Şiir, Sadece: Konstantinos Kavafis
Konstantinos Kavafis etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Konstantinos Kavafis etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Ekim 2012 Cuma

Ithaka



Ithaca by C.P.Cavafy (with Sean Connery & Vangelis)

Ithaka

As you set out for Ithaka
hope your road is a long one,
full of adventure, full of discovery.
Laistrygonians, Cyclops,
angry Poseidon—don’t be afraid of them:
you’ll never find things like that on your way
as long as you keep your thoughts raised high,
as long as a rare excitement
stirs your spirit and your body.
Laistrygonians, Cyclops,
wild Poseidon—you won’t encounter them
unless you bring them along inside your soul,
unless your soul sets them up in front of you.

Hope your road is a long one.
May there be many summer mornings when,
with what pleasure, what joy,
you enter harbors you’re seeing for the first time;
may you stop at Phoenician trading stations
to buy fine things,
mother of pearl and coral, amber and ebony,
sensual perfume of every kind—
as many sensual perfumes as you can;
and may you visit many Egyptian cities
to learn and go on learning from their scholars.

Keep Ithaka always in your mind.
Arriving there is what you’re destined for.
But don’t hurry the journey at all.
Better if it lasts for years,
so you’re old by the time you reach the island,
wealthy with all you’ve gained on the way,
not expecting Ithaka to make you rich.

Ithaka gave you the marvelous journey.
Without her you wouldn't have set out.
She has nothing left to give you now.

And if you find her poor, Ithaka won’t have fooled you.
Wise as you will have become, so full of experience,
you’ll have understood by then what these Ithakas mean.



Constantine P. Cavafy
Translated by Edmund Keeley and Philip Sherrard

Ιθάκη

Σα βγεις στον πηγαιμό για την Ιθάκη,
να εύχεσαι νάναι μακρύς ο δρόμος,
γεμάτος περιπέτειες, γεμάτος γνώσεις.
Τους Λαιστρυγόνας και τους Κύκλωπας,
τον θυμωμένο Ποσειδώνα μη φοβάσαι,
τέτοια στον δρόμο σου ποτέ σου δεν θα βρεις,
αν μέν’ η σκέψις σου υψηλή, αν εκλεκτή
συγκίνησις το πνεύμα και το σώμα σου αγγίζει.
Τους Λαιστρυγόνας και τους Κύκλωπας,
τον άγριο Ποσειδώνα δεν θα συναντήσεις,
αν δεν τους κουβανείς μες στην ψυχή σου,
αν η ψυχή σου δεν τους στήνει εμπρός σου.

Να εύχεσαι νάναι μακρύς ο δρόμος.
Πολλά τα καλοκαιρινά πρωιά να είναι
που με τι ευχαρίστησι, με τι χαρά
θα μπαίνεις σε λιμένας πρωτοειδωμένους·
να σταματήσεις σ’ εμπορεία Φοινικικά,
και τες καλές πραγμάτειες ν’ αποκτήσεις,
σεντέφια και κοράλλια, κεχριμπάρια κ’ έβενους,
και ηδονικά μυρωδικά κάθε λογής,
όσο μπορείς πιο άφθονα ηδονικά μυρωδικά·
σε πόλεις Aιγυπτιακές πολλές να πας,
να μάθεις και να μάθεις απ’ τους σπουδασμένους.

Πάντα στον νου σου νάχεις την Ιθάκη.
Το φθάσιμον εκεί είν’ ο προορισμός σου.
Aλλά μη βιάζεις το ταξείδι διόλου.
Καλλίτερα χρόνια πολλά να διαρκέσει·
και γέρος πια ν’ αράξεις στο νησί,
πλούσιος με όσα κέρδισες στον δρόμο,
μη προσδοκώντας πλούτη να σε δώσει η Ιθάκη.

Η Ιθάκη σ’ έδωσε τ’ ωραίο ταξείδι.
Χωρίς αυτήν δεν θάβγαινες στον δρόμο.
Άλλα δεν έχει να σε δώσει πια.

Κι αν πτωχική την βρεις, η Ιθάκη δεν σε γέλασε.
Έτσι σοφός που έγινες, με τόση πείρα,
ήδη θα το κατάλαβες η Ιθάκες τι σημαίνουν.


