Ağırbaşlı denize gelir yaşlı kadınlar
etraflarında düğümlenmiş şallarıyla,
zayıf ve kırılgan ayaklarıyla.
Kendi başlarına otururlar kıyıda
değiştirmeden gözlerini ya da ellerini
değiştirmeden bulutları ya da sessizliği.
Kasvetli deniz köpürür ve çağıldar,
aşar boru sesli dağları,
silkeler boğasının sakallarını.
Soğukkanlı kadınlar otururlar
saydam bir kayıkta gibi
bakarlar yıldıran dalgalara.
Nereye giderler, nerede kaldılar?
Gelirler her bir köşeden
gelirler kendi hayatlarımızdan.
Şimdi sahibi onlardır okyanusun
soğuk ve yanan boşluğun,
alevlerle dolu yalnızlığın.
Geçmişten gelirler,
bir zamanlar güzel kokan evlerden,
yanık alacakaranlıklardan.
İzlerler ya da izlemezler denizi,
bir bastonla çiziktirirler işaretleri,
ve deniz siler onların hüsnühatlarını.
Ayağa kalkıp gider yaşlı kadınlar
kırılgan kuş ayaklarıyla,
en gürültücü dalgalar
yuvarlanırken rüzgârda.
etraflarında düğümlenmiş şallarıyla,
zayıf ve kırılgan ayaklarıyla.
Kendi başlarına otururlar kıyıda
değiştirmeden gözlerini ya da ellerini
değiştirmeden bulutları ya da sessizliği.
Kasvetli deniz köpürür ve çağıldar,
aşar boru sesli dağları,
silkeler boğasının sakallarını.
Soğukkanlı kadınlar otururlar
saydam bir kayıkta gibi
bakarlar yıldıran dalgalara.
Nereye giderler, nerede kaldılar?
Gelirler her bir köşeden
gelirler kendi hayatlarımızdan.
Şimdi sahibi onlardır okyanusun
soğuk ve yanan boşluğun,
alevlerle dolu yalnızlığın.
Geçmişten gelirler,
bir zamanlar güzel kokan evlerden,
yanık alacakaranlıklardan.
İzlerler ya da izlemezler denizi,
bir bastonla çiziktirirler işaretleri,
ve deniz siler onların hüsnühatlarını.
Ayağa kalkıp gider yaşlı kadınlar
kırılgan kuş ayaklarıyla,
en gürültücü dalgalar
yuvarlanırken rüzgârda.
Pablo Neruda
"Estravagario"dan
"Estravagario"dan