Çıkar gelir alacakaranlık
yeni sürülmüş tarlalardan
her adımda biraz daha yiten topukları
ve taflan külüne kokan elleriyle
çıkar gelir
her solukta bir dermansız hastalığın
iç kanamalarını çekerek sinesine
dalgalarda çözer
saçlarını alizeler
fosforsu yüzüne vurur
bir çağanoz çıkmak ister
göğsünün sarmal dehlizlerinden
ağır ağır yürür gece
taşlarında otlar bitmiş
Aspendos'un sahnesine
ve eski, alışkın bir oyuncu gibi
okur ceneviz gününden kalma tiradını
ak benekli gömleğini aranır
soğuk kıkırdaklarıyla ürpererek
kum engereği
çıkar gelir kutup yıldızı
ışıltılı bir pelerin gibi savurarak
saman yolunu
bağdaş kurup oturur
gök tapınağının mimberine
deniz/ah! o uçsuç bucaksız göğsünde
yeşil hareler oynaşan/deniz
gece dev bir çoban gibi
kara kepeneğiyle abanınca üstüne
çırpınıp bırakır kendini
vahşi bir aşkın öpüşlerine
Adnan Özer
Ateşli Kaval
yeni sürülmüş tarlalardan
her adımda biraz daha yiten topukları
ve taflan külüne kokan elleriyle
çıkar gelir
her solukta bir dermansız hastalığın
iç kanamalarını çekerek sinesine
dalgalarda çözer
saçlarını alizeler
fosforsu yüzüne vurur
bir çağanoz çıkmak ister
göğsünün sarmal dehlizlerinden
ağır ağır yürür gece
taşlarında otlar bitmiş
Aspendos'un sahnesine
ve eski, alışkın bir oyuncu gibi
okur ceneviz gününden kalma tiradını
ak benekli gömleğini aranır
soğuk kıkırdaklarıyla ürpererek
kum engereği
çıkar gelir kutup yıldızı
ışıltılı bir pelerin gibi savurarak
saman yolunu
bağdaş kurup oturur
gök tapınağının mimberine
deniz/ah! o uçsuç bucaksız göğsünde
yeşil hareler oynaşan/deniz
gece dev bir çoban gibi
kara kepeneğiyle abanınca üstüne
çırpınıp bırakır kendini
vahşi bir aşkın öpüşlerine
Adnan Özer
Ateşli Kaval