Κωνσταντίνος Π. Καβάφης

20 Nisan 2011 Çarşamba

Umutsuzca

Büsbütün yitirdi onu şimdi arıyor
Her yeni sevgilinin dudaklarında
Sevdiğinin dudaklarını kucaklarken
Bir başkasına aldansın istiyor
Aynı çocuğa kendini hep ona veriyor sansın

Büsbütün yitirdi onu sanki hiç olmamış gibi
Çünkü kurtulmak öyle demişti o - kurtulmak istiyordu
Hasta tensel eğlencelerin lekesinden
Lekesinden tendeki utancın
Vakit var daha diyordu -vakit var kurtulmaya

Büsbütün yitirdi onu, sanki hiç olmamış gibi
Düşlerinde, sanrılarında
Başkalarınındudaklarında hep onun dudakları
Yanıyor, yeniden duymak için tanıdık aşkı


Konstantinos Kavafis

Termopiller

Ne onurludur, o insanlar ki ömürlerini
Termopilleri'ni savunmaya adarlar.
Doğru bildikleri yoldan hiç şaşmadan,
yaptıkları her işte dürüst ve tutarlı
sevecenliği ve acımayı da elden bırakmadan,
zenginken cömert, yoksulken de
ellerinden geldiğince cömert davranırlar;
ama yalancılara da kin beslemezler.
Ama onurların en büyüğü sonunda Efialtis'in
ortaya çıkacağını ve Medler'inde
geçitten geçeceğini önceden bilenlerdir,
(çoğu da önceden bilir bunu)


Konstantinos Kavafis

Tanrı'nın Antonius'u Bırakması

Gece yarısı ansızın duyarsan
eşsiz ezgilerle, naralarla
görünmeyen bir alayın geçtiğini
boş yere ağlama talihin döndü,
hiçbir iş başaramadın, her düşün
boş çıktı diye.

Nicedir hazırmış gibi, bir yiğit gibi,
Hele kendini aldatmaya kalkma, deme ki
bir düştü bu, belki yanlış duydum;
böyle boş umutlara kapılacak kadar alçalma,

Nicedir hazırmış gibi, bir yiğit gibi,
böyle bir şehre layık olan sana yaraşırcasına,
kararlı adımlarla yaklaş pencereye;
duygulanarak dinle, ama korkakların
yanıp yakılmalarıyla değil,
son bir kez doya doya dinle o sesleri,
o gizli alayın eşsiz çalgılarını,
sonra veda et ona, yitirdiğin İskenderiye'ye.


Konstantinos Kavafis

Şehir

'Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim', dedin
'bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet.
Her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya;
-bir ceset gibi- gömülü kalbim.
Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam,
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün,
boşuna bunca yıl tükettiğim bu ülkede.'

Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın.
Bu şehir arkandan gelecektir.
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın,
aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
Başka bir şey umma-
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünü de.


Konstantinos Kavafis

19 Nisan 2011 Salı

Pencereler

Boş günlerde geçirdiğim bu karanlık
odalarda dönenip duruyorum
pencereleri bulmak için.
Öyle rahatlaycacağım ki bir pencere açılsa
Ama bir türlü ortaya çıkmıyor pencereler
Ya ben ulamıyorum onları. Belki de
Bulamamam daha iyi.
Belki başka ikence olacak ışık
Kim bilir neler çıkaracak karşıma


Konstantinos Kavafis

Kent

'Başka diyarlara başka denizlere giderim, dedin.
Bundan daha iyi bir kent vardır bir yerde nasıl olsa.
Sanki bir hükümle yazgılanmış her çabam;
ve yüreğim sanki bir ceset gibi gömülmüş oraya.
Daha ne kadar çürüyüp yıkılacak böyle aklım?
Nereye çevirsem gözlerimi, nereye baksam burada,
gördüğüm kara yıkıntılarıdır hayatımın yalnızca
yıllar yılı yıktığım ve heder ettiğim hayatımın.'

Yeni ülkeler bulamayacaksın, bulamayacaksın yeni denizler
Hep peşinde, izleyecek durmadan seni kent. Dolaşacaksın
Aynı sokaklarda. Ve aynı mahallede yaşlanacaksın
Ve burada, bu aynı evde ağaracak aklaşacak saçların.
Hep aynı kente varacaksın. Bir başka kent bekleme sakın,
ne bir gemi var ne de bir yol sana.
Nasıl heder ettiysen hayatını bu köşecikte,
yıktın onu, işte yok ettin onu yer yüzünde.


