Yitip gitmiş baş, katı,
kesilmiş halinle ne kadar güzelsin.
hiçbir şey taşımıyorsun kudretli imparatorluktan:
Boş gözlerin bir şey anlatmıyor artık.
alaylar yürümüyor dudaklarında,
öldürülen ve tartaklanan
insanlar dolaşmıyor tepesinde burnunun.
Seyre dalınan hayatın tatlılığı
sessiz sağduyunun soğuk değişmezliğinde
biraz -ve yalnız bir an- bırakıp
düşünceye delilik katmaya
zorunlu olduğunu bilerek,
Düşlenen bir erdem: tutsak,
vücudun hüzünlü saatlerinde, hiç kimse
giremez onun kalbine ve kocası
belki doğuran odur onu, hiçbir zaman
uzun uzun bakarak düşünmedi kendine dönüşü.
Yaşadı, öldü, sütunlar ve insanlar arasında.
çayırlar ve dereler, gölgeler ve ekinler.
Tiyatrolar, bağbozumları arasında, -peri gibi.
Fakat nerede? İmparatorluk geniş.
Bütün tanrılar onundu, tanrıların yüzü
yoktu. Ve insanlar,
tanrılaşmak için hazırdılar
kendi yüzlerini bırakmaya. Bu
yitip gitmiş baş direnmiş:
ne peri ne kadın, yalnız bilim
ve bizden bizi kurtaramayan.
kesilmiş halinle ne kadar güzelsin.
hiçbir şey taşımıyorsun kudretli imparatorluktan:
Boş gözlerin bir şey anlatmıyor artık.
alaylar yürümüyor dudaklarında,
öldürülen ve tartaklanan
insanlar dolaşmıyor tepesinde burnunun.
Seyre dalınan hayatın tatlılığı
sessiz sağduyunun soğuk değişmezliğinde
biraz -ve yalnız bir an- bırakıp
düşünceye delilik katmaya
zorunlu olduğunu bilerek,
Düşlenen bir erdem: tutsak,
vücudun hüzünlü saatlerinde, hiç kimse
giremez onun kalbine ve kocası
belki doğuran odur onu, hiçbir zaman
uzun uzun bakarak düşünmedi kendine dönüşü.
Yaşadı, öldü, sütunlar ve insanlar arasında.
çayırlar ve dereler, gölgeler ve ekinler.
Tiyatrolar, bağbozumları arasında, -peri gibi.
Fakat nerede? İmparatorluk geniş.
Bütün tanrılar onundu, tanrıların yüzü
yoktu. Ve insanlar,
tanrılaşmak için hazırdılar
kendi yüzlerini bırakmaya. Bu
yitip gitmiş baş direnmiş:
ne peri ne kadın, yalnız bilim
ve bizden bizi kurtaramayan.
Jorge De Sena
Çeviren: Muzaffer Uyguner