Bataklık ağaçlarının gövdeleri arasında gündoğusu kızardı ...
İşte Ekim başlıyor ve turnalar sökün edecekler;
Uyandıracak, çağıracak beni turna çığırışları!
Tavan aramın, uzakta, unutulmuş bataklığın üstünden geçecekler ...
Rusya'da, bir uçtan bir uca, bildirecekler yaprak dökümü vaktini
Destanlar gibi sayfalarında çok eski kitapların.
Sonuna dek dile getiriyor ruhta olan her şeyi
Ağlayışları ve yüksek uçuşları, bu gururlu, ünlü kuşların.
Bir uçtan bir uca, tüm Rusya'da, dost eller sallanıyor onlara.
Ve anlatacak onlar, göksel sesleriyle, bir masal gibi
Uçan ağlayışlarıyla duyuracaklar uzaklara
Unutulmuşluğunu bataklıkların, kavrulmuş tarlaların kederini..
İşte geçiyorlar ... geçiyorlar işte ... Açın kapıları hemen
Ve çıkın, bakmak için yüceliklerinize!
İşte sustular-ve yeniden öksüzleşiyor ruh ve doğa
Çünkü yok artık onları dile getirecek kimse ...
İşte Ekim başlıyor ve turnalar sökün edecekler;
Uyandıracak, çağıracak beni turna çığırışları!
Tavan aramın, uzakta, unutulmuş bataklığın üstünden geçecekler ...
Rusya'da, bir uçtan bir uca, bildirecekler yaprak dökümü vaktini
Destanlar gibi sayfalarında çok eski kitapların.
Sonuna dek dile getiriyor ruhta olan her şeyi
Ağlayışları ve yüksek uçuşları, bu gururlu, ünlü kuşların.
Bir uçtan bir uca, tüm Rusya'da, dost eller sallanıyor onlara.
Ve anlatacak onlar, göksel sesleriyle, bir masal gibi
Uçan ağlayışlarıyla duyuracaklar uzaklara
Unutulmuşluğunu bataklıkların, kavrulmuş tarlaların kederini..
İşte geçiyorlar ... geçiyorlar işte ... Açın kapıları hemen
Ve çıkın, bakmak için yüceliklerinize!
İşte sustular-ve yeniden öksüzleşiyor ruh ve doğa
Çünkü yok artık onları dile getirecek kimse ...
Nikolay Rubtsov
Çeviren: A. Behramoğlu