Gün kavuşurken bir ekin sapı çok yüksekte
yerle bir bu hafif esinti:
kim seçiyor böyle bir gövdeden ötekine?
Dağların ağılından sıyrılmış bir kaynak,
bir köseği mi?
Kuşlar duyulmuyor bu taşların arasında,
yalnız, çok uzakta, çekiçler
Her çiçek yaklaşmış gibi duran
gecedir ancak
Ama kokusunun yükseldiği yerden
girmeyi umamam
onun için sarsıyor beni böylesine
ve bu kapalı kapının önünde uyanık
tutuyor böylesine uzun zaman
Her renk, her yaşam
bakışın durduğu yerde doğar
Bu dünya doruğudur ancak
görünmez bir yangının.
Göz:
taşan bir kaynak
Ama nereden gelmiş?
En uzaktan daha uzaktan
En aşağıdan daha aşağıdan
Sanıyorum ben öteki dünyayı içtim
Nedir bakış?
Dilden daha sivri bir kargı
bir aşırılıktan ötekine koşu
en derinden en uzağa
en karanlıktan en arıya
bir yırtıcı
konmak istemiyorum artık
zamanın hızında uçmak
bir an böylece
bekleyişimi devinimsiz sanmak.
yerle bir bu hafif esinti:
kim seçiyor böyle bir gövdeden ötekine?
Dağların ağılından sıyrılmış bir kaynak,
bir köseği mi?
Kuşlar duyulmuyor bu taşların arasında,
yalnız, çok uzakta, çekiçler
Her çiçek yaklaşmış gibi duran
gecedir ancak
Ama kokusunun yükseldiği yerden
girmeyi umamam
onun için sarsıyor beni böylesine
ve bu kapalı kapının önünde uyanık
tutuyor böylesine uzun zaman
Her renk, her yaşam
bakışın durduğu yerde doğar
Bu dünya doruğudur ancak
görünmez bir yangının.
Göz:
taşan bir kaynak
Ama nereden gelmiş?
En uzaktan daha uzaktan
En aşağıdan daha aşağıdan
Sanıyorum ben öteki dünyayı içtim
Nedir bakış?
Dilden daha sivri bir kargı
bir aşırılıktan ötekine koşu
en derinden en uzağa
en karanlıktan en arıya
bir yırtıcı
konmak istemiyorum artık
zamanın hızında uçmak
bir an böylece
bekleyişimi devinimsiz sanmak.
Philippe Jaccottet
Çeviren: Enis Batur