Şiir, Sadece: Rüzgârda Yapraklar
Rüzgârda Yapraklar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Rüzgârda Yapraklar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Ekim 2018 Cumartesi

Üzüntü Ağaçları

Kitaplar yaklaşıp soluklanır kitabın tuzağında
Taşır çiçeklerin üzüntüsünü
Uyanmadan önce sözcükler
Yankı
Titrer kuru yaprakların gölgesinde

Yapraklar boş bir alana düşer kapanır toprak
üstlerine
Kaybolur, kayıplarda
Taşır çiçeklerin üzüntüsünü...


Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı

26 Ekim 2018 Cuma

Kaybolan Büyü

Olsam,
Kuşların açlığından toplanıp sardığı taş,
taşları
Olsam,
Geceyi uyaran ve yolları
Ve dalsam ağaçların avuçlarına
Yeşil dalların yuvalarına, düşün ve yiğitçe
Sararan yapraklara
Nerede olursa olsun bir gündoğumu kalsam,
garip ve kalsam
Tanıdık bir yüzün gizlerinde.

Olsam,
Güneşin ışığından sarkan ve çığlığın
ıslaklığında
Bu son sularda...


Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı

25 Ekim 2018 Perşembe

Ateşin Ağaçları

Ağaçların yapraklarından bir aile
Akarsuyu yakınında çömelir
Ateşin kitabını okur su
Gözyaşları yaralar toprağı.
Ailem görmedi gelişimi
Gitti
Ne ateş kaldı ne bir izleri.


Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı

24 Ekim 2018 Çarşamba

İşaretler

Ateşin ve karın uyumunu sağladım-
Alevler anlayışla saklar karları
Erir ve giz içinde süzülürüm
Çiçek ve taşlarda dururum
Kaybolurum
Uzaklaşırım
Dalgaları
Görürüm
İşaretler arasında işte ışığın büyüsü.


Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı

23 Ekim 2018 Salı

Gece ve Gündüzün Ağaçları

Gün batmadan önce, gelirim
Güneşe varmadan önce, sığınırım
Ağaçların titreyişleri düşer peşime, gölgemle
yürür yemiş kabukları

Sonra yüzümde dehşeti örer
Meçhul suskunun kelimeleri kapılarından
kesip sökme zamanı
Dostuna sığınır gece ve unutur
Benliğini yatağımda günlerce

Sonra eğer ter düşerse bağrışa
Düğmelerimi açar ve uyurum
Suyu ve aynayı uyandırır süslenirim
Yüzüme yansır gibi rüya.


Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı

22 Ekim 2018 Pazartesi

Haliç'in Ağıtı

Tüyün zehirli yeşil
Tüyün alevle şişirilmiş şahdamar
Bağdat’tan yığınlar çıkıyor
Tarihimizden gönderilişimiz yakın
Toprağımızdan-dönüşü olmayan düşümüzden

Ellerin üstünde karşılayacağız zamanı
gözlerinde ateş
Uzanan göğün sınırlarında
Ey Bağdat’tan çıkan yığınlar
milad ve şiirle yüklü.
Ey zehirli yeşil tüy
Kalsa da iki bitiş uzaklarda
Yankıyanla ve donan ölümle

Bu toprakla tanışırız-
Kalmasa da ne sen ne de yeşil
Ey titreyen dilin celali
Bu toprağın kabukları
Ey şairin gizi ve kökleri.


Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı

21 Ekim 2018 Pazar

Söylencedeki Ağıtın Ömrü

Zamanı olmayan çığlığın feryadı
yükselmez, güneşin de bir gölgesi vardır,
Ne zaman ne zaman vuracak ey dağımıza?
Ve ey hüznün dostu ve ricanın
Ateşin üstünde taşlaştı yeşillik
biz gördüğümüzde
gökyüzünde böyle sözleştiğimiz yerde.


Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı

20 Ekim 2018 Cumartesi

Yeni Ağıt

1

Küreklerimizle, felekle birlikte gittik
Tanrının yanına yağmurun altında
Ve çamurda, bir ölümün müjdesini taşıyarak.
Toprak genişti, dalgalarla birlikte gittik
Ölümün sicimine bağlandık
Ömrümüz gökyüzünün bulutlan arasındaydı
Ve aralık pencerelerde dualar:
"Ey tanrım, yalnızlıktan kurtarırsın
Bütün bu insanların arasından ve evrenden?
Nerede karşılayacaksın bizi, toprağındaki o
ahirette.
Önceki vatanımızda
Ölümün yapraklarında ve hayatın
rüzgarında?
Ey tanrı bizde, benzerimizde
Korkumuz güneşten üzüntümüz nurundan
Hüznümüz dünden kalma
İşte onunla dönüyoruz önceki ömrümüze
“Ey ben olsaydım bu ekinin zaferi
Bu toprakta, yaratılan ve yaratan
Ey inen çamur ben olsaydım
Veya inen yıldızların arasına arasına
Ki görmesin bu alem görmememiz için
İki kadının bacak aralarındaki ateşi"


2

Geçmişten dönse zaman
Zaman hayatın yüzünü yutsa
Toprak irkilse uyansa geçmiş
Ey ağıt bize ikazındır bana söyle.
Hayat toplansa geçmişte söylenenlerle
Ruhlar uzaklaşır çakıl taşlarıyla dalgalarda
yuvarlanıp
Ve çamur iki su arasında taşlaşır
Açarız tufanın derinliğini
Okşarız inleyen köklerini
Yolu şaşırıp döneriz, mağaradan çıkarız
değiştirir bizi önümüzde yığılan gök
İnilti denizine gireriz benden yayılır nağmeler
Söylentisine kıyamıyoruz geçmişin.
nehrin kıyısında dönüşümüz ölüm
Buna da razıyız umudumuz tükenir
Suyun sınırı buz tutmaya başlar
Geçmişin bitimiyle üzgün
Geçmişimize kıyarız kendi geçmişimize
Yeni bir yanılgısı belki bu su birikintisinin.


Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı

19 Ekim 2018 Cuma

Kapı

Uzun zaman kirpikleri ve parmakları
Bekler kapıda
Bedenleri kayıp yatakta
Kapıda sürünür kalpleri
Kapıyı vurmaz elleri ne de;
Ağlamayı özler onlar-
"Ne gözyaşların ikramı ne şarkıların, nehirde
Kayıklar söyler aşkımı."


Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı

18 Ekim 2018 Perşembe

Büyülü Toprak

Kalsa- tozu yok ve düşmanlığı
Benim ve nöbetçilerin arasında günler,
Bütün geçmiş, bulutlarla yağdı
Tarih, herkesin uyuduğunu gördü
Soldu toprağım büyülü toprağım:
Şaşırtır rüzgarı
Suyun yüzünü keserek
Şişenin içinde yüzerim denizde.


Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı

17 Ekim 2018 Çarşamba

Avucunda Görüyorsun

Avucunda görüyorsun
Avucunda öldüğümü uzakta
Sarılırsın tozuma
Gözlerinde söz yok, susmak da
Senden bir duman
Derin düşer, mekanda
Ve sen mekanda-
Avucunda yaşarım ne zaman
Bozgundan dilim tutulur çivilenmiş gibi
Tanrı alnımda ışıldar;
Avucunda ey Mihyar
Böyle gizlenirim yokederim sırları;
Avucunda görüyorsun
Avucunda öldüğümü uzakta.


Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı

16 Ekim 2018 Salı

Yalnız Toprak

Beklerim bu ürken sözcüklerde
Yaşarım yüzümü dost yüzümü
Yüzüm bir yol.
Adınla ey toprak böyle uzar
Büyülenir yalnızlığım
Adınla ey ölüm ey dostum.


Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı

15 Ekim 2018 Pazartesi

Cesaretin Gözyaşı

Bir cesur gözyaşı yürüyor benimle
Kirpiklerimin altında kırılarak
Tenimden süzülerek yürüyor biri
Farslı çocukluğum
Atların nal sesleri dalların gölgesinde
Rüzgarın ipleriyle
Peygamberin sesiyle şarkı söylüyor bize:
"Ey bu rüzgar
Ey bu çocukluk
Ey bu göz yaşından daha cesur
Görünen kırık kirpiklerde".


Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı

14 Ekim 2018 Pazar

Haftanın Yedinci Günü

Hangi günler büyüler şimdi
Sevgi ve nefretimi,
Sen, bu haftanın yedinci gününde yaratıldın
Ufuğun dalgalarından yaratıldın
Şarkıların kirpiklerinden,
ben haftanın yedinci günü yara ve baltağzı
Nedir bu bağlılık
Ben rüzgar ve toprak gibi?


Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı

13 Ekim 2018 Cumartesi

Benim Gizim

Benim gizimle yürüyorum
Örümcekağı üstünde
Benim gizimle gizlenirim
Yıkıntılar altında ölürüm
Yüzüm ve çığlığımda kalır aşk-
Benim gizimin nesli böyle
Kalır ölümümden sonra.


Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı

12 Ekim 2018 Cuma

Çocukluğum

Bu kışta öğrendim; şarkılarımı
Ekmeğimi, memleketimi ve dilimi-
Çocukluğumun küçük adımlarıyla
Ufku taşıdım avuçlarımda
Düş gibi resmini yaptım geleceğime.


Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı

11 Ekim 2018 Perşembe

Tek Gözlü

-"Sen kimsin, seni nerden anımsıyorum ey
Mihyar
nerde savaştık, Allah veya ateşin kimliğiyle
giden kimliğin veya gelen
acaba nerden anımsıyorum seni”

-”Ne Allahı anımsarım ne de yangını
hepsi, işte bu duvar
hepsi, işte gözlerimin gördüğü- bir kişi,
başka bir ben’e bürünse
o kişiyi kim tanır ikisi de bir..."


Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı

10 Ekim 2018 Çarşamba

Taş

Taparım bu taşın vedasına
Kesildiğini görürüm yüzümün
Onda görürüm kayıp şiirimi.


Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı

9 Ekim 2018 Salı

Gözlerinde Taşır

gözlerinden alır
gelincikleri, bu songünün rüzgarından
aktı, ellerinden aldı
yağmurların adasından
dağlardan yaratığı sabahı
tadıyorum-gözlerinde taşır
denizin tohumunu
tarih adlandırdı beni ve şiirler
mekanı yıkayıp,
tanıyorum- beni adlandıran tufanı.


Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı

8 Ekim 2018 Pazartesi

Son Gökyüzü

Gözlerini kapatır düşünde
Böyle görür bir şehrin itirafını
Havada dans eder düşünde böyle
Düşünde böyle habersiz kalır bütün şeylerden
Günden güne yaratılan şeylerden,
Düşünde böyle birikir böyle akar
İşte deniz- böyle telaşlı bir giz
Böyle uzaklaşır gökyüzü son gökyüzünden.


Adonis
Çeviren: Metin Fındıkçı