Konstantinos Kavafis

İthaka

İthaka'ya doğru yola çıktığın zaman,
dile ki uzun sürsün yolculuğun,
serüven dolu, bilgi dolu olsun.
Ne lestrigonlardan kork,
ne kikloplardan, ne de öfkeli Poseidon'dan.
Bunların hiçbiri çıkmaz karşına,
düşlerin yüceyse, gövdeni ve ruhunu
ince bir heyecan sarmışsa eğer.
Ne Lestrigonlara rastlarsın,
ne Kikloplara, ne azgın Poseidon'a,
onları sen kendi ruhunda taşımadıkça,
kendi ruhun onları dikmedikçe karşına.

Dile ki uzun sürsün yolun.
Nice yaz sabahları olsun,
eşsiz bir sevinç ve mutluluk içinde
önceden hiç görmediğin limanlara girdiğin!
Durup Fenike'nin çarşılarında
eşi benzeri olmayan mallar al,
sedefle mercan, abanozla kehribar,
ve her türlü başdöndürücü kokular;
bu başdöndürücü kokulardan al alabildiğin kadar;
nice Mısır şehirlerine uğra,
ne öğrenebilirsen öğrenmeye bak bilgelerinden.

Hiç aklından çıkarma İthaka'yı.
Oraya varmak senin başlıca yazgın.
Ama yolculuğu tez bitirmeye kalkma sakın.
Varsın yıllarca sürsün, daha iyi;
sonundakocamış biri olarak demir at adana,
yol boyunca kazandığın bunca şeylerle zengin,
İthaka'nın sana zenginlik vermesini ummadan.
Sana bu güzel yolculuğu verdi İthaka.
O olmasa, yola hiç çıkmayacaktın.
Ama sana verecek bir şeyi yok bundan başka.

Onu yoksul buluyorsan, aldanmış sanma kendini.
Geçtiğin bunca deneyden sonra öyle bilgeleştin ki,
Artık elbet biliyorsundur ne anlama geldiğini
İthakaların.


Konstantinos Kavafis

Çeviren: Cevat Çapan

18 Nisan 2011 Pazartesi

Duvarlar

Düşünmeden, acımadan, utanmadan
kocaman yüksek duvarlar ördüler dört yanıma.

Ve şimdi oturuyorum böyle yoksun her umuttan.
Beynimi kemiriyor bu yazgı, hep bu var aklımda;

oysa yapacak bunca şey vardı dışarıda.
Ah, önceden farketmedim örülürken duvarlar.

Ama ne duvarcıların gürültüsü, ne başka ses.
Sezdirmeden, beni dünyanın dışında bıraktılar.



Konstantinos Kavafis
(1896)

Çok Ender

Yılların, azgınlıklarının yıprattığı,
belini büktüğü yaşlı bir adam, bitkin
ağır ağır yürüyor dar sokakta.
Ama evine girer girmez, gizlemek için
yaşının o acılı halini, düşünüyor
içinde hala sönmeyen gençlik ateşini

Şimdi onun şiirlerini okuyor delikanlılar.
Onların gözlerinde canlanıyor onun düşleri.
Onun hayal ettiği güzellikte ürperiyor
sağlıklı, şevket düşkünü beyinleri,
güzel biçimli, dipdiri bedenleri.


Konstantinos Kavafis

Yürek Yolcularına İthaf Olunur...

Bütün yaptıklarımdan ve bütün söylediklerimden
Kimse anlamaya çalışmasın kim olduğumu
Bir engel vardı, bir engel, bütün eylemlerimi
Ve bastan aşağı tutumumu değiştiren
Hep bir engel vardı tam konuşacağım sıra
Susturuverirdi beni
En göze çarpmamış davranışlarımdan
En kapalı sözlerimden, yazdıklarımdan
Yalnız onlardan anlaşılabilirim
Ama belki de değmez bunca çabaya
Bunca dikkate, gerçekte kim olduğumu bulmak,
Daha güzel bir toplumda, ilerde
Bir başkası tıpkı bana benzeyen
Çıkar kuşkusuz, yaşar özgürce.


Konstantinos Kavafis

17 Nisan 2011 Pazar

Yarım Saat

Hiç benim olmadın, olacağın da
yok sanırım. Bir iki söz, bir yanaşma
Dün bardaki gibi - o kadar.
evet, acı bir şey bu. Ama biz sanata hizmet edenler
kimi zaman beyindeki gerilimle
Neredeyse tensel bir haz duyabiliriz
Kuşkusuz kısa bir süre.
İşte dün barda böylece-
Güzel yardımıyla alkolün-
Cinsellikle dopdolu bir yarım saat geçirdim.
Sanırım anladın halimi
Ve biraz daha kaldın yanımda bilerek.
Gerekliydi bu. Çünkü bütün düşgücüne, alkolün
büyüsüne rağmen
Senin dudaklarını da göreliydim
Yanımda olsun istiyordum gövden.


