Şiir, Sadece

Bir gün çırılçıplak bir büyük Zenginliğin ortasına oturtacağım seni Su gibi ağır giysilerin olacak Meyvelere güzel kokusunu veren kadın çor...

İnsanın burun deliklerini genleştiren bir rüzgar böyle bir rüzgar var işte İnsanın çene kemiklerini donduran bir soğuk böyle bir soğuk var ...

Pasın renkli kabuğunda bir horoz olduk uçmak için gazete parçalarına yığmak için ince dallar. Sonra dalgalı bataklık üzerinde yellere bırak...

Bir çini sobam var bir zafer anıtına benzer sobam Çini sobamı aldılar elimden zafer anıtına benzeyen sobamı Geri verin benim çini sobamı za...

Sanki okulda gibi bitirme sınavları döneminde Bir sessizlik bir sessizlik Ayak uçlarına basa basa girilir Ağırbaşlı herkes koyu renk giysil...

Sende yansıyorum ben -der şu seyirci insana Haber benim - der gazetenin muhabiri Dünya benim - der su damlası Ağacım uçtu - der düşerken ya...

Aya aşık olmamalı insan. Elinde ağırlığını yitirmemeli balta. Bahçesinde buram buram kokmalı çürük elmalar Biraz da ısırgınlar boy vermeli....

Korkudan titreyerek düşünüyorum da yaşamım muradına ererdi Ele güne itirafta bulunmayı göze alabilseydim. Açığa vurabilseydim bir yalanı, k...

Kaçıyorduk yanmakta olan kentten: Tarlalardan geçen ilk yolda durup geri baktık da Dedim ki: "Otlarla örtülsün ayak izlerimiz. Yangınd...

Gözlerim kamaşmıyor artık, kamaşmıştı bir zamanlar hemen gözlerimi kapatıyorum kum fırtınasına karşı yıllardır geciken sözcükleri çağırıyor...

Ne yapar baykuşlar gündüzleri acaba? İşleri başlarından aşkındır geceleri. Penceremin altına kurulup öterler uzun uzun şafaklara kadar Yaşa...

İyi bak şu menekşenin yapısına sanki küçük bir katedral ve adak taşında bir sarı leke ortada daha güzel hem Paestum'dan hem bütün tapın...

Prangaya mahkum iskeletler. Gençlik bağla bana kanatlarını Ebedi göklerin yüksekliğinden Ram edeyim bu köhne kainatı Yılların izi yüzünde ç...

Bulutların demir bahçeleri: bir düş mü Oradaki hangi Roma ve hangi kırağı sırça kulelerde Senin bin dereden su getirmelerinden yoruldu gölg...

Bir ortaçağ gizinden çıkmış ağaçtan İsa sürükleniyordu dört ayak her yanı kan ve yonga boynunda dikenli tasma iyice çökmüş belkemiği sopa y...

Bağırıyordum gecede ölüler vardı gözlerimde gülen sessizce bir karanlık bıçak gömülüyordu gövdeme soğuk ve yaşamasız deşiyordu karnımı ...

Şimdi apaydınlık konuşmak isterdim çocuklar koşsunlar diye bana bir bahçeye koşar gibi güneşin doldurduğu aydınlık bir parka Şimdi konuşmak...

I. İşte kiralık ev, kırmızı kiremitli Üçüncü kattan bir adam düştü Taşlarında yatıyor kaldırımların Gazeteyle örtülü yüzü. Diyorlar Penc...

Ezgi neyse müzik için renk neyse bir tabloda Özgür, bezeli, aydınlık ses de böyledir şiirde. Çağlar boyu tıpkı topraklar ve sular gibi Sakl...

Konuş ey bulut haykırıyordum çatılardan haykırıyordum kulelerden Konuş ey bulut koşuyordum ardından yelin kaldırıp elimi - koşuyordu o - ap...