güpegündüzdü ortalık
Yanıyordu güneş, solgunlaşan bir kızıllıkta
Öğrendim, nasıl yakalanır, uzaklaşan gölgeleri
Uzaklaşan gölgeleri, sönen gün ışığının
Çıktıkça yükseğe ben, basamaklar titremekteydi
Basamaklar titremekteydi, altında adımlarımın
Konstantin Balmont
Türkçesi: Ataol Behramoğlu