Şiir, Sadece: Necip Fazıl Kısakürek şiirleri
Necip Fazıl Kısakürek şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Necip Fazıl Kısakürek şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Nisan 2019 Çarşamba

Ona

Benim efendim !
Ben sana bendim !
Bir üfledin de
Yıkıldı bend'im.
Ben ki, denizdim,
Dağbaşı bendim.
Şimdi sen oldun,
Âleme pendim.
Benim efendim !

Benim efendim,
Feza levendim !
Ölmemek neymiş;
Senden öğrendim.
Kayboldum sende,
Sende tükendim!
Sordum aynaya:
Hani ya kendim?
Benim efendim !

Benim efendim !
Emri yüklendim!
Dağlandım kalbden
Ve mühürlendim.
Askerin oldum,
Başta tülbendim;
Okum sadakta,
Elde kemendim.
Benim efendim.


Necip Fazıl Kısakürek

22 Nisan 2019 Pazartesi

O Erler Ki...

O erler ki, gönül fezasındalar,
Toprakta sürünme ezasındalar.

Yıldızları tesbih tesbih çeker de,
Namazda arka saf hizasındalar.

İçine nefs sızan ibadetlerin,
Bir biri ardınca kazasındalar.

Günü her dem dolup her dem başlayan,
Ezel senedinin imzasındalar.

Bir ân yabancıya kaysa gözleri,
Bir ömür gözyaşı cezasındalar.

Her rengi silici aşk ötesi renk;
O rengin kavuran beyzasındalar.

Ne cennet tasası ve ne cehennem;
Sadece allahın rızasındalar.


Necip Fazıl Kısakürek

21 Nisan 2019 Pazar

Dua


Bende sıklet, sende letafet....
Allah'ım affet !
Lâtiften af bekler kesafet....
Allah'ım affet !
Etten ve kemikten kıyafet.....
Allah'ım affet !
Şanındır fakire ziyafet...
Allah'ım affet !
Acize imdadın şerafet....
Allah'ım affet !
Sen mutlaksın, bense izafet !
Allah'ım affet !
Ey kudret, ey rahmet, ey re'fet !
Allah'ım affet !


Necip Fazıl Kısakürek

20 Nisan 2019 Cumartesi

Bizim Yunus

Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş:
Okunu kör nefsin, kılıçla çelmiş...

Bizim Yunus,
Bizim Yunus....

Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş;
Ölüm dedikleri perdeyi delmiş....

Bizim Yunus,
Bizim Yunus....

Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş;
Eli katile de kalkamaz elmiş....

Bizim Yunus,
Bizim Yunus....

Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş;
Zaman, onun kemend attığı selmiş...

Bizim Yunus,
Bizim Yunus....

Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş;
Toprakta devrilmiş, göğe çömelmiş..

Bizim Yunus,
Bizim Yunus...

Bir zaman dünyaya bir adam gelmiş;
Sayıları silmiş. Bir'e yönelmiş ...

Bizim Yunus,
Bizim Yunus...


Necip Fazıl Kısakürek

19 Nisan 2019 Cuma

Aralık Kapı


Bu dünya bir kuyu , havasız çömlek;
Daralıyorum!
Kelime manayı boğan bir gömlek!
Paralıyorum!
Allah ismi varken lûgat ne demek!
Karalıyorum!
Kapımı , buyursun diye o Melek;
Aralıyorum!


Necip Fazıl Kısakürek

18 Nisan 2019 Perşembe

Ben


Ben, kimsesiz seyyahı, mechuller caddesinin;
Ben, yankısından kaçan çocuk kendi sesinin.
Ben, sırtında taşıyan işlenmedik günahı;
Allah'ın körebesi, cinlerin padişahı.
Ben, usanmaz bekçisi, yolcu inmez hanların;
Ben, tükenmez ormanı, ısınmaz külhanların.
Ben kutup yelkenlisi, buz tutmuş kayalarda;
Öksüzün altın bahtı, yıldızdan mahyalarda.
Ben başı ağır gelmiş, boşlukta düşen fikir;
Benliğin dolabında, kör ve çilekeş beygir.
Ben, Allah diyenlerin boyunlarında vebal;
Ben bugüküne mazi, yarınkine istikbal.
Ben, ben, ben, haritada deniz görmüş boğulmuş;
Dokuz köyün sahibi, dokuz köyden kovulmuş.
Hep ben, ayna ve hayal; hep ben, pervane ve mum;
Ölü ve Münker-Nekir; baş dönmesi uçurum...