Konstantinos Kavafis

Uzak

Bu anıyı anlatmak isterdim...
ama nasıl solgun... hiç bir şey kalmamış gibi-
çünkü uzaklarda gömülü, ilk gençliğim yıllarında.

Yaseminden gerilmiş bir ten...
o Ağustos gecesi? Ağustos muydu? - o gece...
Yalnız gözleri hatırımda hayal meyal; gözleri, sanırım
maviydi...
Evet, evet mavi, gökyakut mavisi.


Konstantin Kavafis

Öyle Çok Baktım Ki

Öyle çok baktım ki güzelliğe
onunla dopdolu hayalim.

Gövdenin hatları. Kırmızı dudaklar. Hazla dolu kollar bacaklar
Sanki Yunan yontularından alınmış saçlar,
her zaman güzel, taranmış olsalar da,
hafifçe düşüvermiş solgun alınlara.
Aşkın yüzleri, tam şiirimin
istediği gibi... gençliğimin gecelerinde,
gizlice buluştuğum gecelerinde.


Konstantinos Kavafis

25 Şubat 2011 Cuma

Barbarları Beklerken

- Pazar yerine toplanmış ne bekleşiyoruz böyle?

Barbarlar geliyormuş bugün.

- Bu ne durgunluk Senatoda,
neden yasamaz olmuş senatörler?

Barbarlar geliyormuş bugün.
Yasamanın gereği var mı?
Barbarlar yasa koyarlar gelince.

- Neden İmparatorumuz böyle erken kalkmış;
başında tacı, duruşunda bu törensizlik,
ne yapıyor kentin en büyük kapısında?

Barbarlar geliyormuş bugün.
Başbuğlarını İmparator
karşılamaya çıkmış.
Buyrultu bile çıkarmış diyorlar,
ona nicelikler, ayrıcalıklar bağışlayan.

- Neden iki konsülümüzle yargıçlarımız
kırmızı, süslü kaftanlar içinde çıkmışlar?
Neden yakut bilezikler, parlak
zümrüt yüzüklerle bezenmişler?
Altın, gümüş kakmalı asalarıyla
ne yapacaklar böyle?

Barbarlar geliyormuş bugün,
Barbarların böyle şeyler pek hoşuna gidermiş.

- Nerde ünlü söylevcilerimiz,
neden konuşmuyorlar?

Barbarlar geliyormuş bugün,
Barbarlar güzel sözlere kulak asmaz ki.

- Nedir bu birdenbire doğan tedirginlik.
bu kargaşa? (Nasıl da asılıverdi suratı herkesin!)
Sokaklar, alanlar neden böyle çabuk boşalıyor,
neden dalgın dönüyor evine herkes?

Gece oldu, Barbarlar gelmedi de ondan.
Sınırdan dönen birtakım kimselerse
Barbarlar yok artık, diyorlar.

Peki, şimdi Barbarlarsız ne yaparız biz?
Ne de olsa çıkar bir yol demekti onlar.


Konstantinos Kavafis
Türkçesi: İ. Kuçuradi - A. T. Oflazoğlu

24 Şubat 2011 Perşembe

Tanrının Antonius'u Bırakmasıdır

Birdenbire duyarsan geceyarısı
görünmeyen bir alayın geçtiğini
eşsiz ezgilerle, seslerle-
artık boyun eğen yazgına, başarısız
yapıtlarına, tasarladığın işlere
hepsi aldanışlarla biten-
ağlamayasın boş yere.
Çoktan hazırmış gibi bir yiğit gibi
hoşçakal de ona, giden İskenderiye'ye.
Hele kendini aldatmayasın demeyesin:
bu bir düştü, kulaklarım iyi duymadı;
böyle boş umutlara eğilmeyesin.
Çoktan hazırmış gibi bir yiğit gibi
böyle bir kente erişmiş sana yaraşırcasına,
kesin adımlarla yaklaş pencereye,
dinle duygulanarak, ama
yanıp yakılmalarıyla değil korkakların-
son bir kez, dinle doya doya ezgileri,
o gizli alayın eşsiz çalgılarını,
hoşçakal de ona, yitirdiğin İskenderiye'ye.


Konstantinos Kavafis
Türkçesi: İ. Kuçuradi - A. T. Oflazoğlu

Kaleler

Düşünmeden, acımadan, utanmadan
yüksek kaleler kurmuşlar dört yanıma.

