Şiir, Sadece: Onlar
Onlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Onlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

23 Şubat 2019 Cumartesi

Onlar

Herşeyi bilen onlar
Herşeyin en iyisini onlar için
Pastanın artıklarını veriyorlar bazılarına
Bazılarına ise hiç bişey verilmiyor
Sadece ölmek şıkkını seç diyorlar
Ama bir gün çekilecek boğazın suyu
Boğulacak yalılarda yaşayanlar
Bütün dışlananlar toplanacak bir gün
Şehri feth edecekler


Zaman, 20 Mart 06, LA

27 Haziran 2016 Pazartesi

Onlar

Dudağında bir ıslık, elinde bir cıgara,
Karışırsın bu gece sen de karanlıklara
Duyarsın bir kafesin ardından öksürükler ...

Alaca bir perdeye çizilen gölge bir baş
Seni kumral saçından tutar da yavaş yavaş
Aralanmış kapıdan bir taşlığa sürükler.

Çevrilir dört yanına örselenmiş fidanlar,
İşte onlar, o adı ağza alınmayanlar,
Gözlerinde çürükler, kollarında çürükler.

Sen avutmak dilerken bir acı hatıranı
Duyarsın, fırlatarak çıkarken son liranı,
İçinden hıçkırıklar... Ardından öksürükler...


Faruk Nafiz Çamlıbel
Bir Ömür Böyle Geçti

24 Nisan 2015 Cuma

Onlar

Dudağında bir ıslık, elinde bir cıgara,
Karışırsın bu gece sen de karanlıklara
Duyarsın bir kafesin ardından öksürükler...

Alaca bir perdeye çizilen gölge bir baş
Seni kumral saçından tutar da yavaş yavaş
Aralanmış kapıdan bir taşlığa sürükler.

Çevrilir dört yanına örselenmiş fidanlar,
İşte onlar, o adı ağza alınmayanlar,
Gözlerinde çürükler, kollarında çürükler.

Sen avutmak dilerken bir acı hâtıranı
Duyarsın, fırlatarak çıkınca son liranı,
İçinden hıçkırıklar... Ardından öksürükler.


Faruk Nafiz Çamlıbel
Han Duvarları

30 Aralık 2011 Cuma

Onlar

Onlar ki toprakta karınca,
suda balık,
havada kuş kadar
çokturlar;
korkak,
cesur,
cahil,
hakim
ve çocukturlar
ve kahreden
yaratan ki onlardır,
destanımızda yalnız onların maceraları vardır.

Onlar ki uyup hainin iğvasına
sancaklarını elden yere düşürürler
ve düşmanı meydanda koyup
kaçarlar evlerine
ve onlar ki bir nice murtada hançer üşürürler
ve yeşil bir ağaç gibi gülen
ve merasimsiz ağlayan
ve ana avrat küfreden ki onlardır,
destanımızda yalnız onların maceraları vardır.

Demir,
kömür
ve şeker
ve kırmızı bakır
ve mensucat
ve sevda ve zulüm ve hayat
ve bilcümle sanayi kollarının
ve gökyüzü
ve sahra
ve mavi okyanus
ve kederli nehir yollarının,
sürülmüş toprağın ve şehirlerin bahtı
bir şafak vakti değişmiş olur,
bir şafak vakti karanlığın kenarından
onlar ağır ellerini toprağa basıp
doğruldukları zaman.

En bilgin aynalara
en renkli şekilleri aksettiren onlardır.
Asırda onlar yendi, onlar yenildi.
Çok sözler edildi onlara dair
ve onlar için:
zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur,
denildi.


Nazım Hikmet
Kuvayı Milliye