Necip Fazıl Kısakürek

16 Nisan 2019 Salı

Allah Derim

Sırtımda taşımaz yükü göklerin;
Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem
İsterseniz hayat aşını verin;
Sayılı nimetler bal olsa yemem!

Ey akıl, nasılda delinmez küfen?
Ebedi oluşun urbası kefen!
Kursa da boşluğa asma köprü, fen,
Allah derim, başka hiç bir şey demem!


Necip Fazıl Kısakürek

15 Nisan 2019 Pazartesi

Benim Nefsim


Ruhuma bir kefen bezi yeter de,
Yetmez aç nefsime sırma ve ipek.
Çare yok yüzünden düştüğüm derde;
Yesem de "toprakla karışık kepek..."
Güneşle bir tutsam girmez hızaya;
Dar bulur, sığmam der dipsiz fezaya.
Kuyruk sallar sonra hırlar ezaya;
Benim nefsim, benim nefsim ne köpek!...


Necip Fazıl Kısakürek

14 Nisan 2019 Pazar

Çocuk


Annesi gül koklasa, ağzı gül kokan çocuk;
Ağaç içinde ağaç geliştiren tomurcuk....
Çocukta, uçurtmayla göğe çıkmaya gayret;
Karıncaya göz atsa "niçin, nasıl? ve hayret...
Fatihlik nimetinden yüzü nurlu bir mühür;
Biz akıl tutsağıyız, çocuklar ki asıl hür.
Allah diyor ki : "Geçti azabımı rahmetim!"
Bir merhamet heykeli mahzun bakışlı yetim..
Bugün ağla çocuğum, yarın ağlayamazsın!
Şimdi anladığını, sonra anlayamazsın!
İnsanlık zincirinin ebediyet halkası;
Çocukların kalbinde işler zaman rakkası...


Necip Fazıl Kısakürek

13 Nisan 2019 Cumartesi

Hep Nefs

Göğsü yakut ve safir,
Kapıda bir misafir...
Sordum: Kimsin nesin sen?
Dedi : Şeytandan sefir!
Nefs isimli o kafir....

Yüzü kapkara zifir;
Elinde kös ve nefir.
Sabit fikir burgusu,
Dili, çözülmez cifir.
Nefs isimli o kafir....


Necip Fazıl Kısakürek

12 Nisan 2019 Cuma

Peygamber

Sen, fikir kadar güzel;
Ve tek, birden daha tek!
Itrını süzmüş ezel;
Bal sensin, varlık petek...

Sensin ölüme hisar;
Bâkisi hep inkisar...
Sar bizi, çepeçevre sar,
Rahmet rûzgarı etek!...


Necip Fazıl Kısakürek

11 Nisan 2019 Perşembe

Sabır

Sabrın sonu selamet ,
Sabır hayra alamet.
Belâ sana kahretsin;
Sen belâya selam et!

Felâh mı, onda felâh,
Silah mı, onda silah
Sen de kim oluyorsun?
Asıl sabreden allah.

Sabır incecik sırat;
Murat içinde murat.
Sabır Hakk'a tevekkül.
Sabır Hakk'a itimat.

Sabırda pişer koruk,
Yerle bir olur doruk.
Sabır, sabır ve sabır,
İşte Kur'an'da buyruk!

Bir sır ki âşikâre ,
Avcı yenik şikâre.
Yalnız, yalnız sabırda
Çaresizliğe çare...


Necip Fazıl Kısakürek

11 Temmuz 2016 Pazartesi

Bu Yağmur

Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.

Bu yağmur kanımı boğan bir iplik
Tenimde acısız yatan bir bıçak
Bu yağmur yerde taş ve bende kemik
Dayandıkça çisil çisil yağacak.

Bu yağmur delilik vehminden üstün;
Karanlık kovulmaz düşüncelerden.
Cinlerin beynimde yaptığı düğün
Sulardan, seslerden ve gecelerden.


Necip Fazıl Kısakürek
Sonsuzluk Kervanı

Heykel

Yıllar bir gözyaşı olup da kaymış
Bu eski heykelin yanaklarında.
Yapraktan saçını yerlere yaymış,
Sonbahar ağlıyor ayaklarında.

Süzüyor ufukta bir kızıl yeri
İçi karanlıkla dolu gözleri.
Alnında akşamın ince kederi,
Sessizliğin sırrı dudaklarında.

Yanan bir kağıtta nasıl bir satır
Kaybolursa, akşam onu karaltır.
Artık o silinen bir hatıradır
Bir ıssız bahçenin uzaklarında.