Umutsuzluk içinde böyle hep
bir şey düşünmez oldum alınyazımdan başka.

Dışarıda görülecek bir sürü işim vardı
ben nasıl sezmedim kaleler kuruldu da.

Ses seda işitmedim çalışan işçilerden
habersiz kapadılar beni dünyanın dışına.


Konstantinos Kavafis
Türkçesi: İ. Kuçuradi - A. T. Oflazoğlu

23 Şubat 2011 Çarşamba

Kent

"Bir başka ülkeye, bir başka denize gideceğim, dedin,
Bundan daha uygun bir kent bulacağım sonunda,
ne yapsam boş, önceden yazılmış sanki yazgım
ve kalbim bir ceset, gövdeme gömülmüş burada.
Bu çöküntüyü daha ne kadar çekecek ruhum?
Gözlerimi nereye çevirsem, nereye baksam burada
gördüğüm kara yıkıntıları hayatımın yalnızca
yıllar boyu heder ettiğim, o yıktığım hayatım."

Yeni ülkeler bulamayacaksın, bulamayacaksın yeni denizler.
Hep peşinden gelecek şehir. Sürteceksin hep aynı sokaklarda,
hep aynı mahallelerde geçecek ömrün ve kocayacaksın.
Hep aynı kente varacaksın nereye gitsen,
ne yol var, ne gemi var, yok kaçmak umudu bir başka yere.
Madem ki heder ettin bütün hayatını bu kentte
yıktın onu demektir yok ettin bütün evrende.


Konstantinos Kavafis
Türkçesi: Özdemir İnce

1 Ocak 2011 Cumartesi

Konstantinos Kavafis

Konstantinos Kavafis, Constantine P. Cavafy, Κωνσταντίνος Π. Καβάφης, (29 Nisan 1863- 29 Nisan 1933) Yunan şair. Çağdaş Yunan şiirinin önde gelen isimlerinden biridir.

Yaşam öyküsü

1863 baharında İskenderiye`de doğdu. 1850 yılında Mısır`a yerleşen İstanbul-Yeniköy kökenli Pedros Kavafis ile Harikleya Fotiyadi`nin dokuzuncu çocuğuydu. Kavafis 7 yaşındayken babasını kaybetti (1870). Babası arkasında eski sıhhatli günlerine nazaran pek bir şey bırakmadı. Aile 2 yıl sonra 1872`de İngiltere`ye gitti. Konstantinos, eğitimini burada sürdürdü. Babadan kalan şirket 1876 bunalımı sonrasında, erkek kardeşlerin de tecrübesizliğinin etkisiyle batınca aile 1880 yılında İskenderiye`ye geri döndü. Kavafis İstanbul'da yaşadığı 1882-1885 yıllarında, Bizans ve Helentarihini inceledi, demotiki olarak bilinen halk dilini burada tanıdı.

İskenderiye'ye döndükten sonra Su İşleri Bakanlığı'nda uzun yıllar kâtiplik yapmış, İskenderiye Borsası'nda simsar olarak çalışmıştır. Ömrünün son yıllarında gırtlak kanserine yakalanan Kavafis 29 Nisan 1933'de İskenderiye'de yalnızlık içinde ölmüştür.

İlk şiirleri 1903'te Yunanistan'da yayımlandı. Bir yıl sonra 14 şiirden oluşan ilk kitabını çıkardı. 1907'de Nea Zoi (Yeni Hayat) adlı edebiyat dergisinin çevresinde toplanan genç sanatçılarla ilişki kurdu. 1910'da birinci kitabını 12 şiir ekleyerek yeniden yayımladı. 1911'den ölümüne dek şiirlerini dergilerde yayımlayan Kavafis'in 154 şiiri toplu olarak 1935'te yayımlanabildi. Bütün şiirleri 1963'te gün yüzü görebildi. En önemli şiirlerini 40 yaşından sonra yayımladığı için kendisini "yaşlılığın şairi" olarak nitelendirmiştir.

Kavafis konularının çok büyük bir bölümünü tarihten almıştır. Onun asıl ilgi alanı olan Helenistik dönem ve Bizans, bir kahramanlar çağı değil, karmakarışık olaylar, nedensiz gibi görülen savaşlar, uydu krallıklar, sürgün edilmiş kukla krallar, politik dalgalar, kıskanç, tutkulu sanatçılar çağıdır. Doludizgin bir cinsellik bu örgünün dokusuna işlenmiştir.