Necip Fazıl Kısakürek
Kaldırımlar

9 Temmuz 2016 Cumartesi

Hırs

Sen kaçan bir yavru geyiksin dağda
Ben peşine düşmüş bir canavarım.
İstersen dünyayı çağır imdada,
Yeryüzünde bir sen, bir de ben varım.

Seni korkutacak geçtiğin yollar,
Arkandan gelecek hep ayak sesim.
Sarıp vücudunu hayali kollar
Enseni yakacak sıcak nefesim.

Kimsesiz odanda kış geceleri
İçin ürperdiğin anlar beni an!
De ki odur sarsan pencereleri
De ki, rüzgar değil, odur haykıran.

Göğsümden havaya kattığım zehir
Solduracak bir gül gibi ömrünü.
Kaçıp dolaşsan da sen şehir şehir,
Bana kalacaksın gene son günü.

Hırsım gibi sonsuz yaşarsan sen de,
Ben ölümle sırdaş olur beklerim.
Hırsıma toprağı rakip etsen de
Mezarında bir taş olur beklerim. 


Necip Fazıl Kısakürek
Kaldırımlar

Kaldırımlar II

Başını bir emele satan kahraman gibi,
Etinle, kemiğinle, sokakların malısın!
Kurulup şiltesine bir taht-ı revan gibi,
Sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın!

Fahişe yataklardan kaçtığın günden beri,
Erimiş ruhlarınız bir derdin potasında.
Senin gölgeni içmiş, onun göz bebekleri;
Onun taşı erimiş, senin kafatasında.

İkinizin de ne eş, ne arkadaşınız var;
Sükût gibi münzevî, çığlık gibi hürsünüz.
Dünyada taşınacak bir kuru başınız var;
Onu da, hangi diyar olsa götürürsünüz.

Yağız atlı süvari, koştur atını, koştur!
Sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları.
Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur,
Ne senin anladığın kadar, kaldırımları…


Necip Fazıl Kısakürek
Kaldırımlar

Sayıklama

Kedim, ayak ucuma büzülmüş, uyumakta; 
İplik iplik sarıyor sükûtu bir yumakta, 
                       Hırıl hırıl, 
                       Hırıl hırıl...

Bir göz gibi süzüyor beni camlardan gece, 
Dönüyor etrafımda bir sürü kambur cüce, 
                       Fırıl fırıl, 
                       Fırıl fırıl...

Söndürün lâmbaları, uzaklara gideyim; 
Nurdan bir şehir gibi ruhumu seyredeyim, 
                       Pırıl pırıl, 
                       Pırıl pırıl...

Sussun, sussun, uzakta ölümüme ağlayan; 
Gencim, ölmem, arzular kanımda bir çağlayan, 
                       Şırıl şırıl, 
                       Şırıl şırıl...

Ne olurdu, bir kadın, elleri avucumda, 
Bahsetse yaşamanın tadından başucumda, 
                       Mırıl mırıl, 
                       Mırıl mırıl...


Necip Fazıl Kısakürek
Kaldırımlar

10 Ekim 2015 Cumartesi

Ayrılık Vakti

Akşamı getiren sesleri dinle,
Dinle de gönlümü alıver gitsin.
Saçlarımdan tutup kor gözlerinle
Yaşlı gözlerime dalıver gitsin.

Güneşle köye in, beni bırak da
Küçüle küçüle kaybol ırakta.
Bu yolu dönerken arkana bak da
Köşede bir lahza kalıver gitsin.

Ümidim yılların seline düştü,
Saçının en titrek teline düştü,
Kuru yaprak gibi eline düştü,
İstersen rüzgâra salıver gitsin. 
 
 
Necip Fazıl Kısakürek 

Anneciğim

Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim!
O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi,sal anneciğim!

Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var;
Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!

Gözlerinde aksi, bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış, çırpınmak için;
Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim!..


Necip Fazıl Kısakürek

Gurbet

Dağda dolaşırken yakma kandili,
Fersiz gözlerimi dağlama gurbet!
Ne söylemez, akan suların dili,
Sessizlik içinde çağlama gurbet!

Titrek parmağınla tutup tığını.
Alnıma işleme kırışığını
Duvarda, emerek mum ışığını,
Bir veremli rengi bağlama gurbet

Gül büyütenlere mahsus hevesle,
Renk dertlerimi gözümde besle!
Yalnız, annem gibi, o ılık sesle,
İçimde dövünüp ağlama gurbet!..


Necip Fazıl Kısakürek